Gelen okul müdürü Kamil Bey'di. Hazar bunu fısıltıyla söylerken yüreğim ağzıma gelmişti. Depoyu delercesine düşen yağmur sesi şiddetini artırıyordu.
Ne olur ne olmaz diye Hazar kapıyı sertçe tutarken ben korkudan geri geri gidiyordum. Kalp atışlarımın hızını duyarken metal çöp kovasına çarpmamla sıçramam bir oldu. Büyük bir şimşek çaktığında kovanın sesi bastırılmış oldu.
Hazar bana korkuyla bakarken ağzını oynatarak çakmadı dedi. Kafamı anladım anlamında sallarken başka bir şeye çarpmamak için olduğum yerde tedirgince durdum. Hareket etmeyi bırak nefesimi bile kontrollü alıyordum.
- Müdürüm yağmur çok şiddetlendi gelin içerde dinmesini bekleyelim bu sırada bende anahtarları bulurum.
Bekir Amca'nın bu sesi biraz gevşememi sağlasa bile Hazar da bende müdürün ne kadar takıntılı olduğunu bildiğimizden diken üstündeydik.
- Olmaz öyle şey ben buraya girinceye kadar içim rahat etmez!
Al işte! Şimdi ne halt yiyecektik? Hazar gözlerini kapatıp kafasını yukaraya dikerek dua ederken ben sonumun böyle olacağına yanıyordum.
İkimizde ecel terleri döküyorduk. Kalbim yerinden fırlayacak diye korkarken Simrunun sesini duymamla gözlerim, istemsizce kocaman açıldı.
-Müdür Bey günaydın. Simru normalden daha yüksek sesle konuşuyordu. Hatta bağırıyordu.
-Kızım neyşin var senin burda, yağmuru görmüyo musun? Geç içeri!
-Müdür Bey okulun sitesine atılanı gördünüz mü? Bu depoyu kullananlar varmış. Kimmiş öğrendiniz mi? Diye bağırdı.
Hazarla birbirimize bakakalmıştık. Aşırı adrenalin bünyeme fazla gelirken tırnaklarımı yemeye başlamıştım.
-Eğer beni bölmeseydin içerde neler olduğunu öğrenecektim hemen sı...
-İyi de müdürüm bana diyorsunuz ama siz de sırılsıklam olmuşunuz. Belki farkında değilsiniz ama titriyorsunuz. Yani birazda renginiz solmuşuz. Yoksaa! Hastalanıyosunuz müdürüm. Yani siz hastalanırsanız bu okul çöküşe geçer. 1 hafta yokluğunuz demek bu okulun yok oluşu demek. Lütfen içeri geçin. Ben okulumu seviyorum.
Simru'nun ikna çabalarına saatlerce haykırabilirdim. Ama şu an 2 ihtimal vardı. Müdürümüz ikizler burcu olduğundan bir yanı inat edip kapıyı açana kadar uğraşacağı bir yanıda kendine aşırı önem veren ruhunu dinleyip gideceği. %90 ikinci ihtimal olsada rahatlayamazdım.
-Rengim mi solmuş? Gerçekten biraz da halsiz hissediyorum. Ben biraz dinleyim hem bura kaçmıyor ya dimi. Yağmur dinsin... sözleri yavaş yavaş kısık hale gelemsinden uzaklaştığını anlamıştım. Derin bi oh çekerek koltuğa oturdum.
Hemen telefonumu alıp siteye girerken Hazar hemen çıkalım burdan demesiyle ayağa kalktım.
- Hadi kimse yok etrafta, birileri gelemden çıkın.
Simrunun uyarısıyla hemen çıktık. Yağmur cidden çok şiddetli yağıyordu. Simru sırılsıklam olmuştu. Ona sımsıkı sarıldım. Simruda karşılık verirken Hazar:
- Birbirini yıllardır görmeyip Müge Anlı progmında buluşan kadınlar gibi sarılmayı bırakıp, daha fazla ıslanmadan okula mı koşsanız acaba!
Hazarın bu tepkisi beni güldürüken benzetmelerine bir kez daha hayran kalmıştım. Okul kapısına kadar koşarak gelmiştik.
Zil henüz çalmamıştı. Kantine oturup sıcak birşeyler alırken Simru ıslanan saçlarını sıkıyordu. Revire gidip kurulanmasını söylesemde yağmurluğunu giydiği için üzerinin ıslanmadığını ve yağmur suyunun saçı uzatacağından kurulamayacağını söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARLAS: Sır (Ara Verildi.)
FantasySevdiğin adamın katili olmak? Sırlar. En büyük engel. 2 özel güç ve karşılıklı aşk. Birbirlerinden haberleri olmadan sırları yüzünden uzak durmaya çalışan iki insan.Peki aşk bütün sırları aşabilir mi? 1000 yıldır beklenen kurtarıcının kız olduğu b...