Selammm, yeni bir bölümle karşınızdayım. İlk 4 bölümü neden bu kadar parçalamışım hiç bir fikrim yok. Yüksek ihtimal sınavlarıma ya da ders çalışmam gereken bir haftaya denk gelmişimdir.Her neyse çok uzatmayalım. Umarım beğenirsiniz...
VAVELYA
5. BÖLÜM
🖤
ASHE, moral of the story
Karanlıktan kurtulmaya çalışır gibi alelacele açtım gözlerimi. Güneş ışınları gözlerimi açmamda zorluk çıkarmıştı. Yarım dakika süren bu savaştan sağ çıkmıştım.
Etrafa göz gezdirdiğimde çocukluğumu, küçüklüğümü, geçirdiğim parktaydım. Aynı küçükken olduğu gibi kumlu zemin, aynı salıncaklar, aynı heykel... Renkler bile aynıydı.
Etrafta koşuşturan küçük çocuklar, salıncakta sallanan çocuk ruhlu gençler, bankta oturan dedikodu yapan teyzeler, spor aletlerinde hem egzersiz yapıp hem de çocuklarını gözetleyen ebeveynler...
Hepsi aynıydı, hiç değişmemişti.
Parkın o eski siyah demir kapısı açılınca dikkatimi oraya verdim. İçeriye gençlerden oluşan bir grup girdi ve karşılıklı bankalardan bir tanesine yerleştiler. Gençlere baktığımda bunun benim küçüklük arkadaşlarım olduğunu fark ettim.
Enes ve Nazar sevgiliydiler fakat Enes Amerika'ya gitmeden önce ayrılmıştı. Neden ayrıldıklarını ikisi de söylememişti. Aralarında sakladıkları özel bir sır olarak kalmıştı. Bizde bunu sorgulamamış, özel hayatlarına saygı duymuştuk.
Enes ilk 2 sene boyunca bazı evrak işleri nedeniyle çok sık Türkiye'ye gelememişti fakat gelmeye çalışmıştı. Her geldiğinde mutlaka bir günümüzü ayırırdık. Nazar'la çok sık görüşmesek de görüşüyorduk.
Mert ve Öznur hâlâ sevdiğim arkadaşlarımdı fakat üniversite ve benim başka eve çıkmamdan dolayı mesajlaşıyorduk. Ayda bir ya da Enes Türkiye'ye döndüğü zaman buluşurduk.
Parkın kapısından bir adet ergen Arya girdi. O zaman muhteşem olduğuna inandığım yamuk kâkülüm, sıcak havaya inat siyah bir sweat altımda ise bol bir şort vardı. Arkadaşların yanına gidip teker teker hepsini kaldırdı.
Birlikte kum ebesi* oynamaya başladılar. Hep birlikte çok güzel vakit geçiriyorlardı ki bir an aralarına katılmak istedim.
Eski kapı tekrar gıcırdadı. İçeriye küçük Araz girmişti. Tıpkı bana gösterdiği fotoğraflardaki gibiydi. Tek fark şuan ki Araz daha açık kahve saçları vardı bir de daha tatlıydı.
Küçük Araz'ın elinde basketbol topu, siyah şortu, siyah t-shirtü vardı. Oynadıkları oyunu hemen durdurmuşlardı. Araz, Mert'in yanına gidip tokalaştılar. Birlikte basket sahasına ilerlediler.
Ergen Arya utanmıştı. Tıpkı onu ilk defa hayatında gördüğü zamanki gibi. Yanakları kızarmış, yeni gelen çocuğa kaçamak bakışlar atıyordu. İlk defa kalbinde bir şeyler yeşermiş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vavelya
Fiksi RemajaHançer gibi kesti, Bir çığlıkla başladı. Zaman istedi, Uzaklaşmak istedi. Sonunda her şey beklemediği bir şekilde gelişti. Aldatıcı nefes kesildi. Çığlıklar sustu.