Onun Kollarında...

250 10 3
                                    

Hayır hayır. Hayal görüyorum değil mi?

Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım ama karşımdaki manzara değişmedi. Evet.. Sanırım beni kurtaran gerçekten Jungkook'tu.

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Donmuştum o an.

"Te-teşekkür ederim.."

"İyi misin?"

"Hm hm. Sağol sen olmasaydın kimse kurtarmayacaktı sanırım."

"Önemli değil." Dedi ve beni kucağından indirdi.

Havuzdan çıktım ve Tae'nin üstüne atladım ve yumruklamaya başladım.

"Ya salak mısın oğlum sen! Ölüyordum senin yüzünden be!"

"Ya ah! Vurmasana be kızım!"

"Salak, vurmayıp da ne yapacağım!"

"Hey hey hey sevgilimi bırak Rose!"~Yoongi

"Sus sen de oradan konuşma!"

"Hey Yoongi! Sana ne oluyor acaba? O benim sevgilim bir kere."~Jungkook

"Aşk- ah! Aşkım yardım et! Jungkook!"~Taehyung

Hırsımı alınca geri çekildim ve Taehyung'u serbest bıraktım. Şezlonglardan birinden havlu aldım ve üstüme sardım. Üşümüştüm.

Şezlonga oturdum ve telefonumu elime aldım. Kızlar havuzda oldukları için ben tek başıma kalıyordum ve bu beni sıkıyordu. Ben de erkeklerin yanına gitmek adına ayaklandım.

"Hadi oyun oynayalım."

"Ne oynayalım?"~J hope

"D-C?"

"Olabilir. Bekle havuzdakileri de çağıralım."~Namjoon

"Tamam."

Herkes toplandı. Boş su şişelerinden birisini çevirdim. Hoseok ve Jin arasında durmuştu şişe.

"Hayatında en utandığın an?"~Hoseok

"Ortaokulda arkadaşlarımın beni kızlar tuvaletine iktirmesi."~Jin

Hepimiz bir kahkaha patlattık. Cidden bana böyle bir şey yapılsa ben de utanırdım.

Şişeyi Jin çevirdi. Benim ve Jimin'in arasında durdu.

"Jungkook'u affedecek misin?"

Güzel soru. Jungkook'u affedecek miyim?

İster istemez bakışlarım Jungkook'a kaydı. Onunkiler de bana bakıyordu.

Yaptıklarını unutma Rose! Sana nasıl acı çektirdiğini, seni ne kadar üzdüğünü unutma!

Bir şans daha vermeyi deneyebilirsin Rose. O seni canından çok seviyor.

'Beni aşk öldürdü Rose. Kimseyi çok sevme kardeşim.'

Beynim allak bullak olmuştu. Her yerden bir ses geliyordu.

"Yeter!"

Birden çığlık atınca herkesi korkutmuştum.

"Özür dilerim."

Şezlongdan kalktım ve koşarak odama gittim. İyi değildim ve git gide kötü oluyordum. Bu beni içten de olsa bitiriyordu.

Odama çıktım ve kapıyı sert bir şekilde çarptım. Derin derin nefes alıp vermeye başladım. Sakin ol Rose. Onlar sadece konuşuyorlar. Sakin ol.. Sakin...

Olamıyorum işte! Lanet olsun olamıyorum!

Elime gelen ne varsa hepsini yere attım. Her şeyi dağıtıp kırmak istiyordum. Sağlam hiç bir şey görmek istemiyordum burada.

Kapı kart ile açılınca yere çöktüm ve ağlamaya, çığırmaya başladım. Elimde değildi. Kendime zarar vermek istiyordum. Yaşamak istemiyordum. Başka türlü bitmeyecekti bu acılar...

Kızlardan birisi geldi ve bana sarıldı. Bir dakika.. Bu kızların kokusu değildi... Bu onun kokusuydu.

Sımsıkı sarıldı bana. Beni asla bırakmayacakmış gibi. Zaten şu an en ihtiyacım olan şey de onun kollarında olmaktı.

Saniyeler, dakikalar, saatler geçti... Ben onun omzunda ağladım. O ise beni sımsıkı sarıp sarmaladı. Bir yandan saçlarım ile oynuyor, bir yandan da ufak ufak buseler bırakıyordu.

Daha çok sokuldum ona. O da daha çok sıkı sardı beni. Kokusuna ihtiyacım vardı. Ona ihtiyacım vardı benim. Yanımda olmasına, her zaman beni koruyup kollamasına.

Çünkü ben onun yanında çocukluğumu yaşamak istiyordum.

Yaşayamadığım çocukluğumu...

🍃🍃🍃

Morelim çok bozuktu ve bunu kitaba yansıttım. Özür dilerim.

Umarım beğenmişsinizdir. Şimdilik bu bölüm ile idare edin pls.

Vote ve yorum atmayı unutmayın.

Sahipsiz Kalp~Rosekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin