roses

2.5K 135 25
                                    

Sabahın köründe Zayn'in beni ayaklarıyla uyandırma çalışması, benim uyanmamam, bunun üzerine bir kova suyu -abartmıyorum, cidden bir kova- üzerime döküp uyandırması ve benim ıslak bir şekilde yalın ayaklarımla onu 3 sokak boyunca kovalamam, daha sonra ayaklarıma cam batması ve Zayn'in geri dönerek beni eve kadar sırtında taşıması.. Bunların hepsi yaklaşık bir saat önce olmuş ve yarım saat sürmüştü.
Daha sonra Zayn, beni koltuğa oturtup ayağımdaki cam kırıklarını temizlemeye başladı. Ben ise sinirimi hala atamamıştım. "Senin ben beynini sikeyim."

"Tamam ya, kızma yeter."

"Yeter mi? Sana dünyadaki bütün küfürleri armağan ediyorum."

"Oha." dedi, gözlerime şaşkınlıkla bakarak. "Abartmadın mı?"

Ayağımdaki acıya yüzümü buruşturdum. "Bunun intikamını çok kötü alacağım, çocuk."

Zayn gergince omuz silkerek, cımbızla camları temizlemeye devam etti. "Acıyor mu?"

Şeytani bir şekilde kahkaha attım. "Birkaç gün sonra senin duyacağın acı kadar değil."

Zayn korktuğunu belli etmemek adına gülümsemeye çalışarak ayak tabanıma tentürdiyot sürdü ve yanmasını, üflemeye başlayarak engellemeye çalıştı.
Acıdan kıvrandığım sırada bu çile bitti -tanrıya şükür- ve ayaklarımı sargı beziyle sardı.
Ayak işi hallolunca, derin nefes alarak doğruldum ve ayakkabılarımı giydim. Ayaklarıma fazla basmamaya çalışarak, ona bir şey demeden komodinin üstündeki araba anahtarını alıp evden dışarı çıktım. Kapıyı kapatmadım, çünkü Zayn arkamdan ayaklarını kıçına değdire değdire koşuyordu. Arabanın kilidini açıp sürücü koltuğuna oturunca, Zayn hemen yan koltuğa oturdu. Sahte heyecanla iki elini havaya kaldırıp bağırdı. "Yeni evimize!"

Başımı iki yana sallayıp bu salak haline gülünce o da yanağıma dokundu. "Buna da kızacaksın diye ödüm kopmuştu."

Gözlerimi yola odaklayıp, arabayı çalıştırdım. "Elini çek, yılışıklık sevmem."

Gülüp daha çok yanağıma bastırmaya başladı. Gülüşüm kahkahaya dönerken, "Kaza yapacağım, huylanıyorum yapma." dedim.

"Bana bir şey yapmayacaksın, değil mi Juli?"

Sinsi sırıtışımla ona baktım. "Ölümlerden ölüm beğen."

Zayn düşünüyormuş gibi elini çenesine koydu. "Hımm.. O zaman hapla ölmeyi beğeniyorum."

"Ne?"

"Ölüm beğenmeyecek miydim? En acısız olanı seçiyorum işte."

"O lafın gelişiydi."

Omuz silkti. "Fark etmez."

Kıkırdayarak yavaş giderken, yola odaklandım. Yüksek hızla gitmeyi ne kadar sevsem de, yanımda bir bela manyetizması vardı ve hızım ne zaman 80'i aşsa sürekli geriliyordu. Aslında o da hız yapmayı çok severdi ama, arabayı ben sürünce hayatını kaybetmekten endişe duyuyormuş. Böyle de birbirimize güveniriz işte!

Direksiyonu çevirip başka bir sokağa girdiğim an, bir evin bahçesindeki güller dikkatimi çekmişti. Renk renk ve capcanlı olan güller o kadar güzel gözüküyordu ki, dikkatimin dağılmasına engel olamamıştım.
Ve benim en sevdiğim çiçek güldü! Ne klişe ama. "Zayn, güllere bak!"

Zayn'in de bakışları güllere çevrildiği an, benim heyecanımın binde biri olacak bir heyecanla bana döndü. "Güzellermiş," eliyle başımı güllerin olduğu taraftan ittirerek yola çevirdi. "Şimdi önüne bak."

"Ama güller-"

"Önüne bak, Juli. Kaza yapacaksın."

Oflayarak önüme odaklandığım zaman Zayn lafa tekrar girdi. "Gül deyince aklıma ne geldi, biliyor musun?"

in love w you//zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin