Bu bölümü sinnersis'ime ithaf ediyorum."Yunho-shi~ Yine yaktığına inanamıyorum ne yiyeceğiz şimdi?" deyip dudaklarını büzdü Mingi. Yunho, Mingi'nin tatlılığıyla yarışır bir şekilde yanıtladı onu.
"Sen beni yiyebilirsin." deyip hınzırca gülümsedi.
"O zaman Yunho masaya yatsın, hepimiz yiyelim? Açım aç! Midem benimle konuşmaya başladı resmen... Ne dedin aşkım? Yunho'yu kemirip kemiklerini kedilere mi verelim?... Evet bence de." dedikten sonra sinsice sırıttı ve oturduğu yerden kalkıp Yunho'yu kovalamaya başladı Jongho. "Kaçma, zalimin evladı." diye bağırdı bir yandan. Yunho çığlık çığlığa ondan kaçarken yardım için bağırıyordu, ama Mingi hariç herkes gülmekten yerlere yatmış onları seyrediyorlardı.
Mingi de gülmek istiyordu ama sevgilisi sonra onun derisini canlı canlı yüzebilirdi. Bu yüzden sessizce yere oturup onları seyretti.
Masadan kalktığı gibi Jongho'yu tişörtünden yakalayıp durduran Wooyoung ise karnını tuttu.
"Ben de çok acıktım, hadi markete gidip bir şeyler alıp gel sen en iyisi." dedi gülerken. Jongho çırpınırken bağırmaya başladı.
"Yah! Neden hep ben gidiyorum, mitokondrim enerji üretmiyor artık anlasanıza! Yunho hyung pişiremiyor işte, o gitsin." deyip dudaklarını büzdü.
"Tabii sen gidiceksin, markete küçükler gider." dedikten sonra kollarını birleştirdi Hongjoong.
Jongho oflayarak Wooyoung'ın kolundan kurtulup evin bahçesinden eve girdi. Hyungları çok acımasızdı.
"Yeni aşçı seçelim, bence Seonghwa olsun." dedi San oturduğu pufların birinden bağırırken. Wooyoung da geri gelip onun yanındaki pufa oturdu.
"Evet bence de." deyip onaylayanlar Wooyoung ve Hongjoong oldu, Mingi sessizce sevgilisini izlemeye devam etti.
"Aman be! Size de yaranılmıyor." deyip Mingi'nin yanına oturdu Yunho oflayarak.
"Seonghwa mı? O komple evi yakar be." dedi Yeosang oturduğu yerde Seonghwa'ya sırtını dönerken.
"Çiçeğim niye böyle yapıyorsun? Özür diledim ya." dedi Seonghwa ona arkadan sarıldıktan sonra.
"Çiçeğim mi? Öğk." deyip sahte bir kusma yüzü yaptı Jongho girdiği kapıdan elinde poşetlerle. Seonghwa yanındaki yastığı sinirle Jongho'ya fırlattı.
"Yine ne yaptın Hwa?" dedi San Wooyoung'a sırnaşırken.
"Ne mi yaptı anlatıyım. Seni gezmeye götüreceğim diyip avmye götürdü, kendi alışveriş yaptı, beni bekletti otuz saat kadar. Yetmiyormuş gibi kasadaki kızın numarasını aldı?" dedi Yeosang oturduğu yerden kalkıp Hongjoong'un yanına gelerek.
"Yuh." dedi herkes senkronize olarak.
"Sevgilim, kuzenimdi diyorum ya, kalbimi kırıyosun bak, gelsene." dedi Seonghwa şansını zorlarken.
"Seonghwa bari akraba değiştir be kardeşim, hep kuzenimdi diyorsun, inandırıcı olmuyor artık." dedi Mingi gülmeye başlayarak.
"Ne dedin bebeğim?... Seonghwa'yı mı pişirelim bu sefer?... Bana uyar, daha etli butlu hem." dedi Jongho midesini tutarak.
Bu dediği üzerine Yeosang kıkırdadı ama hemen kendini topladı.
"Cidden pişirin artık şunları." dedi San da söylenerek.
Seonghwa oflayarak oturduğu yerden kalkıp ateşin başına geçti. Jongho da onun oturduğu yere yayılıp bacak bacak üstüne attı.
Hongjoong, oturduğu yerden kalkıp Seonghwa'nın yanına yardım etmeye gitti. Seonghwa ise o sırada etlerle uğraşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dance partner/woosan ♤
FanfictionO gün kaçtığım ve devamında her gün onu kapıdan izlediğim çocuğun bugün karşısına çıkıyordum. Buraya gelmesi an meselesiydi. Bunu kolumdaki saate bakarak söyleyebilirdim. Acaba o da benim yaptığım gibi beni dans ederken izleyecek miydi? Hakkımda ne...