11

1.8K 251 81
                                    

Minho daha güneş doğmadan gözlerini açmıştı. Bakışlarını tavana dikerek öylece yatıyordu. Gördüğü kabus yüzünden yatağında sıçrayarak uyanmıştı. Tekrar uykuya da dalamamıştı. Sağa döndü ve diğer yatakta güzelce uyuyan minik kardeşine baktı. Hafifçe gülümsedi. Keşke her şey onun kadar masum olabilse diye düşündü. Sonra da diğer yanına dönüp gördüğü rüyayı düşündü.

Rüyasında babasının hastalığı daha da kötüye gidiyordu. Minho çok endişeliydi ve ağlayan annesi ile birlikte ameliyathanenin önünde bekliyordu. Korktuğu bir şeyi rüyasında görmek onun için daha da kötü olmuştu. Bu yüzden gördüğü rüyayı bir kabus olarak değerlendirmişti.

Daegu'ya taşınmalarının sebebi babasının hastalığıydı. Burada bulunan bir doktor babasının hastalığına tedavi bulmuştu. Bu yüzden ailecek tedavinin uygulanması için yeni bir şehre taşınmışlardı. Birkaç gün sonra tedaviyi uygulamaya başlayacaklardı ve babası düzenli olarak hastanede yatacaktı. Bunu düşündükçe morali bozuluyor ve içini bir korku kaplıyordu. Geçen Melanie'nin sorduğu soruya da bu yüzden cevap vermemişti. Çünkü bu korku onu yiyip bitiriyordu. Eğer korkusunu onlarla paylaşırsa ağlayacağını düşünmüştü. Bunca zamandır kimsenin yanında gardını indirmediği için bu düşünce bile ona korkunç gelmişti. Ama şimdi biraz düşününce Pai'ye olanları anlatabileceğini düşünüyordu. Ona güvenebileceğini hissediyordu.

Daha fazla yatağında dönüp duramadı. Ayağa kalktı ve elini yüzünü yıkamaya gitti. Okul vakti gelene kadar bir şeyler yazmaya karar vermişti. Minik adımlarla odasından çıktı ve kapıyı ardından kapattı.

*

Pai metronun önüne geldi ve Minho'yu beklemeye başladı. Montunun cebindeki telefonu titredi. Elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Gelen bildirime bakınca minmin'in yeni bölüm attığını gördü. Sevinçle bölümün üzerine tıkladı. Bunu uzun zamandır bekliyordu.

"selam minnoş okuyucularım! neredeyse iki haftadır bölüm atamadığım için çok özür dilerim. hayatım çok yoğun gidiyor ve ona ayak uydurmaya çalışırken burayı boşladım. ama bu sabah uyku tutmayınca bölüm yazayım dedim. biraz aceleyle yazıldığı için yazım hatalarım olabilir, kusura bakmayın. sizi seviyorum, iyi okumalar ◕▿◕"

Kendi kendime sırıtıyordu ki arkasından bir ses geldi.

"Neye bakıyorsun öyle?"

Arkasını döndü ve kendisine merakla bakan Minho'yu gördü. "Hiiç," diye mırıldanıp telefonunu hızla cebine koydu. Minho, Pai'nin tepkisini garipsemişti ama sesini çıkarmadı. Pai de bir şey demedi. Yan yana yürümeye başladılar. minmin bölüm attığı için Pai'nin içi içine sığmıyordu. Bir yandan da yanında yürüyen erkeğin minmin olma ihtimalini düşündükçe içi içine sığmıyordu. Bu değişik bir histi. Bulutların üzerinde yürüyormuş, yeni bir şey keşfediyormuş gibi hissediyordu.

'Sen aşık oldun bence,' dedi iç sesi. Pai 'Saçmalama,' diye kesip attı. Ama bir yandan da iç sesine hak veriyordu. Bu yüzden 'minmin'e aşık oldum sanırım,' dedi.

"Bugün çok düşüncelisin, her şey yolunda mı?"

Minho, Pai'ye endişeli bir şekilde bakıyordu. Pai'nin şapşallığını üzerinden atmak için yüzüne vurası gelmişti şu an. Ama kendine hakim oldu. Hafifçe gülümsedi ve "Evet evet," dedi. Kartlarını okuyucudan geçirip istasyona doğru inen merdivenleri inmeye başladılar. Minho arada dönüp ona göz ucuyla bakıyordu. Pai bunu fark etmemiş gibi davrandı. Kafası karışık olduğu için hayal gördüğünü düşündü. Ama bu metroda da devam etti. En sonunda dayanamadı ve derin bir nefesi dışarı vererek "Bir şey mi diyeceksin Minho?" dedi. Çok da umursamıyormuş gibi söylemişti ama diyeceği şeyi deli gibi merak ediyordu.

"Evet aslında," dedi Minho. Pai'nin yanında oturan genç ayağa kalkınca onun yerine geçti. Pai'ye doğru döndü. Bunu diyip dememesi gerektiğine hala karar verememişti. Dudağını dişledi ve daha fazla uzatmamaya karar verdi.

"Daegu'ya taşınmamızın sebebi babam." Pai kaşlarını kaldırıp şaşkınlıkla kendisine bakmıştı. Başını hafifçe sallayıp devam etmesini söyledi. Minho anlatmak istediği her şeyi okula gidene kadar anlatmıştı. Düşündüğü gibi ağlamamıştı. Bir kere gözleri dolmuştu ama Pai onun omzuna dokunup yanında olduğunu hissettirince ağlama isteği kaybolmuştu.

Okulun önüne geldiklerinde Minho "Bu kadardı anlatacaklarım," dedi ve hafifçe gülümsedi. Pai de gülümsedi.

"Minho, bu dediğim seni ne kadar rahatlatır bilmiyorum ama ben yanındayım. Ne olursa olsun bana anlatabilirsin. Sakın çekinme, tamam mı?"

Minho başını salladı. Sessizce okula girdiler. İçi biraz olsun rahatlamıştı. Bunca zamandır içinde biriktirdiği şeyleri dışa vurmanın çok zor olacağını düşünmüştü. Ama anlatmaya başladığı andan beri o sessizce kendini dinlemişti. Onun da acısına ortak olduğunu hissedebilmişti. Kendi kendine gülümsedi ve Pai yanında olduğu için şükretti. 



birkaç bölüm sonra final yapmayı düşünüyorum 🐈

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

birkaç bölüm sonra final yapmayı düşünüyorum 🐈

the fanfiction; minhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin