Hayırlı bayramlar,
Yir-Sup kitabımızın son iki bölümü de hazır. Bu bölümden sonra Yezducend POV paylaşıp, Kurtların Savaşı cildini sona erdiriyoruz. Yılan Adalarında garip şeyler oluyor :)
İnşallah beğenirsiniz.
Bu arada yeni kapak yaptım, nasıl? :D
______
GRAKİNOS
"Altın kobra sancağını dalgalandırın, zaferimizi bütün ada duysun." dedi, Grakinos. Donanmasıyla birlikte Taç Ada'nın kıyılarına yaklaşmıştı. Beyaz bir gömleğin üstüne beyaz bir kaftan giymişti. Kaftanı pelerin gibi uzundu. Beyaz deri pantolonu ve beyaz çizmeleri kıyafetine eşlik ediyordu. Gömleğinin ve kaftanının düğmeleri altındandı. Kaptan şapkası ise maviydi ve yine omuzlarındaki rütbeler de aynı renkteydi. Rütbeler büyük mavi bir yıldızdan oluşuyordu. Zaferi kazandığı kılıç da kınındaydı. Bu üniformayı önemli toplantılarda ve törenlerde giyerdi. Gemisi Engerek'in burnunda bir direğe tutunarak dik bir şekilde ileriye bakıyordu; sessizliğe bürünmüş, çok sevdiği halkını ve topraklarını izliyordu.
Halkın, altın kobrayı fark etmesi uzun sürmedi. Bir anda coşkulu bir kalabalık bir araya gelerek limana doğru harekete geçti. Grakinos bu coşkulu kalabalığı daha kıyıya varmadan gördü. Yüzünde küçük bir tebessüm belirdi. Çok sürmeden de gemi limana vardı. Halk müthiş bir tezahüratla karşıladı kaptanı. " Sagves, Sagves, Sagves." diyerek bağrışıyorlardı, bu yılan dilinde Deniz Fırtınası demekti. Gemiden inen Grakinos, kalabalığın arasında oluşan koridordan ilerlemeye başladı. Hemen onun ardından askerleriyle birlikte elleri kelepçelenmiş şekilde korsan lideri Karakılıç ilerliyordu. Halk, Karakılıç'a ellerine ne geçerse fırlatıyordu. Bir yandan da zaferle dönen Grakinos ve askerlerini alkışlıyorlardı.
Az ilerde bir at arabası Grakinos için hazır bulunuyordu. Limanın yosun tutmuş taşlı yolunun sonuna gelerek arabaya doğru hareketlendi. İşaret parmağını ileri doğru sallayarak arabayı gösterdi ve askerler Karakılıç'ı arabaya bindirdiler. Ardından Grakinos da binerek korsanın tam karşısına oturdu. Sadece ikisi vardı, kırbaç sesiyle araba hareket etti. Yolların düzensizliğinden dolayı sağ sola sallanıyorlardı. Atların nal sesleri, arabanın ahşap tekerleği ve halkın bağrışmaları yekvücut oldu.
"Gemide bana ne anlattıysan aynısını Şah'a da anlatacaksın, Karakılıç. Eğer bunu yaparsan seni ölümden kurtaracağım." dedi Grakinos, kaftanın cebindeki matarasını çıkardı ve içerisindeki romdan bir yudum alarak Karakılıç'a uzattı.
"Ah, yılan romu... En esaslı içkidir. Kaptan içkisi, ne yazık ki ellerim bağlı. Bana içirmen gerek büyük kaptan." dedi Karakılıç ve öksürmeyle karışık pis bir kahkaha attı. Grakinos gözlerini kısarak gülümsedi, içkiden biraz korsana da içirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yir-Sup Efsanesi 'Kurtların Savaşı'
FantasyDİKKAT! Bu roman, ScifiTR Okuma Listesinde yer almaktadır. Taht Oyunları ve Yüzüklerin Efendisi serilerini seviyorsanız bu seri tam da size göre. Yir-Sup devletinin yıkılmasının üzerinden 400 yıla yakın bir zaman geçmiştir. Devletin kurucu halkı Boz...