XXIII

14.8K 1.9K 1.5K
                                        


Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir.
- Karasevda, Cahit Sıtkı Tarancı.

- Last Rites, Jakub Schikaneder

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- Last Rites, Jakub Schikaneder

🎵The Revenant - Theme 2, Ryuichi Sakamoto.

Soğuk bir güz günü, ayaklarım çıplak, üşüyorum. Yağmur yağmayacak fakat öylesine bulutlu ki gökyüzü, hava kararmak üzereymiş gibi hissettiriyor. Birkaç gündür böyle, içime oturmuş karamsarlık boğazımdan yükseliyor, boğuluyorum. Yine de en sevdiğim havalar bunlar, huzura tekrar kavuşabildiğim yegâne anlar zira baharın gelişini ancak böyle hatırlayabiliyorum. On bir yıl önce, ceketini sandalyeye asışındaki zarifliği gözlerime en güzel bu havalar, bu esintiler yansıtıyor zira güz güzelini, güzümün güzelini hatırıma almanın işkencesini bir böyle üstlenebiliyorum. Elimde Suç ve Ceza, Raskolnikov'un suçunu üstlenmiş omuzlarım yer çekimine direnme belirtisi göstermeden şekillenmiş. O bir insanın canına kıyıyor, ben aşkımın. Ondan olsa gerek, çok iyi anlıyorum Raskolnikov'u, pişmanlığını, yüklenmekte başarısız olduğu acılarını çok iyi anlıyorum onun.

"Raskolnikov." diyorum usulca. "Raskolnikov, delirdin mi benim gibi pişmanlıktan?"

Gülüyorum, bitmeye yüz tutmuş sigara paketinden bir sigara daha çekiyorum, zambaklara takılıyor gözlerim. Her birini parçalamak geliyor içimden lakin kıyamıyorum, hiç kıyamıyorum. Ağlayarak yakıyorum dudağıma sıkıştırdığım ölümü, hışkırıklarım duvarlara çarpıyor, kibritim ellerimde sönerek parmaklarımı yakana dek oturduğum yerde ağlıyorum öylece. Nemli kirpiklerimden süzülüyor tütün ateşi. Delirmenin eşiğindeyim o gün, belki eşiği çoktan geçtim, bilmiyorum.

Başım dönene dek, derin bir nefes çekiyorum sigaradan, yarısı külleniyor neredeyse. On senedir elimi sürmemiş oluşum ciğerlerimin topladığı katrana hiçbir etki etmemiş olsa gerek, yabancılık hissettirmiyor bana. Ciğerlerimin topladığı katran aklıma sinenden çok daha basit zira.

Zeminde söndürüyorum sigarayı, parkede siyah bir iz bırakıyor, bir süre öylece o izi inceliyorum. Ben gitsem, ev yıkılsa, parçaları bir enkaza dönüşse dahi kalacak bir iz bu, benden bir iz. Yutkunuyorum. Anlıyorum ki, Jeongguk kalbimde nice sigaralar söndürmüş.

Plağım dönüyor, arkada çok bilindik bir şarkı ilişiyor kulağıma, yutkunamıyorum. Geri geldiği gün onunla dans ettiğim, zambağını öptüğüm, dudaklarına aşkımı fısıldadığım gün dinlediğimiz şarkı bu, titreyerek ağlıyorum. Gözlerimin önünden geçiyor her bir hareketi, kızını görüyorum sonra, verdiği isim düşüyor aklıma, söylemleri. Bir başkasına, benmişim hayaliyle dokunduğunu düşünüyorum, nefes alamıyorum, kriz geçiriyorum.

dalgın ölü*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin