Müzik bölümüne geldiğimde, bölümün kapısını açıp içeri girdim. İçeri girer girmez çok güzel bir parça yani piyano sesi bütün bölümde yankılanıyordu. Geçen seferki geldiğim piyano odasına ilerledim. İlerledikçe bölümde yankılan piyanu sesi daha net duyuluyordu ve bu sesin geçen seferki girdiğim piyano odasında geldiğini anladım.
Ben yaklaştıça piyanodan yankılan o güzide parçayı daha net işitiyordum.Piyano odasına ulaştığımda yarı açık olan kapıdan içeriyi baktığımda Piyanoyu çalan kişinin Alp'in olduğunu gördüm. Alp kul bir şekilde piyanonun önünde oturmuş resmen parmakları piyanonun üzerinde dans ediyordu. O kadar iyi çalıyorki bu görüntüye büyülenmiş bir şekilde izliyordum. Gerçekten Mustafa abinin dediği kadar varmış.
Alp çaldığı parçaya öyle kaptırmış ki beni geldiğimi farketmemişti bile.
Ben onu hayranlıkla izlemeye devam ederken o parçayı sonuna gelmişti. Parçayı bitirdiğinde içimde gelerek onu coşkulu bir şekilde alkışladım.
Alıkışlamaya devam ederken Alp ürperip bana döndü, beni gördüğünde şaşkın gözlerle bana bakıyordu ben ise onu alkışlamaya devam ediyordum.
"Vay be Mustafa abinin dediği kadar iyimisin." dedim biraz çekingen bir tavırla. Alp'in her zaman ki sert duruşundan dolayı biraz çekiniyorum ondan.Yani ters biri, beni tersleyip terslemeyeceğini bilmiyorum.
" Çaldığın parçaya bayıldım." diye devam etim arka arkaya konuşmaya.
Alp utanmış bir şekilde sağ elini kaldırıp ensesini dötürdü.
Başını eğip dudağın kenarının kıvrıldığını gördüm. Sonra başını kaldırıp,
" Beğenmene sevindim ve teşekkür ederim." dedi bana bakmaya devam ederken. Böyle bir tepki vereceğeni tahmin etmezdim. Aslında bana ters davranı sanmıştım.Ondan cesaret alarak,
"Rica ederim." dedim gülümseyerek.Alp'te bana hafiçe gülümseyip,
" İçeriye gelsene, bekleme kapıda öğlen arası bitmeden başlayalım istersen." dedi yerinden karktıp.Yavaş adılarla içeriye girdim. Alp piyanonun üstüde yeni fark etiğim kitabı eline alıp sayfalarını karıştırdı. Bir sayfada durduğunda kitabı piyanon üstüne yerleştirdi.
Yanına ulaştığımda eliyle bana oturmamı işaretledi.
Dediğini yapıp piyanon karşısına oturdum.
O kadar tuhafki şu an çünkü istediğim müzik aletini öğrenecem ve bu durum beni heycandırıyor."Hazırsan başlayalım." diye konuştu Alp.
"E...evet evet hazırım." dedim heycandan sesimin titremesine mani olamadan.
"Şimdi beni dikkatlice dinle. Öncelikle ellerini nasıl tutman gerektiğini ve notalarının yerini gösterecem sana. Tamamı?" diye sordu.
"Tamam"dedim.
"Şimdi oturduğun koltuğu ortala. Sonra parmakların notaların üstüne yerleştir. Ama dirseğin ve bileğini kırmadan duracak parmakların notaların üzerinde."diye anlatan Alp'in dediklerini dikkatlice dinlemeye devam ederken ariyeten dediklerini uyugulamaya çalışıyordum.
" Güzel bunları anladığına göre gelelim notaların yerlerini öğrenmene."
Onu başım aşağa yukarı sağlayarak onayladım.
"Şimdi beni dikkatlice dinle ve parmaklarımla nerelere bastığıma dikkat et." diye yanıma daha da yaklaştı. Sağ elini piyanon üstüne yerleştirip,
" Bu Do." deyip bastığı tuşta odayı dolduran odan Do sesi yankılandı.Teker teker bütün notaları sırasıyla çaldı. Yanıma oturmak yerine ayakta dikilmiş bana ve piyanoya hafif eğilmiş bir şekilde öğretiliyordu.