"Şu ev" dedim parmağımla ahşap evi gösterirken.
Eşinin Aydın'da olduğu öğrenmiştim. Onu bulana kadar Aydın'da olan evimde kalacaktık.
Araba durunca camdan büyük bahçeli evime baktım. Şehir içinde olmasına rağmen sessiz ve bahçesinde ağaçlar olan bir ev. Yıllar olmuştu buraya gelmeyeli.
Toprak, arabadan inince ben de indim. Bagajdan ikimizinde bavulunu alıp yanıma geldiğinde kendi bavulumu elinden aldım.
"Ahşap evlere hep merakım olmuştur."
Biliyorum…
"Bende severim ahşap evleri. Doğal bir görüntüsü oluyor."
Anahtarla kapıyı açtığımda üstüne beyaz örtü serilmiş mobilyalara doğru ilerledim. Örtüyü kaldırıp koltuğa oturduğumda Toprak'da aynısını yapıp karşı koltuğa oturdu.
"Bana ikinizden bahsetsene?"
"İkimiz?"
"Eşin ve sen."
"Lösemili çocukların kaldığı bir yurtta karşılaştık. Elinde oyuncak dolu poşetlerle geldi çocukların yanına. Bende çocuklarla kocaman bir tuvale resim yapıyordum. Oyuncakları görünce beni bırakıp koşa koşa ona gittiler. Resimi bırakıp onları izlemeye başladım. Uzun sarı saçları, mavi gözleri, gülüşü, çocuklara karşı merhamet dolu gözlerle bakması… ve daha bir çok şey. Çocuklar o'na 'mavi fırtına' diyorlarmış. Tıpkı bir fırtına gibi doğdu hayatıma. Yağmur, yani eşim, hayatıma yağmur gibi can verdi. Benim kuru toprağıma can oldu. Toprak'ın Yağmur'u…
O günden sonra onunla sürekli karşılaştık orada. Daha sonra arkadaşca buluşmaya başladık ve ardından da evlendik. Ama şimdi ayrı ayrıyız. "Eşini anlatırken yüzünde olan tebessüme baktım. Seviyordu…
Seviyor…"Ona, onu sevdiğini söyler miydin?"
"Her fırsatta ilan-ı aşk ederdim ona. Yüzünü güldürmek için çabalardım. Eve geç saatlerde gelmez, geç saatlerde olan işlerimi de ertelerdim. Şimdi aradan 2 ay geçti. Yüzünü görmüyorum, seni seviyorum diyemiyorum. 2 aydır nerede diye soranlara da yurt dışındaki ülkeleri geziyor diyorum." Ellerini birleştirip bakışlarını yere eğdi,
"Ben daha ona doyamamıştım ki. Geri gelse hiç soru sormadan sımsıkı sarılırım ona. Niye gittin demem. Kaldığımız yerden devam ederiz."
Aptal aşık…
"Kapını çarparak gidenin geri geldiğinde kapısını açarsan onun gözünde kibar biri değil, salak biri olursun." Ayağa kalkıp, "ben yukarıdayım. Sağdaki benim odam, soldaki senin odan. Zaten 2 tane oda var yukarı katta. 1 banyo, 1 de lavabo var."
"Ev fikrin için gerçekten sağ ol. Otelde sürünürdük yoksa."
"Senin evinde kaldığım günlere sayarsın."
Merdiven basamaklarını tek tek çıkmaya başladı. Gözünün kararmasıyla son basamakta durdu.
"Derin derin nefesler al kızım. Sadece baş dönmesi."
Elini duvara yaslayarak derin nefesler almaya başladı.
"Geçecek. Bu da geçecek." Duvardan destek alarak yavaş adımlarla odasına geçti. Yumuşak yatağın ucuna oturup yüzünü pencereye, sırtını kapıya verdi. Elini karnına koyup yüzüne tebessüm yerleştirdi,
"Annem… canım… sen beni bu aralar çok yoruyorsun ama. Daha 3 aylıksın. 9 aylık oluncaya kadar çok yoracaga benziyorsun beni. Yaramaz mı olacaksın sen?" Gülümsemesi büyürken devam etti,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı : Çilek
Tajemnica / ThrillerÖne doğru eğilip elini karşısında oturan maskeli kadına uzattı, "anlaştık mı?" Maskesinin altındaki dudaklarında ince bir gülümseme belirdi, "Anlaştık!" ~~~~ Bu bir kısa kurgudur📌