Git...

277 9 0
                                    

Jisoo:

Yemekler bitince Taehyung tepsiyi geri götürmeye gitti. Biz de Rose'nin uyanmasını bekliyorduk. İçeriye hemşire girdi ve Rose'nin serumuna baktı. Sonrasında ise çıkıp gitti. Kapı açıldı. Bakışlarımızı oraya çevirince kapıdakinin Jungkook olduğunu gördüm. Adi şerefsiz! Hangi yüzle geliyordu buraya!

Hemen oturduğum yerden kalktım ve Jungkook'un kolundan tutup dışarıya sürükledim.

"Ne işin var senin burada! Ben sana ne dedim! Buraya gelirsen, Rose'nin yanına yaklaşırsan seni gebertirim demedim mi!"

Arkadan Taehyung koşarak yanımıza geldi ve aramıza girdi.

"Hey hey hey, sakin olun."

"Çekil şurdan Taehyung. Her an sen de geberebilirsin."

"Hayır çekilmiyorum Jisoo. Sakin olur musun lütfen?"

"Ya Tanrım hâla sakin olmak diyorsunuz ya! Rose bu şerefsiz yüzünden bu halde bilmiyor musun Taehyung. Şimdi bu yüzsüzlükle gelmiş ve Rose'yi görecekmiş. Bak bak sen şuna!"

"Ben söyledim tamam mı? Ben burada olduğumuzu söyledim ona. Bırak da konuşsunlar."

"Hayır efendim konuşamazlar. Ben izin vermiyorum. Rose'nin hayatını daha da berbat etmesine izin vermeyeceğim. Çünkü artık onun hayatında Jungkook diye birisi yok! Duydun mu beni şerefsiz!"

Sinirle odaya daldım. Rose uyanmıştı tekrardan. Bağırışmalarımızı duymuş olacak ki gözlerinden yaşlar akıyordu tekrardan.

"Tamam kuzum. Bitti her şey. İzin vermeyeceğim seninle görüşmenize. Artık Jungkook diye birisi yok tamam mı? Sakin ol tatlım."

Rose hiç bir cevap vermeden karşıdaki duvarı izliyordu.

Taehyung:

Jisoo hışımla içeri girdi. Ben de arkamda kalan Jungkook'un döndüm.

"Rose.. İyi mi?"

"İyi olmaya çalışıyor. Sen iyi misin asıl?"

"Ben önemli değilim. Tanrı benim belamı versin. Her şey benim yüzümden oldu. Aptalım ben. Böyle davranmamalıydım. Kalbini kırdım onun. Hem de bir daha onarılamayacak şekilde."

"Hayır. O da seni hâla seviyor. Sadece.. Sadece şu an iyi değil ve dinlenmesi lazım Jungkook. Lütfen ona biraz zaman ver. İkinizin de kafanızı toplamanız lazım."

"Ben Rose'yi görmek istiyorum. Lütfen. Sadece birkaç dakika. İyi olduğunu bilmek istiyorum."

"Tamam seni de anlıyorum ama Jisoo dediğini yapar Jungkook. Bunu sen de biliyorsun."

"Biliyorum.."

"Tamam. Gel içeriye gir. Ben bir şekilde Jisoo'yu zapdeteceğim."

"Teşekkür ederim hyung. Çok teşekkür ederim."

"Cıvıma hemen. Seni kolay affetmem haberin olsun."

"Tamam."

Kapıya ilerledim ve açtım. Jisoo başta olmak üzere yine herkes bize baktı. Rose de dahil. Jungkook içeri girdiğinde Jisoo ayağa kalkacaktı ki Rose onu kolundan tutup durdurdu. Jisoo bakışlarını Rose'yi döndürdü. Rose yalvarırcasına bakıyordu ona.

"Sadece birkaç dakika. Lütfen eğer beni seviyorsan Jisoo."~Taehyung

"Tanrım beni mi sınıyorsun? Ben daha şimdi dedim. Bu çocuk Rose'nin 5 metresine bile yaklaşamaz! Ona zarar vermekten başka hiç birşey yapmıyor çünkü!"

"Unnie sakin ol biraz."~Jennie

"Sakin falan olamam ben ya! Git burdan yoksa kimse seni benim elimden alamaz! Burdan canlı bedenin değil cesedin çıkar! Anlıyor musun beni!"

"Unnie.."~Rose

Jisoo aniden Rose'yi döndü korkuyla.

"Sadece birkaç dakika. Lütfen.."

"Sen de mi Rose ya! Tamam. 5 dakikadan fazla bu odada durursan.. Devamını anladın sen."

Jisoo yanımızdan ayrıldı. Hepimiz ayaklandık ve odada sadece Rose ile Jungkook'u bıraktık.

Rose:

"Geç otur."

Jungkook dediğimi yapıp yandaki küçük sandalyeye oturdu.

"Söyle ne söyleyeceksen ve git buradan."

"İyi misin?"

"Sence? Oradan bakılınca iyi gibi mi duruyorum?!"

"Özür dilerim."

"Onu yapmadan önce düşünecektin Jeon Jungkook."

"Rose biliyorum.. Beni asla affetmeyeceksin. Ama yine de ben senden özür diliyorum. Kalbini çok kırdım. Kırmakla kalmadım parçalara ayırdım hatta. Ama ne olur. Ne olur beni affet."

"Öyle kolay değil. Beni bir kere dinleyebilirdin. Ama sen dinlemek yerine beni yıkıp geçmeyi tercih ettin. Ben sana ilişkimizin başladığı gün ne dedim hatırlıyorsun değil mi? 'Eğer sen de Jimin gibi yaparsan ben hayatımı mahvetmek, bitirmek için her şeyi yaparım' dedim. Ki yapıcam da. Ama hiçbirisi acımı hafifletmeyecek. Tekrar kurtulacağımı biliyorum. Ama keşke yaşamasam. Keşke ölüp gitsem bu dünyadan. En azından daha fazla acı çekmem.."

"Rose öyle deme.. Kendine zarar vermeyeceksin. Eğer kendini öldürürsen bil ki beni de öldürürsün. O yüzden sakın. Sakın böyle bir şey yapma."

"Sen artık umrumda değilsin. Kendi hayatına bak. Git yeni bir kız arkadaşı yap kendine mesela. Hayatını yaşa bensiz. Ben senin hiçbir şeyin değilim. Olmadım da. Sen beni bir oyuncak olarak gördün. Başlarda sevdin, sardın, korudun. Ama sıkılınca beni kenara fırlattım ve ezip geçtin. Bir daha böyle şeyler yaşamak istemiyorum. O yüzden git buradan."

"Rose.."

İçeriye Jisoo unnie girdi. Saatini gösterip "zaman doldu git artık," dedi. Jungkook tekrar bana baktı. Yalvaran gözlerle. Ama onu ölsem de affedemezdim. Ayağa kalktı ve yavaş bir şekilde odadan çıktı. Kapı kapanma sesi...

Evet yeni bölüm geldiiii. Geçen hafta atamadım çünkü sınavlarım başladı ve çalışıyordum. O yüzden de yeni bölüm yazamadım.

Bu arada profilimde yeni bir Rosekook kurgusu daha var.

Bu arada profilimde yeni bir Rosekook kurgusu daha var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu kitabıma da göz atmayı unutmayın..

Vote ve yorumu unutmayın.

Görüşürüz ✌🏻.

Sahipsiz Kalp~Rosekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin