Sabahın ilk ışıkları ile beraber gözlerini yeni bir sabaha açtı Rose. Camdan gelen güneş ışığı yüzüne vurmuş ve çoktan kalkmasını sağlamıştı. İsteksizce uykusundan kalkan kız öncelikle banyoya doğru ilerledi. Yavaşça yüzünü kaldırıp aynada kendine baktı. Hiç de şaşırmayacağı bir görüntü vardı karşısında.
Dün ağlamaktan göz altları şişmiş ve morarmıştı. Ayrıca yüzü çökmüştü kızın. Sırf onun için değer miydi ki?
Lavabonun üzerinde duran makyaj malzemelerini aldı ve yüzüne en uygun makyajı yapmaya başladı. Morlar uyguladı göz kapaklarına hafifçe. Varlığı bile belli olmayan doğal bir makyaj. Dudağına da hafif bir parlatıcı sürüp dudaklarının rengini ortaya çıkarmıştı.
İşini halleder halletmez kahvaltı için aşağıya inmişti. Masaya oturup tabaktaki gevreğine süt dökmek üzere süte elini uzattı. Süt yüzeyine çıkan çikolatalı gevrekler onu biraz da olsa güldürebilmişti.
Yanlız bir şey eksikti. Toplam üç kişilerdi. Rose gözleriyle odayı taradıktan sonra Jisoo'nun olmadığını fark etti.
— Jisoo unnie nerede diye sordu kız.
Ayrıca bir de mimikleriyle sorarcasına kaşlarını kaldırmıştı. Ve sorusunun cevabını Lisa vermişti.
— Okulda bazı işleri varmış dedi nutellayı kaşıklarlarmış. İyi de onun bu saatte okulda be işi vardı diye düşünmeden edemedi Rose.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTİCE ME ~ JİROSE ~
Romance- En sevdiği renk mordur. Pek kızmaz ama içten kırılır. Herşeyini içine atar. Birine bağlandı mı kopamaz. Çok utangaçtır. O yüzden bazı şeyleri söyleyemez Kaç yıl oldu ama sen onu fark etmedin. Lütfen Jimin. Artık onu fark et. ...
