Ailem...

427 16 2
                                    

                          Rose:

          Jennie unnie ve Suga içeriye el ele girdiler. Ben de bir açıklama bekliyordum.

"Biz çıkıyoruz."

"Hayırlı olsun .d"~ Jimin

"Yaaa çok sevindim."~Rose

"Sakın kızımı üzme. Biraz önce Tae'nin yediği tokatın daha fazlasını yersin."~Jisoo unnie

"Knk çok acıdı dikkat et derim yanııı."~Tae

"Rose biz sap kaldık ne yapsak biz de ayarlayalım bir şeyler."~Lisa

"Olur maknae bakarız😁"~Rose

"Ben Rose'ye talibim."~Jungkook

Bu demesi ile bütün gözler Jungkook'a döndü. Ben de dahil. Gözlerim açılmıştı.

"Ne yani aşık olmuş olamaz mıyım?"

"Olamazsın!"~Jennie unnie

"Aşkım sen karışma."~Suga

"Karışırım Suga. O benim kardeşimi üzdü!"~Jennie unnie

"O konu bildiğin gibi değil unnie."~Rose

"Nasıl anlatta bilelim Rose."~Jennie unnie

"Jungkook dün bizi yanlış anlamış. Gece mesaj attım. Konuyu hallettik."~Rose

"Özür dilerim Jungkook."~Jennie unnie

"Önemli değil."~Jungkook

Lisa, Jimin ile sohbetine devam etti. Jimin ile baya yakıştıklarını düşünüyorum.

"Çok yakışıyorlar değil mi? Aynı ben ve sen gibi."

"Konuyu neden tekrar açıyorsun?"

"Çünkü seni çok seviyorum."

"Ama ben sevmiyorum. Jimin'den sonra sana nasıl güveneyeyim? Ya sen de aynı şeyleri yaparsan. Ben birisine zar zor da olsa kalbimi açtım. Ama o ne yaptı? Benim hayatımı mahvetti. Şimdi eğer sana tekrar kapıları açarsam ve sen de aynı şeyi yaparsan ben hayatımı bitirmek için elimden gelen her şeyi yaparım. Bu yüzden benden vazgeç Jungkook. Eminim karşına Benden daha çok seveceğin birisi çıkar."

"Peki"

Jungkook ayağa kalktı ve odadan çıktı. Arkasından dolu gözlerimle bakıyordum. Herkes arkasından bakıyordu. Kalbini çok kırmıştım.

Ben de ayağa kalktım ve odadan çıktım. Konser yerinden çıkıp koşmaya başladım. Taksi durağında oturdum. Ağlamayacağım. Ağlamayacağım. Güçlü olacağım.

Beynimde bu sözleri tekrarlıyordum. Taksi geldi. Ben de bindim ve evin adresini söyledim. Yarın yeni evimiz için eşyalar seçmeye gidecektik. Biran önce aradan çıkmasını istiyordum.

Eve geldik. Parayı ödedim ve kapının şifresini girdim. Kapıyı kapattım ve evin ana kapısını açtım. İçeriye girdiğimde çantamı astım ve kendimi salona attım. Gözlerimi yumdum.

Ailem ile evimiz.

Ormanlık alanın içerisinde bir yerdeydi. Benim ne işim vardı burada. Yatakta yatıyordum. Ayağa kalktım ve yürümeye çalıştım. Ev iki katlıydı ve ben üst katta sızmıştım. Aşağıya yol aldım. Yemek kokuları burnuma işlemişti.

Evde benden başkası da mı vardı?

Mutfağa ilerledim. Kapıyı açtığımda annem vardı. Sarı saçlarını yukarıdan topuz yapmıştı. Yine müthiş yemekler yapıyordu.

Bir dakika...

Annem ölmemiş miydi?

Yanına gidip sarılacaktım ki birden bana döndü.

-Yaklaşma sana zarar gelsin istemiyorum

-Bana senden ne zarar gelebilir ki anne

-Ben ölüyüm kızım. Bunu sen de biliyorsun

-Biliyorum

Annem birden yok olmuştu.

-Anneeee!

Hızlı adımlarımla mutfaktan ayrıldım ve salona geçtim. İçeride babam ve o vardı.

Cidden o da mı gelmişti?

Ablamı yıllar sonra görmüştüm. Cidden çok özlemiştim ama sarılamıyordum. Yanlarına gittim ve oturdum. Göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Babam beni fark etmemişti. Görmüyordu. Ablam bana bakıyordu. Ayağa kalktı ve yukarı çıkmak için merdivenlere doğru ilerledi. Ben de koşarak yanına gittim ve kolundan tuttum. Bana döndü ve gözlerime baktı. Bu benim canımı daha çok yakıyordu.

-Seni çok özledim

-Sana sadece bir şey söyleyeceğim

-Dinliyorum

-Beni aşk öldürdü Rose. Bunu sen de çok iyi biliyorsun. Sakın kimseye güvenme. Arkandan iş çevirirler ve seni öldürürler. Kimseyi çok sevme Rose

Ablamı kocası öldürmüştü. Nedenini hala öğrenemedim. Bu işin peşini 5 yıl önce bıraktım.

-Beni öldürmesinin sebebi hala bulunamadı mı

-Hayır. Bulamadım. Özür dilerim

-Sakın peşini bırakma. Ben bir daha gelicem ve sana bunu tekrar sorucam. Bu sefer cevabımı almak istiyorum

-Bana bu yükü verme abla yalvarırım

Gitmişti.

Yine beni bırakıp gitmişti.

Omzuma büyük bir yük yükleyip gitmişti.

Beni onsuz bıraktı.

Bütün her şeyimi ona anlatırdım.

Şimdi anlatacak kimsem yok.

Tabi Lisa ve unnielerime anlatıyorum ama kimse onun gibi beni anlamıyor.

Yukarıya adım aldım. Bu sırada dehşet derecede ağlıyordum.

Kendimi yatağıma bıraktım ve uyudum...

***

Gözlerimi açtığımda nefes nefeseydim.

Yine aynı rüyaydı ve aynı sorular. Sabaha karşı kalkmıştım.

Güneş daha yeni doğuyordu.

Yeni bölüm belki gelebilir. Merakla bekleyin.

Vote ve yorum atmayı unutmayın.

Sahipsiz Kalp~Rosekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin