Hayal kırıklığı...

874 33 7
                                    

          Grup ile bir kafeye oturmaya karar verdik.

"Kızlar Starbucks'a ne dersiniz?" dedi Jin.

"Olabilir" dedi Jisoo unnie.

"Tamam o zaman istikamet Starbucks" diye konuştu ve yürümeye başladı Tae.

1 kat yukarı çıkarak Starbucks'a girdik.

Hepimiz siparişlerimizi verdik ve yerimize oturduk. Jimin benim yanıma, Jennie unnie Suga'nın yanına, Tae Jisoo unniemin yanına, diğerleri de koltuğa oturdular. Siparişlerimiz geldi.

Biz de sohbet ede ede bitirdik. Starbucks'tan çıktık. Bize alışveriş yeter miydi? Tabi ki HAYIR ;)

"Jennie unnie biz hiç bir şey almadık farkında mısın. Jisoo unnie bilerek ses çıkarmıyor baksana."

"Haklısın maknae yürü mağazaya." diyerek beni kolumdan çekiştirdi.

Yarım saat sonra...

Jisoo unnieye söz vermiştik ama tutamadık ve baya bir para harcadık. Jimin ile el ele yürürken birden duraksadı. Ben de "ne oldu aşkım?" diye sorduğumda baktığı yere baktım.

O kız kimdi? Bize doğru yaklaştı ve Jimin'in boynuna  kollarını doladı. Ben de onları izliyordum. Kız geri çekilince Jimin ve benim ellerime baktı. Sonra da Jimin'e dönüp "bu kim sevgilim" dedi. Jimin'in eli ayağına dolandı. Ben de Jimin'in elinden kurtulup mağazadan koşarak çıktım. Gözlerim dolmuştu. Bu yüzden önümü net göremiyordum. Cidden ikimizi birden idare etmişti. Bunu Jimin'den beklemezdim.

Yürümeye devam ederken birden bir araba yanıma geldi. Camı indirip bana seslendi.

"Rose"

Kafamı çevirip baktığımda Land Rover'in içinde oturmuş bir Jeon Jungkook vardı.

"Gider misin başımdan!"

"Gel seni gideceğin yere kadar bırakayayım"

Tam ağzımı aralayıp reddeticektim ama arkamdan Jimin'i gördüm. Koşarak yanıma geliyordu. Ben de Jungkook'a dönüp;

"Eve bırakabilir misin?"

"Emrinizdeyim"

Kapıyı açıp bindim. Aynadan baktığımda bize bakan Jimin'i izledim. Kalbimi bir çırpıda alıp kırabiliyordu. Bu kadar kolaydı. Yolda hiç konuşmadım. Üzerimde bakışlar hissettiğimde kafamı Jungkook'a çevirdim.

"Neden bakıyorsun?"

"Bilmem?"

Kafamı çevirdim ve dışarıyı izlemeye devam ettim. Yanaklarımın içi yanıyordu.

Eve geldiğimizde Jungkook'a dönüp "teşekkür ederim, istersen bir kahvemi içebilirsin" diye bir öneride bulundum. O da kabul edip arabadan indi ve benim tarafıma geldi. Ben de kemerimi açıyordum. Kapıyı açtı ve benim çıkmamı bekledi. Ben de hemen arabadan indim ve kafamı teşekkür ederim anlamında salladım. Evin kapısını açıp içeriye girdim. Önceden Jimin ile ben yaşıyorduk. Bu yüzden lüks bir daire almak yerine küçük bir ev aldık. Ama bu aralar kızlarla beraber kalabileceğimiz bir ev bakıyorduk. Jungkook içeri girdi ben de arkasından kapıyı kapatıp ben de salona ilerledim. Fazla dağınık olmasa da yine de biraz dağınıklık vardı.

"Kahveyi nasıl içerisin?"

"Sen kendine nasıl yapıyorsan bana da aynısını yapabilirsin."

Kafamı olumlu anlamda salladım ve mutfağa ilerlemeye başladım. Sade sütlü kahve yapmaya başladım. Cebimden telefonumu çıkarıp bakmaya başladım. Birden telefonum çaldı. Arayan Jisoo unniemdi. Aramayı açıp konuşmaya başladım.

-Efendim unnie

-Rose neredesin

-Evdeyim

-Jungkook seninle mi

-Evet neden

-Birden arkandan koşturarak çıktı da ondan sordum

-Siz neredesiniz

-Biz de sana geliyoruz hepimiz

-Jimin yok değil mi

-Iııı, hayır yok gelmiyor

-Emin misin? Sanki yalan söylüyorsun

-Aşk olsun maknae ben sana yalan söyler miyim hiç

-İyi gelince görürüz

-Tamamdır

Kahveleri alıp içeriye ilerlemeye başladım. Girdiğimde Jungkook, Jimin ile fotoğraflarımıza bakıyordu. Ben seslenince yanıma geldi ve ben de kahvelerden birisini ona uzattım. Alıp koltuğa oturdu. Ben de yanına oturdum ve kahvemden bir yudum alıp masaya koydum.

"Çok mu seviyordun?"

"Kimi?"

"Jimin'i."

"Açıkçası evet. Hala kabul etmek istemesem de ona aşığım. Ama bu aşkı öldürmem lazım."

Kapı çalınca ayağa kalktım ve kapıya yöneldim. Bizimkiler gelmişti. Jimin'de dahil. Hepsi içeri geçince ben de tekli koltuğa oturdum. Jimin'e baktığımda Jungkook'a öldürücü bakışlar atıyordu. Jungkook ise bana bakıyordu. Ben de bakışlarımı yere sabitledim. Jennie unnie "hadi dc oynayalım" dediğinde herkes kabul etti ve masanın etrafına oturdular. Masada pet şişe vardı. Ben çevirdiğimde Jennie unnie ve Suga'ya geldi. Jennie unnie soruyordu, Suga cevaplıyordu.

"Sevdiğin birisi var mı?"

"Evet var"

Şişeyi Suga çevirdi. Bu sefer Tae ve bana geldi. Tae soruyu soruyordu.

"Masadan bir erkekle çıkmak zorunda olsan kiminle çıkardın?"

Yeni bölüm yarın geliyor...

Vote ve yorum atmayı unutmayın...

Sahipsiz Kalp~Rosekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin