memnun oldum eski aşklara

1.3K 121 110
                                    

"Onunla nasıl konuştuğunu gördün."

"Bir yabancıymış gibi, evet, biliyorum."

Jungwoo bir yandan ona peçete tutuşturup duran arkadaşıyla bir yandan da ağlamamasını istediği için onu boğarcasına sarılmış oğluna karşılık vermeye çalışıyordu.

"Jungwoo, onu tekrar görmeyeceksin. Bitti işte."

"Biliyorum." Küçük bir hıçkırık koptu dudaklarından. En çokta bu üzüyordu. Eğer hala evli olsalardı o zaman Jungwoo yine bir umutla Yukhei'nin ona geri dönmesini, gitmesinin mantıklı bir açıklaması olmasını beklerdi. Günümüz dizileri gibi, daha sonra kavuşurlar ve bir ömür mutlu yaşarlardı.

Ama Yukhei Jungwoo'dan tamamen ayrılmıştı artık. Aralarında hiçbir şey kalmamıştı. Onca sene küçükte olsa bir umutla beklemişti ve en umutlandığı an zarftan boşanma belgeleri çıkmıştı.

"Anne, baba ağlama lütfen." Jungwoo oğlunun yanlışlıkla kendisine anne demesine göz yaşları arasında nefesle güldü.

"Ağlamıyorum oğlum. İyiyim ben."
...

Evelsi gün Jungwoo her zamanki gibi erkenden uyanmış, oğlu chenle'yı iş yerine geçerken bakıcısına bırakmıştı. Bayan Lee kendi evinde hem oğluna hem de Chenle'ya bakıcılık yapıyordu. Jungwoo'da bakıcılık yapması için Bayan Lee'ye güvenmişti çünkü kendisi de anneydi.

Oğlunu bırakıp muhasebeci olarak çalıştığı kendi gibi muhasebecilerin olduğu şirkete geldi. Her zamanki, düzenli, temiz masasına oturdu ve müşterilerinin evrak işleri ile ilgilenmeye başladı. Yanından geçen genç adam her sabah yaptığı gibi masasına sıcak orta şekerli ve sütü kahvesini bırakıp gitti. Jungwoo kahveye ve sonra bırakan adama döndü. Teşekkür etmeye zamanı kalmamıştı çünkü adam çoktan hızlı adımlarla geçip kendi odasına ilerlemişti.

Jungwoo tekrar kahveye ve kahve altlığına sıkıştırılmış sarı kağıda baktı.

"Geldiğinden beri üzgün görünüyorsun bir sorun mu var? Konuşmak istersen odamdayım."

Jungwoo kağıdı buruşturdu, oturduğu sandalyenin tekerlekleriyle kendini çöp kutusuna yaklaştırdı ve kağıdı çöpe attı. Sonra tekrar evraklarının yanına gelip kahvesinden bir yudum aldı.

"Aptal, hep en sevdiğim şekilde yapıyor bunu."

Bir süre daha işleri ile ilgilendi. Burada 4 senedi çalışıyordu. Chenle'ya hamile olduğunu öğrendiğinde eski işinden istifa etmişti. Zaten kendinde çalışacak gücü bulamıyordu. Bir de hamileyken asla olmazdı. Bu yüzden 1 sene hamileliği ile ilgilendi, 1 sene boyunca da tekrar iş aradı ve sonunda bir şekilde burada işe başladı. 

Öğle yemeği vakti geldiğinde Jungwoo yemekhanede tek başına bir köşeye geçti. Her zamanki gibi iş arkadaşlarının yanına gitmedi. Yorgun hissediyordu ve bu depresif havası ile kimsenin öğle yemeğini bozmaya niyeti yoktu. 

"Selam, notumu gördün mü?"

"Merhaba efendim, evet gördüm." Karşısına oturan ve sabah ona not bırakan kişi müdürleri Kim Doyoung'du. Jungwoo müdürlerinin kendisine olan ilgisinin farkındaydı, bazen belkide çok arkadaş canlısı biridir diye düşünüyordu fakat diğerlerine bu kadar iyi davranmıyordu. Bu bazen Jungwoo'yu rahatsız ediyordu. Sanki diğerlerine karşı bir üstünlüğü varmış gibi gözükmesinden de korkuyordu. Aslında öyle gözükmüyordu, herkes kendi işine odaklanmışken müdürün Jungwoo'ya yaptığı küçük jestleri görmüyolardı bile.

"Evet." Doyoung biraz duraksadı. Yüzünde, neden odama gelmedin ki, der gibi bir ifade vardı ama Jungwoo sadece gülümsedi. Karşısında oturmuş, konuşmayı kısaca kesmiş ve meyve suyunun pipetini açmaya çalışan adamı izledi. 20'lerinin sonlarında olmasına rağmen daha genç duran yüzü, büyük gözleri ile bir tavşan gibi duruyordu ve bir tavşan gibi pipetini dişliyordu. Pipeti meyve suyu paketine soktu ve başını tekrardan Jungwoo'ya kaldırdı.

Run Back 2 You ✵ LuwooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin