~Ma Belle Evangelina
Arya'dan
"Abla, bu denediğin yirminci gelinlik! " hayıflanıp ayaklarımı sallamaya başladım. Giydi gelinliklerin yüzde ellisi çok yakışmıştı ve cidden prenseslere benziyordu. Her denediği gelinlikleri bana gösterdiğinde hayranlıkla bakmıştım.
Ancak ısrarla gelinliklerde kusur arıyordu 'Yok bu çok ışıltılı zaten ışıklar üzerimde olacak düğümde disko topu gibi parlamak istemiyorum. Danteli çok fazla, masa örtüsü gibi sererim bunu...' ve benzeri bahaneler bulmuştu. Annemler ona hak verip onun gelinliği bu değil diye bana kızsada bence hepsi güzeldi. Gelinlik yani ne kadar özel olabilirdi. Artık çok sıkılıp bunalmıştım.
"Abla! Beni duyuyor musun? Haydi, dışarı çık!" inatla ona seslensem de bana cevap vermiyordu. "Abla!" hala ses gelmediği için içten içe endişelenmiştim. "Arya kızı bir rahat bırak! Belki fermuarla uğraşıyordur. " annemin siteme karşı omuz silktim.
Oturduğum tezgah benzeri şeyden aşağı doğru atlayıp kabine doğru ilerledim. Kabine tıklamama gerek olmadığını düşünüp kapısını açtığımda gördüğüm şeyle nutkum tutulmuştu.
Az önce kullandığım prenses gibi tabirleri unuttun. Bu bambaşkaydı, melek gibi görünüyordu. Demek ki annemin dediği şey bu olmalıydı. Bu gelinlik onun gelinliği.
Alt kısmı full tülden oluşup aşırı güzel ve sade duruyordu, üst kısmı göğüs dekoltesiyle ip askılı bir gelinlikti. "Abla!" diye bağırdığımda o da girdiği transtan çıkmış gibiydi. "Arya, ne ara girdin içeri?" dediğinde cidden transa girmişti.
"Kızlar hadi!" teyzem bize seslendiğinde ablamın gelinliğini arkasından hafif kaldırarak yürümesine yardım ettim. Annemlerin tepkisini merak ettiğim için onlara dikkatlice izledim.
Teyzem ve Dilber Abla'm, kocaman gülümseyip ablama hayranlıkla baktılar. Onlarda benimle aynı fikirdeydi. Anneme baktığımda mutluluktan gözleri dolmuştu. En sevdiği kızı, ilk göz ağrı yuvasından ayrılıp gidiyordu. Ben gitsem bu kadar üzülmezsin Gülsüm Işık.
Ablam, annemin yanına koşarak ona sımsıkı sarıldı. "Anne ama!" o da ağlayacak gibi olunca benimde ister istemez gözlerim dolmuştu. Derin bir nefes alıp ağlamamak için dişlerini sıkıp gülümsemeye devam ettim.
Annem, ablamın saçlarını okşadı, "Ağlama güzel kızım, hadi sana güzel bir duvak bulalım." burnunu çekti. Ablam yerinde doğrulup görevli birisine seslendi.
Görevli gelince teyzem bu gelinliğe uygun duvak modelleri istedi. Kadın, çok kısa sürede elinde yaklaşık 10 tane duvakla beraber dönmüştü.
Duvak seçmek gelinlik kadar uzun sürmemişti. Fakat ablam saçına takıp çıkarmaktan artık gına gelip isyan etmişti.
En sonunda gelinliğinin ölçülerini alınıp kesim ve biçime gönderilmişti. Ablam, onların parası ödemesini beklerken elimdeki poşetler artık beni bırak diye isyan ediyordu.
Düğün günü,
"Melodi! Küpemi gördün mü?" evden yaklaşık 5 dakika sonra çıkmamız gerekiyordu. Ve zeki Arya son dakika küpesini kaybetmişti. İsyan ederek çekmeceleri karıştırmaya devam ederken kapı hızla açıldı.
Korkudan sıçrayıp kapıya döndüğümde Melodi elinde küpemin bulunduğu kutuyu getirince kocaman bir gülümsemeyle ona doğru koştum.
"Sen harikasın!" kutuyu elinden alıp yanağına kocaman sulu bir öpücük koydum. Yanağındaki ıslaklığı sildikten sonra saçlarını hafif savurup yalandan egolu bir tavırla "Biliyorum canım(!)" dediğinde güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vavelya
Teen FictionHançer gibi kesti, Bir çığlıkla başladı. Zaman istedi, Uzaklaşmak istedi. Sonunda her şey beklemediği bir şekilde gelişti. Aldatıcı nefes kesildi. Çığlıklar sustu.