Selam, çok geciktirmeden bölümleri derleyip toplamaya çalışıyorum. Kısa zamanda ilk 5 bölümü derleyip atacağım inşallah.Sizi mutlu edecek haberler almışsınız umarım ve gününüz güzel geçiyordur. Çok uzatmadan sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum.
VAVELYA
3. BÖLÜM
🖤
Cem, tam karşımdaydı. Kaşı ve dudağı patlamış birkaç yerinde morluklar vardı. Kolundan tutup içeri soktum.
"Ne oluyor?" Melodi, dağılmış saçları uyku dolu gözlerle uykudan yeni uyandığını belli eden bir halde yanımıza geldi. Dağılmış halde Cem'i yeni fark ettiğinde gözleri fal taşı gibi açıldı "Cem bu halin ne!" diye çıkıştı.
Bana baktığında ellerimi yukarı kaldırdım ve pansuman aletlerini almak için mutfağa gittim. Buzdolabının hemen üstünde bulunan ilk yardım çantasını alıp salona döndüğümde Cem ve Melodi koltuğa oturmuş, Melodi sinirli bir şekilde Cem' e bakarken o sadece yere bakıyordu.
Cem'in yanına oturdum, pamuğa biraz batikon döküp kaşındaki yarasına sürdüğümde geri çekildi. Bacağına uyarı amaçlı çimdik attığımda sustu. Kaşındaki pansumanı bitirip dudağına geçtim.
Kim yapmıştı? Cem, kimseye zararlı olmayan tatlı bir insandı. Bazen sinir edebiliyordu ama dövecek kadar birisini sinir edeceğini düşünmüyordum. Kavgayı ayırmaya mı çalışmıştı acaba?
Dudağını güzelce temizleyip krem sürüp ufak bir sargı bezi yapıştırdım. Moraran yerlerine de krem sürdüm, krem bulaşan parmaklarımı peçete yardımıyla sildim. Pansuman aletlerini toplarken Melodi "Hadi anlat bekliyoruz." deyip arkasına yaslandı.
İlk yardım çantasını alıp mutfağa girdim. Eski yerine geri koyarken susamış olabileceğini düşünerek Cem' e su koydum. Geri dönüp suyu uzattığımda sudan büyük bir yudum aldıktan sonra boğazını temizledi.
"Önce sizi akşam akşam telaşlandırdığım için özür diliyorum bebeklerim." kafamızı sorun olmaz dercesine salladık. Devam etmesini bekledik.
"Şimdi olay şöyle oldu. Melodi'nin yavuklusu ve bizimkilerle maç yapıyorduk her şey çok güzel gidiyordu. Sonra Araz ve bu onun salak tayfası geldi. Beraber maç yapalım sonra kaybeden takım kazanan takımın istediği bir şeyi yapması üzerine iddia sundular. Ben o Araz 'a yapmak istediğim şeyler gelince birde gaza geldim -biliyorsunuz bebeklerim ben gazla çalışan bir insanım- gözü kapalı evet dedim." biraz durduğunda bizde başımızı salladık.
Cem, dediği gibi gazla çalışan insan tipiydi. Onu bir şey yapması için önce motive edip gaza getirmeniz gerecekti. Mesela istediği bölümü kazanması gibi. Ailesi ve biz, zamanında çok dil dökmüştük.
"Bizimkilerde onayladı. Neyse başladık maça, maç çok güzel gidiyordu. Biz öndeyiz 2-0. Birden birisi ayağıma çelme taktı sonra ben bir bakmışım yerde 4-80 yatıyorum." son dediği şeye katıla katıla gülmeye başladık. Bir an gözüme yere kapaklanan Cem'i hayal ettim.
"Neyse ilk çelmeye bir şey demedim çünkü maç yapıyoruz belki bilerek yapmadı falan diye düşündüm. Ama sonra 2-3-4 böyle gidiyor. Sen misin bana çelme atan dedim. Sonra Araz' ın yakalarından tutup kafa attım." ayağa kalmış olayı canlandırmaya çalışıyordu.
Melodi anında gözlerini devirdi, "Gerçeği anlat Cem." dedi. Cem üzülerek yanıma oturdu. Ben ikisine gülerken "Aşk olsun ama aşkım , gülme!" diye sitem etti. Napayım ama çok komik ve tatlısınız.
Melodi bir anda çekirdek çitleyip dedikodu yapan teyzelere büründüğünde tekrardan gülmemek için kendimi çok zor tutum. Bu ikisi yan yana geldiği zaman altıma yapacak kadar güldürüyorlardı."Eee, hadi be yavrum seni mi bekleyeceğim anlat artık! Hadi be ya!" dediğinde gülme istediğim daha fazla artmıştı.
"Cık cık!" başını sağ sola salladı. "Enişteme de söyle, affetmiyorum. İnsan yardım eder. Çok mu zordu iki çocuğa yumruk savurmak." gözlerini kısmış sanki karşında Melodi yerine Miraç varmış gibi.
"Nerde kaldım?" biraz düşündükten sonra "He dur şimdi! Bu salak bana son çelme takışında sinirlenip üzerine yürüdüm, suratına yumruk attım. Bir baktım pat yerde. Üzerine çıkıp birkaç yumruk daha attım. Tam kalkarken arkadaşları tutu bu salak kalkıp birkaç yumruk bana attı. Durdu biraz ardından vın sahayı terk ettiler. Miraç' a falan baktığımda birkaç arkadaşı bunları tutmuş sımsıkı. Bırakmamışlar köpekler. Sonra bende size geldim." dedi, arkasına yaslandı.
Derin bir oh çektikten sonra kafasına bana çevirdi. "Araz'la konuşacaksın değil mi?" dudaklarımı büküp bir şey demedim. Verebileceğim bir cevap yoktu.
"Tabii ki de konuşmayacak Cem. Olay oldu bitti. Onun yaptığı şey ayıp durduk yere kavga çıkartıyor." dedi Melodi. Daha önceden hissetmiş gibi beni cevap vermekten kurtatmıştı.
"Yemek var mı?" diyen Cem'e döndüm. Kafamı sallayıp mutfağa gittim. Cem' in yemeğini ısıtırken telefonumu elime alıp Araz ismini tuşladım.
Uzun bir zaman olmuştu. Normalde hep yıldızlılarda olurdu kolayca ulaşmak için ama artık orada değildi. Her şey bir an puf oluyordu. Her şey gidiyordu...
Mesajlar kısmına girdiğimde bomboştu. İçimde bir burukluk oluştu. Eskiden hep iyi geceler, günaydın mesajları ile doluydu. Çünkü ayrı olduğumuz o zamanlar o anlar olurdu.
Klavyeyi açtım ve ne kadar istemesem de bu yaptığı saçmalığın nedeni öğrenmem gerekiyordu. Arkadaşımı döverek ne yapmaya çalışıyordu? İkilinin kendi arasında bir sorun yoktu. Eğer sorunu ben isem bunu konuşarak, pardon yazarak halledebilirdik.
Son yaptığın olay çok saçma
neden olay çıkartıyorsun.
(Görüldü)Yazıyor....
🖤
Merhaba, çok kısa bir bölüm evet ama yine de bu aralar sıkış olduğum zamanlarda bölümleri anca bu kadar düzenleyebildim.
Eğer kitabı daha yeni keşfedip okuyor iseniz, normalde Vavelya iki ay önce bitmesine rağmen daha yeni yeni düzenleniyor ama bu süreç sadece ilk bölümler için gerekli.
Hepinizi çok seviyorum, sağlıklı ve mutlu kalınnnn........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vavelya
Teen FictionHançer gibi kesti, Bir çığlıkla başladı. Zaman istedi, Uzaklaşmak istedi. Sonunda her şey beklemediği bir şekilde gelişti. Aldatıcı nefes kesildi. Çığlıklar sustu.