Hızlı adımlarla tuvalete ilerledim. İçeri girdiğimde hıçkırıklarla karışık ağlama sesleri geliyordu. Birde yanlış duymuyorsam küfrediyordu. Kapıyı çaldım.
"Dolu!!"
"Seren, tek gerçek aşkım ben geldim!"
"Git buradan Beren!!!"
"Lütfen kapıyı açar mısın?"
"Hayır!"
"Sana her şeyi anlatacağım! Lütfen!"
Kapıyı açtı. Çok kötü olmuştu. Sanırım en yakın arkadaşının seni kandırması böyle bir şeydi. Ama ben kandırmadım. Ne ben onu seviyorum ne de Burak beni seviyordu! Sadece arkadaştık işte!
Gözleri ağlamaktan şişmişti. Saçları dağılmıştı. Göz yaşları her yeri ıslatmıştı. Ona sarılmak için kollarımı açtım.
Bana baktı. Hâlâ daha gözyaşları yavaşça düşüyordu. Başını önüne eğdi. Kollarımı umutsuzca indirdim. O an hıçkırıklarla karışık güçsüz kısık bir ses yankılandı tuvalette.
"Bunu bana nasıl yaptın Beren?"
"Ben bir şey yapmadım!"
Kahverengilerini yüzümde tiksinircesine gezdirdi. Gözlerimden yaşlar firar etmeye başladığında hıçkırığıma engel olamadım.
"Neden bana inanmıyorsun Seren?"
"Neden sana inanayım?"
Şuan ki haline bakılırsa bana içinde bir gram güveni kalmamıştı.
"Beni neden dinlemiyorsun?"
Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.
"Burak'ı çok sevdiğimi bildiğin halde nasıl onunla buluştun? Sana güvenmiştim ve her şeyimi anlatmıştım. Bunları biliyordun. Peki ama neden... Neden bana söylemedin ona aşık olduğunu?"
Bu söyledikleri çok ağırıma gitmişti. Ben böyle bir şey yapmamıştım. Bana neden inanmıyordu? Beni bir kere dinlese her şey eskisi gibi olurdu.
"Ona aşık değilim Seren. Kendine gel! Ben gözünde bu kadar düştüm mü? Sana ne anlattılar bilmiyorum ama gerçekten her şeyi yanlış biliyorsun!"
"Gayet de doğru biliyorum. Beni parmağında oynatmaktan başka bir şey yapmıyormuşsun! Sana o kadar kardeşim demiştim!"
Şuan yaşadığım şeylere inanamıyordum. Sahi Burak'la konuştuğumu Seren'e kim söylemişti?
"Ben bir şey yapmadım."
"Gerçekten rolünü çok iyi yapıyorsun. Herkes senin iyi biri olduğuna öyle inanmış ki!"
Yüzümü ellerimle kapattım. Artık savaşamıyordum. Kimle konuşmuşsa o kadar ona inanmıştı ki beni bile dinlemiyordu. Gerçi konu Burak'sa kimseye inanmazdı.
"Seninle konuşmak istemiyorum. Bir daha karşıma çıkma!"
Karşıma çıkma!
Karşıma çıkma!
Lanet olsun! Beni bir daha görmek istemiyordu!
"Lütfen dinle beni bi..."
Sözümü dinlemeden tuvaletten çekip gitti. Onu okulda bir daha görememiştim...
☆☆☆
Eve gider gitmez yatağa attım kendimi. Ağlamaya başlamıştım. Seren neden beni bir kez olsun dinlemedin ki!
Kapım çaldı. Ses çıkarmadım. Kapı açıldı yüzüm yastığa gömülü olduğu için kim olduğunu görmedim. Konuşmasıyla tanıdım onu, Baran.
"İkizim gel buraya!"
Yastığı yüzümden çektim. Kollarını bana açmıştı. Hemen ona sarıldım sıkıca. Beni sımsıkı sarıyordu.
"Abi... Seren... beni affedecek mi?"
Başımı okşadı ve kafamın üzerine bir öpücük kondurdu.
"Edecektir. Siz onunla ayrılamazsınız ki!"
Kafamı göğsüne yasladım.
"Ama bu çok farklı Baran... İşin içinde Burak var!"
"Böyle olacağını bilseydim senin gitmene izin vermezdim. Neden ona sadece dertleşmek için buluştuğunuzu söylemedin? Neden anlatmadın ona her şeyi!?"
"Anlatmaya çalıştım ama... beni dinlemedi..."
Gözyaşlarımı eliyle sildi.
"Şimdi yat ve uyu. Uyandığında her şey daha güzel olacak."
"Seninle uyuyabilir miyim abi?"
Sesim artık güçsüz çıkıyordu. Çünkü artık ne yapacağımı bilmiyordum. Beni kucakladı ve kendi odasına götürdü. Yatağa yattık. Kafamı onun göğsüne gömüştüm. Artık hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Ama bir türlü gözyaşlarım durmuyordu.
"Artık ağlama benim notalarını ezbere bildiğim şarkım ağlama lütfen..."
Ona daha çok sokuldum...
▼
Bu bölümü nasıl buldunuz?
Benimle iyi ve kötü eleştirilerinizi yazın lütfenn... 🦄
Seviliyorsunuzz💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çikolatalı Sütüm [Texting]
Teen FictionX: Dudağının kenarında kalmış çikolatalı süt olabilirim? Beren: Galiba onu olan biri var... Yarı texting oldu neyse Başlama tarihi: 1 Temmuz 2019