Pai, evine doğru ilerleyen sokaklarda yürürken düşünceliydi. Ona verilen bir sürü ödevi nasıl yetiştireceğini kendine dert ediniyordu. Ve yavaş yavaş çiseleyen yağmur da ona karamsarlığını dağıtma konusunda pek yardımcı olmuyordu. Bir yandan da şaşkındı, çünkü metroda karşılaştığı görüntü kafasını karıştırmıştı. Bir süre sonra kendini yanlış gördüğüne inandırıp, bu olayı unutacaktı ama başına geleceklerden habersizdi.
Kaldırımlarda hızlı adımlarla yürürken sola saptı ve evi karşıda göründü. Mutfağın penceresinden yemek yapan annesinin silüetini görebiliyordu. Bu görüntü yüzünde minik bir tebessümün oluşmasına, kaygılarını şimdilik unutmasına sebep oldu.
Birkaç saniye sonra evin önüne gelmişti. Annesini işinden alıkoymamak için çantasından anahtarlarını çıkardı ve anahtarı kapının deliğine soktu. Kapıyı açıp içeri girerken "Ben geldim anne," diye seslendi. Kapıyı arkasından örttü. Biraz çamura bulanmış ayakkabılarını yerde duran gazetenin üzerine koydu. Arkasını döndü ve birden annesiyle burun buruna geldi. Önce irkildi ama sonra gülerek annesine sarıldı. Annesi de ona karşılık verdi.
"Minik bebeğim gelmiş!" Annesi ona sarılmayı bıraktı ve birkaç adım geri çekildi. Bir süre kızını süzmüş ve ardından dudak büzmüştü. "Sen çok kurudun kızım, hemen sana yaptığım köfteleri ye de kilo al biraz."
Pai omuz silkti ve odasına doğru yürümeye başladı. Annesi arkasından söylenmeye devam ediyordu ama o, bunları her gün duyduğu için pek sallamıyordu.
Pai, kapısında "The Best Monbebe's Room" yazan odasının içine girdi. İçeri girdiği an da en sevdiği grup olan Monsta X ve en sevdiği kitap/film serisi olan Harry Potter posterleri onu karşılamıştı. Minhyuk ve Cedric Diggory posterlerine öpücük attı ve çantasını çalışma masasının kenarına koydu. Annesi yemek hazır diyene kadar fizik ödevini yapmalıydı. Bu yüzden sandalyesine oturup, çantasından ders kitaplarını çıkardı ve masanın üzerine koydu.
Hırkasının cebinde duran telefonu evin internetine yeni bağlandığı için sürekli bildirim geliyordu. İkide bir kulağına çarpan bildirim sesi onu rahatsız ediyordu. Bu yüzden telefonunu cebinden çıkardı ve sessize aldı. Ama tam ekranı kapatacakken bir mesaj dikkatini çekti.
Sınıfın dedikoducu kızları -bunlardan biri de kendisinin en yakın arkadaşıydı-, sohbet grubundan okula yeni gelen çocuk hakkında konuşuyordu. Sürekli çok yakışıklı olduğundan bahsedip durmuşlardı, şimdi de mesajlaşarak bunu belirtiyorlardı. Pai, göz devirdi ve ekranı kapattı.
Şu meşhur çocukla hiç karşılaşmamıştı, çünkü o teneffüslere çok nadir çıkardı. Ama sınıflarının yan yana olduğunu biliyordu. Omuz silkti. Şu an yapması gereken daha önemli şeyler vardı. Mesela minmin'in yeni kitabını unutmaya çalışıp, ödevine konsantre olmak gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the fanfiction; minho
Fanfictionpai, bir gün favori yazarı ile metroda karşılaşır. 120819 ✿