50.BÖLÜM

1.4K 107 149
                                    

Keyifli akşamlar💙💜
Iyi okumalar⚘🙉
.
.
○○○
SAAT: 03:45

Belime sarılı olan kolları arasında alçılı kolumu acıtmadan ona doğru döndüm yavaşça. Saatten bir haberdik ikimizde ve hala uyumamıştık.

-Jimin..."

Başımı boynuna gömerken boğuk çıkmıştı sesim. Kollarını aramızda bir engel gibi duran alçılı kolumu acıtmadan sararak iyice çekmişti kendine.

-Güzelim..."

Sesinde beliren o yumuşak tını içime işliyor aklımdan ise sadece o sesini saatlerce dinlemek istediğim düşüncesi geçiyordu. Kokusu kat kat doluyordu burnuma...

-Neden uyumadın?" dedim alakasız bir şekilde. Tanrım nerden çıkmıştı şimdi bu?

-Çünkü sende uyumadın."

Sesinin derinlerinde barınan alaycılığı hissedebiliyordum. Pijama iplerimi inadıma büyük bir özenle ve artı bir yavaşlıkla bağlarken sarf ettiği cümle hala beynimde yankı yapıyor saniyesinde yanaklarımın al al olmasına neden oluyordu.

-Ne o..." dedim, bir anda tüm düşüncelerimi unutup cüretkâr bir tavırla. Başımı boynundan yarım bir şekilde kaldırırken elmacık kemiği kendini gözümün önünde net çıkıntısını belli ediyordu.

-Yine yüzünde keşfe çıkmamdan mı korktun?"

Alayla çıkan sesimi gizleme gereği duymazken başını ani bir hareketle geri çekmesiyle odaklandığım adem elmasından son anda almıştım kendimi.

-Bak sen, utanır inkar edersin diye düşünüyordum."

-Neden inkar edecekmişim?"

Hala üste çıkma çabasıyla cebelleşiyordum şu an. Tanrım bulunduğumuz şu pozisyon hiç doğru değildi sarf ettiğim sözlere karşı. Ah! Ne diye dilimi tutamam ki zaten?

Ondan bir cevap beklerken anlamadığım bir anda belimde olan kolu daha kuvvetiyle belimi sararken bedenini üzerimde, gücünü alçıda olan kolumdan dolayı boşta kalan kolunun üzerine verdiğini görmüştüm. Tuttuğum nefesimi geri bırakamadan neden böyle bir şekli aldığımız düşüncesi aklımı kurcalıyordu.

-Cesaretin varsa..." demişti fısıltıyla. Dudaklarıma kadar ulaşan fısıltısı ılık rüzgarın tene değip geçmesi kadar etkiliydi. "Ben uyanıkken keşfe çık."

Irileşen gözlerimi dudaklarından çekmeyi başararak gözlerine sabitledim. Etkili bakışları kalbimin atışını iyice arttırmaya başlamıştı. Hadi ama bunu ciddi ciddi söylemedi değil mi? Gözlerimi sinsice gülümseyen gözlerinde sabit tutmaya çalışırken hiçte şakadan söylemiş gibi bakmıyordu bana. Tanrım ciddiydi...

Alçılı kolumu tamamen kendime doğru çekeceğim sırada iyice yüzüme yaklaşmasıyla boynunda asılı olan kolyesi dudaklarıma ve burnuma değerek hareket etmişti.

Koylenin ucundaki süsün soğukluğu ile sıkıca kapattım gözlerimi. Alev almış yüzüm süsün dokunduğu her kısımda karıncalanıyordu.

-Ne o..." demişti fısıltı gibi çıkan sesiyle. "Yoksa yüzümde keşfe çıkmaktan mı korktun?"

Hızla açtığım gözlerimle ona bakarken dudaklarına kondurduğu sinsi sırıtmasıyla burnuma bıraktığı minik ve bir o kadarda yumuşak öpücüğünden sonra biraz geri çekilerek gözleriyle yüzümü inceledi özenle.

-Nefes al Jennie..."

Yerin dibine girmek istercesine sağlam elimi yumruk yapıp omzuna geçirerek hızla yana çevirdim bedenimi. Tamamen yerine geçerken alçılı kolumun ağrısını düşünmeden iki elimle kıpkırmızı kesilmiş yüzümü saklamaya çalıştım. Kahretsin bile bile sürekli yapmak zorunda mıydı bunu? Tanrım şu an inadıma yapıyordu böyle adım gibi eminim. Halimle alay etmek, böylesine kıpkırmızı olmuş yüzümü görmek hoşuna gidiyordu. Bana ters olan şeylerin hepsini özenle yaparak eğleniyordu resmen.

AY ÇOCUĞU |Jennie&Jimin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin