Ellerimin Arasından Kayıp Gidiyor!

279 10 0
                                    

Jisoo:

Jungkook hışımla evden çıktı ve gitti. Biz hâla olayı çözmeye çalışırken Lisa, Rose'nin yanına gitmek için hareketlendi. Jennie ve ben de ayağa kalktık ve Lisa ile gittik. Her ne olduysa Rose'den hiç bir ses gelmiyordu. Ben de büyük bir şey olmamıştır, Jungkook'un acil bir işi çıkmıştır diye düşündüm. Ama meğersem öyle değilmiş.

Odaya girdiğimiz anda Rose'yi yerde, gözleri kıpkırmızı, baygın bir şekilde bulduk. Bir an korkuyla sadece öyle bekledim. Hiç birşey yapmadan, öylece bekledim. Sadece ona bakarak dolu gözlerle...

Lisa Jimin'e öyle bir bağırarak seslendi ki, sesi acı dolu çıkmıştı ve gözyaşlarını serbest bırakarak yere dizlerinin üzerine düştü. Ben hala onları izliyordum. Jennie gibi.

Erkeklerin yukarıya geldikleri adım sesleri kulağımda yankılanırken gözümden bir damla yaş süzüldü ve yanağıma düştü.

Jimin, Lisa ve Rose'nin olduğu tarafa ilerledi ve Rose'nin nabzını kontrol etti. Sonra ağzından beni tekrar kendime getirecek iki kelime çıktı. "Nabzı atıyor."

O an ruhum tekrar bedenime geri girdi ve beni omuzlarımdan silkeledi. Ne kadar kendimde olsamda vücudum beynimin gönderdiği emirlere karşı geliyor ve dediklerini yapmıyordu. Sadece kafamı kaldırıp karşımda oldukça endişeli ve bana korkan gözlerle bakan bir adet Taehyung gördüm. "O ölmedi," dedim sadece. Bana cevap olarak kafasını salladı ve beni kendine çekti.

En son gördüğüm ise Jimin, Rose'yi kucaklamış ve aşağıya götürüyordu. Sonunda vücudum beynimin komutlarına uydu ve hareket etti.

Jennie:

     Rose karşımda baygınca yatarken karşıma Yoongi geçip beni omuzlarımdan sarsmaya başladı. Ama ben asla kendime gelemedim. Jimin'in 'nabzı atıyor' dediği cümlede tekrar hayata tutunduğumu anladım ve Yoongi'yi geçerek, Jimin ve Lisa ile aşağıya indim.

Jimin, Rose'yi arka koltuğa yatırdı. Ben de arkaya binerek Rose'nin kafasını dizimin üstüne koydum. Lisa öne geçti. Diğerleri ise Namjoon ve Jisoo unniemin arabalarına dağılıp peşimizden geliyorlardı.

Hastaneye öyle hızla gitmiştik ki bir an ışınlandık sandım. Jimin tekrar Rose'yi kucakladı ve içeriye götürmeye hareketlendi.

"SEDYE!"

Lisa:

"SEDYE!"

Öyle bir bağırdım ki sanki ben, benlikten çıkmıştım. Doktorların birkaç tanesi sedye ile geldiler. Jimin, Rose'yi sedyeye yatırdı ve doktorların gidişini izledik. Hepimiz arkalarından bakarken biz kızlar ağlamamıza aralıksız devam ediyorduk. Jisoo unniem kollarını açtı ona sarılmamız için. Hiç beklemeden yanına hızla gittim ve ona sımsıkı sarıldım. Jennie unnie bir süre daha beklese de Yoongi'nin ittirmesi ile silkelenip kendine geldi ve o da bize sımsıkı sarıldı.

"Her şey geçecek kızlar. Rose iyileşecek ve o da bize sarılacak böyle," Jisoo unniem kendinden emin bir şekilde konuştu.

"Çok korkuyorum," ağzımdan çıkan kelime ile gözlerimi daha sıkı yumdum.

"Hiçbir şey olmayacak. Korkmana gerek yok," dedi tekrar.

Sahipsiz Kalp~Rosekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin