51.BÖLÜM

1.1K 93 109
                                    

Keyifli akşamlar herkese💙💜
İyi okumalar⚘🙉
.
.
Nefeslerimiz vuruyordu yüzlerimize. Her nefes alışverişimize birde kalp ritimlerimiz ekleniyordu. Rüzgar bedenimi üşütse de onun dokunduğu her kısım alev alıyordu tenimde.

-Jennie..."

Alnını alnımdan çekerek üzerindeki sarı battaniyeyi üstümden yeni düştüğünü fark ettiğim bedenime sarmasıyla ona yapışmıştım. Gözlerinin çevrelerinde ki ıslaklığı görebiliyordum.

Benden bir cevap bekliyordu bakışları. Ne kadar süre öyle durduğumuzu hatirlamıyordum bu yüzden bir süre kilitli kalmış gibiydim. Derin bir nefes alarak yüzüme yerleştirdiğim gülümsemeyle başımı sallayarak cevap verebilmiştim sonunda titreyen sesimle.

-Olalım."

Yüzüklü parmaklarında dolaşan gözlerini söylediğim üzerine hızla bana çevirmesiyle şaşırdığını fark etmiştim. Alçılı kolumun ağrısını umursamadan askısından çıkarıp sağlam kolumla birlikte hızla sarıldım bedenine.

Sanki esen rüzgar kokusunu daha çok dolduruyordu burnuma. Kokusuyla nefes aldığımı hissediyordum. Tanrım, bu gerçekten nasıl bir histi böyle?

Bilmiyordum.

Ama bu hissi sevmeye başlamıştım. Onu bana getiren şey her neyse öyle minnettardım ki, kaybolan bütün hislerimi, ruhumu, benliğimi geri getirmişti. Şimdi sıkıca sarılıyor, öpüyor, kokusunu en derine kadar çekiyor, saatlerce kalbinin ritmini dinleyebiliyordum.

Bedenime sıkıca sardığı kollarını hissettiğimde tebessümle gözlerimi açarak geri çekildim.

-Sanırım tek battaniyemiz kaldı."

Afallayan bakışlarla başımı iki yana sallarken üzerimde hangi ara gittiğini görmediğim battaniyeyle arkama döndüm. Tanrım, battaniye yoktu. Nasıl kayıp uçmuştu üzerimden?

Kollarını belime indirerek sıkıca sarıp kendine çekmesiyle etrafta gezdirdiğim gözlerimi yüzüne çevirdim.

-Demek bu gece baya kuvvetli sarılmalıyız birbirimize."

-Nasıl? Burada kalamayız ki?"

-Kim demiş?" diyerek arkasına döndüğünde o gizemli büyük çantayı işaret etti. "Bir çadır bizi idare edebilir."

-Çadır mı? Tanrım sen ciddi misin? Buraya çadır kurmayı düşünmüyorsun heralde."

Benden ayrılıp üzerindeki battaniyeyi omuzlarıma bırakarak alçılı kolumu askısına geri yerleştirdikten sonra iki yanağımı parmakları arasına alıp soğuktan üşümüş burnuma kuru ama sıcaklığını hala hissettiğim dudaklarını bırakmasıyla öylece ona bakıyordum.

-Aynen öyle düşünüyorum."

-Ne! Jimin saçmalama burda kalamayız bize kızlarlar."

Beni duymazdan gelerek çantanın yanına gidip içindeki malzemeleri hızlıca dışarı çıkarmaya başladı.

-Kime diyorum ben?"

Battaniyeyi iyice kendime sardıktan sonra bana göre hızlı bakıldığında penguen gibi gözüken adımlarımla yanına geçtim.

-Ya Jimin-ah! Burada kalamayız bize kızabil-"

Cebinden anahtar çıkarıp gözüme sallamasıyla sözlerim yarım kalmıştı. O buraya ait olan anahtar mıydı yoksa?

-Artık kızamazlar."

-Ah, Tanrım..."

Başımı iki yana sallarken bir yandan buraya demirler olmadan nasıl çadır kurulacağını düşünmeye başlamıştım. Bunu nasıl yapacağını gerçekten merak ediyordum. Eve gitmek varken ne diye burada bir çadır içinde uyuyacaktık ki? Aklı nasıl çalışıyordu bu adamın?

AY ÇOCUĞU |Jennie&Jimin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin