Hala gülümseyerek bakıyordum önümde ki tüylere. Bunu yapacağımı hiç tahmin etmiyordum açıkcası. Sadece hafızama faydası olur diye yapmıştım ve başarmıştım.
Yeni yeni girdiğim bu garip dünyada bu yaptığım şey belki küçücük bir büyüydü. Ama benim için çok önemliydi. Sonuçta hiçbir şey bilmiyordum. Ne tek bir büyülü kelime biliyordum, ne de daha önce böyle bir şey yapmıştım. Gerçi yaptıysam da hatırlamıyordum.
Gözlerimin önünde tekrar tüylerin uçuştu an canlanınca kendi kendi kendime güldüm. Çok güzeldi. İlk yaptığım büyüyü sorunsuz halletmem çok güzeldi.
Kızların da bana destek olması gerçekten işe yaramıştı.
Tekrar kızlara baktığımda onlarda bana gülümseyerek bakıyorlardı. Birbirimize bakarak tekrar kahkaha atmaya başlamıştık ki içeride duyduğumuz sesle sesimizi kestik.
"Kızlar! Siz daha uyumadınız mı?"
Korkuyla üçümüz de birbirimize baktım. Hazel eğer bu tüyleri görürse bizi birer fareye çevire bilirdi. Ah! Düşüncesi bile korkunç..
Biz telaşla tüyleri toplamaya çalışırken odanın kapısı açıldı. İçeriye giren Hazel önce bize tebessüm etse bile her yere saçılan tüyleri gördüğünde gülümsemesi silindi.
"Aman tanrım. Buraların hali ne böyle!"
*
Burada ki ilk sabahıma bir kaç saat önce uyanmıştım. Güzel bir şekilde kızlarla yataklarımızı toplamış ve kahvaltıya inmiştik. Uzun ve eğlenceli geçen bir kahvaltının ardından Diana, Carmen, Nickolas, Ryan ve ben bahçede ki çardakta oturmuş pastalarımızı yiyorduk.
Daha yeni tanışmışken bana sanki yıllardır bir aradaymışız gibi davranmaları çok güzeldi. Hiç yabancı gibi hissetmiyordum.
Dalgın düşüncelerimden, Nickolas'ın tabağıma uzanan eliyle ayrıldım.
Elinde tuttuğu çatalı pastama daldırıp kocaman bir parça aldığında artık çok geç kalmıştım. Pastamın yarısını almıştı resmen .
"Ama yaa" diyerek tabağı mı iyice önüme çektim.
"Dalıp gidersen pastanı yerler, güzelim." dedi bana göz kırparken.
"Çok aptalsın." dedim aynı zamanda da eksilen pastama bakarken.
"Teveccühünüz leydim." dediğinde ona pis pis baktım.
"Bu iki doymak bilmezle ne yapacağız bilmiyorum." dedi Diana lafa karışırken.
"Ben ne yaptım şimdi." dedi Ryan.
"Sen sus. Dün benimle tartışmanı unutmadım." Diana'nın cümlesi bittikten hemen sonra Ryan, Diana'nın yanağından bir makas alıp masadan kalktı.
"Demek benimle yaptığın her hangi bir şeyi unutamıyorsun?" dedi aynı zamanda sırıtırken.
Ryan, masadan kalkmış giderken Diana hızla ona doğru koşmaya başladı.
"Dur bakalım seni küçük bir sıçana çevirdiğimde de böyle konuşa bilecek misin?"
Onların arkasından epeyce güldükten sonra boşalan tabaklarımızı toplayarak eve girdik. Kirli tabakları mutfak koyduktan sonra salona geçtik.
Ryan ve Diana hala tartışıyorlardı.
Kendimi onların yanında ki bir koltuğa bırakıp onları izlemeye başladığım sıra içeriye Marcus girdi. Dünden beri hiç konuşmamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay |Nuntius 1|
FantasyO gözlerini bir bilinmezliğe açmıştı. Peki bu bilinmezlik nelere sebep olacaktı... Kapak tasarımı İnstagram :Wattpadedair