XX.

19.4K 2.2K 3.2K
                                        

Prağ'da ay doğuyor limon sarısı
Doktor Faust'un evi önünde duruyorum,
çalıyorum açılmaz kapıyı gece yarısı....
-Gece, Nâzım Hikmet

-Morning Music, Dante Gabriel Rossetti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Morning Music, Dante Gabriel Rossetti

🎵I'm Meant To Be Loved By You - Imaginary Future

Gözlerimi açtığım hiçbir gece, bu kadar acıtmıyor canımı. Sabahlara değin uyumayıp duvarlara aşkımı fısıldadığım günleri gündüzleri uyuyarak harcıyorum, bir günüm daha böyle geçiyor. Akşamüstü, güneşin ufukta bıraktığı turuncu iz silinmek üzere, gece çöküyor, özlem doluyum. Öğünlerimi aksattığım birkaç günün getirisi bir baş dönmesi karşılıyor beni ayaklanır ayaklanmaz, gözlerim kararıyor ve olduğum yere oturuyor, hissin geçmesini bekliyorum. Gözlerim önündeki karıncalanma azaldığı anda tekrar ayaklanıyor, soğuk zeminin çıplak ayaklarımı ısırmasına izin vererek yalnızlığın duvarlarına sindiği evde dolaşıyorum. Karanlık çöküyor, yemek masasının hemen yanıbaşında bir çift terlik görüyor ve titrek bir nefes alıyorum. Mutfağa ilerliyor, birkaç yudum suyla midemi dizginliyor ve buzdolabının başında kalakalıyorum. Resimlerimize takılıyor gözlerim, gecelerdir görmediğim suretini inceliyorum. Ölüm gibi gülüyor yine, dalgın dalgın izliyorum onu.

Aklıma esiyor, derin bir nefes alıyor ve koşar adım ceketimi çekiyorum çıplak göğsüme, ayaklarımda terlik var. Koşarak ilerliyor, bir taksi çağırıyor ve atladığım gibi Jeongguk'un kaldığı otelin adını veriyorum. Oda numarası hâlâ hatırımda, ulaşmam zor olmuyor, çok da sürmüyor. Her daim olduğu gibi ona koşuyorum, oda 28, yutkunuyorum. Titreyen ellerim kapıyı tıklıyor.

Ayak seslerini duyana dek yüreğim ağzımda bekliyorum, başım eğik, gözlerim dolu dolu. Kapı açıldığında başımı kaldırıyorum, bir huzursuzluk beni ele geçiriyor.

"Taehyung." diyor kapıyı aralayan kadın, adımı biliyor oluşu bende birkaç fikir şekillendiriyor.

Gülümsüyor, güzel gülümsüyor.

"Jeongguk, geleceğini bildiğinden beni ardında bıraktı." diyor, ne kadar güzel bir kadın olduğunu düşünüyorum o vakitlerde. Gülüyor, güzel gülüyor. "Bu kadar uzun süreceğini düşünmemiştim."

Gülümsüyorum, yorgun bir gülümseme bu, olduğum yere düşüp bayılabileceğimin göstergesi bacaklarım titriyor.

"Yüzleşmek istemedim sadece." diyorum, sesim hem çatlıyor, hem titriyor. Yılgınlığım gözlerime dahi vuruyor, kıyıya vurmuş çırpınan bir balıktan farkım yok. Yutkunuyorum. Kirpiklerim, göz bebeklerim titriyor, hüzün bulutları var Sora'nın yüzünde, bana acıyor. Derin bir nefes alıyorum, yarı yolda göğsümde kesiliyor, gözlerimin titremesini zapt edemiyorum. Söyleyeceklerim, asla dile gelmek istemezmişçesine dökülüyor dudaklarımdan, dizlerim ağırlığımı taşıyamaz oluyor.

dalgın ölü*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin