dinlenmeyen sözlere karşı değişmeye çalışmak

1.1K 95 12
                                    

Jungwoo gece boyu uyuyamamış ve kafasını kurcalayıp duran o öpücüğü düşünmüştü. Ne kadar anlamsızdı. Hiç bir anlamı yoktu. Zaten Yukhei niye evine gelip ona gitmemesini söylemişti ki? Peki Jungwoo niye onu dinlemişti. Artık hiçbir şey değillerdi ve Jungwoo Yukhei'nin onun kafasını karıştırmasına izin vermeyecekti. Tam da buna karar vermişti ama telefonunun ekranının aydınlanması ile başını yataktan kaldırıp, komidinde duran ve tüm odayı korkunç derecede aydınlatan telefonuna çevirdi. Gözlerini ışık aldığı için biraz kısmıştı ve önce sadece kapatıp yatmayı düşündü ama sonra karşısına çıkan isim ile bildirim kutucuğuna tıkladı.

'Seni hala seviyorum' mesaj Yukhei'dendi. Şaka yaptığını düşünüyordu. Bu bir şaka olmalıydı.

"Lanet olasıca!" Jungwoo yatakta biraz tepinip örtüsünü üstünden attı ve telefonu da bir kenara fırlattı. Hızlı hızlı banyoya doğru ilerledi. Sakinleşmesi,elini yüzünü yıkaması, hızlıca yatağına geri dönüp hiçbir şey düşünmeden uyuması gerekiyordu. Yarın gitmesi gereken bir iş partisi vardı ve şirketi haftalardır buna bir temsilci arıyordu. Temsilci olarak müdürü ve patronunun yanında kendisi temsilci olarak seçilmişti. Nasıl seçildiği hakkında bir fikri vardı ama çok da umursamak istemiyordu doğrusu. Kafa dağıtmak için de olsa belki de iyi gelirdi diye düşünüyordu. Kafasını dağıtamıyordu.

Banyoya girip karşısında uykusuzluktan hafif şişmiş gözlerine, dağınık saçlarına baktı aynadan. "Seni hala seviyorum" mu? Ne diye gitmişti o zaman? Ne diye Jungwoo'yu böyle param parça bırakmıştı? Onu sevip sevmediğini anlamak 6 yılını mı almıştı? Jungwoo sinirle ellerini lavabonun etrafına sardı. Hep bunu yapıyordu. Şimdi onu sevmesi bir şey ifade etmiyordu. O evlenecekti ve Jungwoo da hayatına onsuz devam edecekti.

Dolu gözlerinin akmasına izin vermeden hızlı bir şekilde suyu açtı ve yüzünü yıkadı. Ne diye geri gelmişti ki?

....
Jungwoo içeride ki insanlarda kısaca gözlerini gezdirdi. Doyoung ve patronları normal bir seste sohbet ediyorlardı. Jungwoo ikiliyi dinlemiyor ve sadece gözlerini kıpırdatıyordu. Gece boyu uyuyamamanın cezasını şimdi çekiyor olacak ki tamamen mahvolmuş gibi hissediyordu ve emindi ki öyle görünüyordu da. Bir aptal adam, dudakları, mesajları, nefesi, hiçbir şekilde aklından çıkaramıyordu. Mahvolmuştu ve sadece uyuyamadığı için değildi.

Biraz ilerleyip bir masanın yanına geldiler. Etrafta mayhoş, yavaş tonlarda, kısık bir müzik oynuyordu. Jungwoo başını eğip parmakları ile oynamaya başladı. Kafası gerçekten dağınıktı. Hiçbir şey düşünmek istemiyordu. Sessiz sedasız durup, zamanı geldiğinde evine dönmeyi bekliyordu. Sonra kısa bir süre herkesin dikkatini çeken yöne doğru kaldırdı başını. Öyle ki kapıdakiler her kimse hararetli hararetli konuşan patronu ve müdürü bile oraya dönmüşlerdi.

Jungwoo yavaş yavaş gözlerini kırpıştırdı. İçeri giren adam eski kocasıydı. İyi hoş ya tekrar nişanlısı ile beraberdi. İkilinin yüzünden gülümseme eksik olmuyordu. El elelerdi. Jungwoo ne kadar da kıskandığını düşündü bir an. Bir an o kadının yerinde olmak istediğini, Yukhei'ye yakın olmak, elini tutmak, istediği gibi öpmek, sevmek, sevişmek istediğini fark etti.

"Jungwoo.." Gözleri doluyordu yine. Kahretsin ki yine. Kısaca yutkunup kendine seslenen müdürüne döndü. Sonra kısa ve minik bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına. Doyoung Jungwoo'nun neler hissettiğini tahmin edebiliyordu. Patronlarına çok da belli etmeden yanına yaklaştı ve omzunu sıvazladı.

İkili onları görmeden yerlerine geçmişlerdi. Şimdi herkes ikisi hakkında konuşuyordu. Ne kadar şirinler, çok yakışıyorlar, birbirlerini tamamlıyorlar... Hepsi saçmalıktan ibaretti. Jungwoo içindeki öfkeyi bastıramıyordu. Onu öpmüştü. Şimdi de burada, bu aptal partiye nişanlısı ile gelmiş, üstelik gülüşerek yerlerine geçmişlerdi. Gülüşmüşlerdi. Jungwoo'yu farketmemişti bile. O kadın ile Jungwoo'yu görmemişti. Çünkü o kadına gülüyordu. Artık o kadının ellerini tutuyordu.

Run Back 2 You ✵ LuwooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin