Eren "Eh gençler ben de Beren'le birlikte kalkayım. Garip anam benim yolumu gözlüyordur." diyerek yanıma geldi. Vedalaştık ve Eren'le birlikte aşağı indik.
"Çocuklar nereye?" annemle babam oturma odasında oturdukları yerden bize bakıyorlardı.
"Seren beni çağırıyor. Çok geç gelmem. Eren de eve gidecek." dedim.
"İyi akşamlar. Her şey için teşekkürler." dedi Eren gülümseyerek. Bir yandan da ceketini askıdan alıyordu.
Annem kalkarak yanımıza geldi. "İyi akşamlar. Geldiğin için biz teşekkür ederiz, Erenciğim. Annene selam söyle."
Ayakkabımızı giyerken Eren onaylar şekilde başını salladı. Birlikte "Görüşürüz." dedik.
Dışarısı biraz soğuktu. Eren'in eviyle, park aynı yöndeydi. O yüzden bana eşlik edecekti.
"İstersen yanında gelebilirim Beren."
"Hayır, eve git annen merak eder."
"Bu yüzden erkenden seninle çıktım ya."
Bu çocuk düşünceli bir şapşaldı. Gülerek karşılık verdim. "Kendim gideceğim Eren. Sanırım az önce eğlenceyi kaçırdın."
"Sorun değil. Bunu biliyorsun." diyerek gülümsedi. "Tutsana şunu." diyerek çantasını bana uzattı. Tuttum ve ceketini çıkarışını izledim. Çıkardıktan sonra çantasını kucağımdan aldı. "Giy şunu. Ceketsiz çıkmış birde. Sonra Rana Teyze bize kızıyor 'kızıma iyi bakmıyorsunuz' diye."
Gülerek uzattığı ceketi aldım ve giydim. "Yarın alırım. Görüşürüz Mavili."
El salladım. "Görüşürüz Gamzeli."
Eren'e arkamı dönüp parka baktığımda Seren'i gördüm. Bankta oturuyordu. Telefonumu açıp saate baktım. Buluşma saati biraz geçmişti. Kendime söverek telefonu ceketin cebine kattım ve ilerledim. Beni ne kadar zamandır gördüğü hakkında bir fikrim yoktu. Belki Eren'i de görmüştür. Ona yaklaştıkça ne yapmam gerektiğine emin olamıyordum. Böylece gerilim yükseliyordu.
"Merhaba Beren."
"Merhaba Seren."
Kenara kaydı. Yanına oturdum. Ellerime baktım. Bu soğuk havaya rağmen terliyorlardı. Konuşmaya kimin başlaması gerektiği hakkında karar veremiyordum. Sanırım onun başlaması gerekiyordu. Çünkü konuşmak isteyen o. Seren de ne yapacağını bilmiyordu. Yoksa çoktan konuşmaya başlardı.
"Kusura bakma seni bekletmiş olmalıyım." diyerek ona baktım.
Bana baktı ve gülümsedi. "Sorun değil. Her zaman ki Beren Demir."
İstemsizce ona gülümsedim. "Annem geç kalmamamı söyledi. Konuşmamız yarıda kalsın istemem."
"Nasıl başlasam bilmiyorum Beren... Özür dilerim böyle olsun istemezdim. Biliyorum seni dinlemeliydim. Ama Burak konusunda nasıl olduğumu sen de biliyorsun."
"Bu bir bahane değil Seren. Bana bu gözle bakacaktın madem daha iyi bahanelerin olmalıydı. Belki bu olayı duyanlar benim hakkımda ne düşünüyorlardır kim bilir. Çok pardon ama kaltak bile olmuşumdur onların ve senin gözünde. Onlar umurumda bile değil ama sana böyle düşündürmek istemezdim. İlk duyduğunda böyle tepki vermen normaldi ama beni dinlemeliydin. Ne kadar yıllık arkadaşız, beni dinlemen için küçük bir hatırım dahi yok muydu?" Gözlerim dolmuştu. Haklıydım... Çok haklıydım.
Akan gözyaşlarını sildi. "Çok haklısın Ber-" hıçkırdı. Sakinleşmek için derin bir nefes aldı. Sonra tekrar konuşmaya başladı. "Burak'la konuştum. Bana her şeyi anlattı ve sevgili olmak istediğini söyledi. Bunu sen ayarlamışsın. Teşekkür ederim. Sana böyle şeyler yaşattığım halde benim hakkımda hiç kötü konuşmamışsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çikolatalı Sütüm [Texting]
Roman pour AdolescentsX: Dudağının kenarında kalmış çikolatalı süt olabilirim? Beren: Galiba onu olan biri var... Yarı texting oldu neyse Başlama tarihi: 1 Temmuz 2019