° On Birinci Bölüm °

231 25 7
                                    

Keyifli okumalar, yorumlarınızı bekliyorum ❤

* * *

"Çok hızlı öğreniyorsun."

Diana'nın bana gülerek söylediği cümleyle kendimi yere bırakıp biraz dinledim. Beklediğimin aksine Diana beni epey zorluyordu. Sabahtan beri onun yanında sayamadığım kadar çok büyü eğitimi almıştım. Evet, daha çok kolay şeyleri öğretiyordu. Ama üst üste yapmaya çalıştığımdan yorulmuştum.

Ama hepsini başardığım için yorgunluğum uçup gidiyordu.

"Çok yoruldum." dedim at kuyruğu yaptığım saçlarımı düzeltirken. Diana'da benim gibi yere oturup bana gülerek baktı.

"Sen bir de Helen'i gör. Pestilini çıkaracak senin." dediğinde korkuyla ona baktım.

"Çok mu kötü?" dediğimde maalesef der gibi başını salladı.

"Of," dedim yerimden kalkarken "Şimdi onun yanına gideceğim. Korkuyorum." dedim.

Diana'da ayağa kalkıp kolunu omzuma uzattı.

"Şaka yapıyorum ya. Sen başaracaksın. İnanıyorum" dediğinde ufak bir tebessüm ettim.

"Görelim bakalım." dedikten sonra onun yanından ayrılıp Helen'in odasına doğru ilerledim.

Odaya girdiğimde içeride ki sessizlik ürperticiydi. Pencerenin yanında dışarıyı izlediğini görünce ona doğru yaklaştım. Tam bir kaç adım atmıştım ki bir anda kendimi yerde buldum.

Nasıl oldu bilmiyorum. Sanki birisi ayağımı tutup beni yerle bir etmişti. Helen'in kahkaha sesiyle başımı kaldırıp çatık kaşlarla ona baktım.

"Sen," dedim ne diyeceğimi bilmez bir halde "Bunu sen yaptın." dedim kelimelerimi zar zor toparlayıp. Çok sinirlenmiştim ve doğru düzgün konuşamıyordum.

"Bu sana ders olsun. Bilmediğin bir yere girerken dikkatli ol!" dedi dudağına kondurduğu hiçte masum olmayan bir gülümsemeyle.

Hızla yerimden kalktım. Kendi kendine ne oluyordu bu kadına bilmiyorum ama aşırı derecede küstahdı.

"Ah, önerin teşekkürler" dedim olabildiğince yapmacık davranarak. "Başlayalım mı artık?"

"Başlayalım bakalım." dedi bilginç bir edayla.

"Öncelikle kolay bir kaç birşeyle başlayalım" dedi masasına doğru ilerlerken. Ne yaptığını merakla beklerken masanın önünden çekildi ve bana döndü.

"Bu vazoyu havaya uçurup, yanında ki masanın üzerine koyacaksın" dediğinde kocaman olmuş gözlerle ona baktım. Daha sonra yanımda ki masaya baktım. O masa ve bu masa birbirine epeyce uzaktı. Tekrar Helen'de dönüp ciddi misin der gibi baktım.

"Kolay dediğin bu mu? Hatırlatırım, ben daha yeni ders görüyorum." dediğimde tek kaşını kaldırarak bana baktı. Yavaş adımlarla bana yaklaştığında yutkundum.

"Korktun mu?" dedi kollarını göğsünde bağlarken.

Bir anda gelen öz güvenle ben onun gibi tek kaşımı kaldırarak ona baktım.

"Hayır" dedim kendimden emin bir şekilde. Beni bir süre daha inceledikten sonra "Güzel, başla o zaman." diyerek kenara çekildi.

Helen neden böyle yapıyordu bilmiyorum ama beni aşırı derecede gaza getirmişti. Elimi yaklaşık üç metre ötemde ki vazoya doğru uzatıp gözlerimi kapatmıştım ki Helen'in uyarısıyla tekrar açtım.

Dolunay |Nuntius 1|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin