🍂5

6.4K 465 108
                                    

2019

Genç kız yavaş yavaş arkadaşına yaklaştı ve içinde su dolu olan sürahiyi başından aşağı komple boşalttı. Genç çocuk bir anda neye uğradığını şaşırdı ve uykusundan uyandıran arkadaşına baktı.
"Mal! Ne yapıyorsun!"
"Kanki bugün ilk iş günün ve sana şaka yapmak istedim."
"Bak küfür edeceğim şimdi! Böyle mi uyandırılır?!"
"Tamam boş yapma! Hadi kalk be!"
"Of saat kaç?"
"Yedi buçuk ve saat sekiz buçuk da orada olman lazım. Yoksa atılırsın, ve seni işe ben aldırmaya çalıştığım için beni de azarlarlar."
"Tamam kanka kalktım bi' dur ya."
"Kerem, bak o işe seni aldırmak için ne kadar yalvardım biliyor musun?"
"Tamam tamam kes!"
"Şerefsiz pislik kalk lan!"
"Tamam mal tamam!"

Dedikten sonra genç kız odadan çıktı ve Kerem ise ıslanmış yatağından kalkıp banyoya doğru ilerledi. Bu sırada genç kız kahvaltıyı hazırlamış arkadaşını bekliyordu. Onunla bu evde iki senedir yaşıyordu ve tek sorun onu her gün uyandırmaktı. Diğer türlü hiçbir sorun yoktu, iyi anlaşan kankalardı. Bir süre sonra Kerem banyodan çıkmış iş için üzerini giyinmişti. Takım elbisesi ile cidden dikkat çekiciydi.
"Vay be kanka, bütün erkek ve kızlar sana bakacak anlaşılan."
Bunu der demez Kerem'in yüzü o alışık olduğu bakışı aldı. İşte bu sus artık bakışıydı.
"Of çok heyecanlıyım."
"Bende."
"Senin orda ilk iş günün değil ki."
"Ama senin ilk iş günün ve bu işi almak için ne kadar acı çektik. Kaç iş dolaştın ama benim yalvarmam sayesinde artık benim çalıştığım şirkettesin. Zaten bir tercüman alacaklardı, ne de olsa artık yabancı şirketlerle anlaşma yapıyorlar. Sonra senin için yalvardım işte. Her neyse hadi yemek yiyip gidelim."
"Tamam."

****

Genç adam kravatını düzeltti ve öksürerek de sesini iyi tutmaya çalıştı. Arkadaşı yanından çoktan ayrılmış ve şirkete girmişti. Ama o hala kapının önündeki heyecanını gidermeye çalışıyordu. Sonra derin bir nefes aldı ve şirketin kapısından içeri girdi. Biraz yürüdükten sonra asansöre bindi ve gideceği katın sayısına bastı. Hala heyecanlıydı, ama bu kadar heyecanlı olmamalıydı nede olsa sadece ilk iş günüydü. Asansör durduğunda yavaş adımlarla ilerliyordu, daha sonra herkesin bulunduğu kısma geldi. Bir çok bilgisayar ve masalar vardı. Bu büyük ofisin en sol kısmında ise daha özel odalar vardı. Ağır adımlar ile yürümeye devam etti ve masasında oturmuş arkadaşına tebessüm etti. Arkadaşı ayağa kalkıp onun masasını gösterdi ve tekrardan yerine geçti. Kerem ise etrafa göz atıyor ve ortama alışmaya çalışıyordu.

Arkasından birinin hızlı bir şekilde yürüdüğünü ve önüne geçtiğini gördü. Topuklu ayakkabısı ile peşinden koşan kadın genç adam durunca oda durdu. Kerem genç adamın arkasındaydı, ve bunun kim olduğunu merak ediyordu. Peşinden koşan kadın konuştu.
"Görkem bey, istediğiniz dosyaları ayarladım. Buyrun."
Dedikten sonra elindeki dosyayı ona uzattı. Genç adam eline aldığı dosyayı kavradı ve bir kaç sayfasına göz gezdirdikten sonra gözlerini kadın ile buluşturdu.
"Çok iyi iş çıkarmışsın Eylem, teşekkür ederim."
Dedi ve cebinde telefonunu aramaya başladı, unutmuş olabileceğini düşünerek ofisine doğru gitmek için arkasını dönüp adım attığında, Kerem genç adam ile göz göze geldi.

Başı dönmeye başladı, nefesi kesildi ve sanki astım krizi geçirir gibi kesik kesik nefes almaya başladı. Yüzü bembeyaz olmuş, vücudu kaskatı kesilmişti. Ama buna rağmen titreyen bacaklarını hissediyordu. Böyle kaskatı kesilmesine sebep olan şey neydi? Genç adam Kerem'e şaşkın bir ifadeyle bakıyordu. Kerem ise donup kalmıştı. Biri onu boğuyor gibi hissediyordu. Boğazındaki yumruyu giderebilir gibi yutkundu. Gerçi gitmedi ya.

Gördüğü şey tam olarak genç adamın suratıydı, ölen sevgilisine fazlasıyla benzeyem suratı. Ama hayır bu o değildi, saçları siyahtı. Onun sevgilisinin saçları ise mükemmel güzel bir tonda kahverengiydi. O değildi çünkü sevdiğinin gözleri kahverengi değildi, onun gözleri diğer insanlardan farklı olarak biri mavi, diğeri ise yeşildi. Mavinin içinde hafif bir kahverengilik vardı, yeşil gözünde ise hafif bir elalık vardı. O gözlere öyle aşık olmuştu. Kerem genç adama öyle bakarken, genç adam ise ondan uzaklaştı ve ofisine geçti.

Kerem ise donuk kalmıştı, ona daha fazla bakmak istiyordu. Sanki oymuş gibi uzun uzun bakmak istiyordu. Gerekirse sarılmak istiyordu. Bir an haraket edip genç adamın yanına gelip arkasından seslendi.
"H-h-hey"
Genç adam arkasını döndü ve gözlerini Kerem ile birleştirdi.
"Efendim."
Genç adam yutkundu.
"A-adınız n-n-neydi?"
"Görkem."
Kerem titrek bacakları ile yürümeye çalıştı. Şimdi ona tekrar bakınca o olmadığı belliydi. Sevdiği hiçbir zaman böyle sert bakan biri değildi. O daha çok yumuşak ve tombikti. Bu kadar benzemesi normal miydi? İnsanlar çift yaratılırmış sözcüğü bu kadar kalbini acıtacağını bilmezdi. O Tuna değildi ve ona çok benziyordu. Titrek adımlar ile tuvaletin olduğu yere geldi. Zaten başta arkadaşı göstermişti, kesik nefesler ile tuvalete geldi ve kapının kilidini çevirdi. Kimsenin olmaması çok iyiydi. Şimdi ağlamaya başlayabilirdi.

Sırtını soğuk duvara yasladı, kesik nefesleri ile yere çöktü. Bacaklarını kendisine çekti ve kafasını bacaklarının üzerine koydu. Nefes alamıyor gibi hissediyordu. Biri onu boğuyor gibiydi. Kravatını gevşetti. Daha rahat nefes almaya çalışıyordu. Gözlerinden akan yaşa engel olamıyordu. Sadece ağlıyordu. Kendi kendine konuşamayan başladı.
"S-sevdiğim, s-sana neden bu kadar benziyor ki?"
Kafasını bacaklarının üzerine koyup hıçkırarak ağlamaya devam etti.

_______________________________________________________________________

Selam gençler, ne düşünüyorsunuz? Beğendiniz mi bölümü?

Olayları çok yaymak istemiyorum, böyle çok uzun da tutmak istemiyorum zaten bu hikayeyi.

Bu arada şirketmiş ofismiş hiçbir şey bilmiyorum, böyle bir şey olmaz ki falan demeyin lütfen. Diyelim ki aşkıhane evreninde oluyormuş.

İlk defa şirkete yazıyorum, genelde hep okul yada evde olurlardı. O yüzden öyle yani.

Neyse yorumlarınızı bekliyorum, sizi seviyorum. 🌸

Sizce ilerleyen bölümlerde ne olacak? 🍂

~Tıpatıp~ •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin