0.2

4 1 0
                                    

Eve geldiğimde annem mutfaktan sesleniyordu. "Geldin mi oğluşum?"

"Anne oğluşum ne ya? Oğlum falan desen, anlarım da yani."

"Banane! Ben böyle seviyorum oğlumu. Hem 19 yaşına bile girecek olsan, sen hala benim bebeğimsin."

"Ee yok artık," dedim ellerimi yıkayıp, sofraya otururken. Annem mis gibi dolmalar yapmıştı. Annemle her anımda aklıma Alya geliyordu. O, benim kadar şanslı değildi. Ona 'kızçem' diyebilecek bir annesi yoktu. Eve geldiğinde önüne sıcak yemek koyabilecek bir annesi yoktu veya güle oynaya masaya oturabileceği biri yoktu. Gözlerim dolarken annemle aynı ortamda olduğumu hissettim. O, bana hiç kıyamazdı, ağlamamı istemezdi.

"Neyin var?" dedi kibar sesiyle. "Anne," dedim burukça. "Hayat neden adil değil? Neden birimizin annesini alırken diğerinin annesi yanında veya neden birimizin ailesi çok iyiyken bir diğerinin ki kötü?"

"Sen yine değişik videolar mı izledin Barış?" dedi annem kaşlarını çatarak.

"Hayır anne, bahsettiğim bir diğer kişi Alya ve kötü hayatı."

"Bu da onun sınavı. Bu durumda biz ona yardımcı olamayız, biliyorsun değil mi? Bu yüzden kendini üzmene gerek yok. Hem Alya neden senin için bu kadar önemli?"

"Anne ben herkese önem veririm, bunu biliyorsun."

"Hayır Barış. Ben oğlumu tanırım. Alya denince gözlerin canlanıyor,"

Gözlerimi kaçırdım.

"Sadece ona üzülüyorum," dedim. "Benim güzel çocuğum!" dedi annem ellerini yanaklarıma değerek. "Ya anne bak yine aynı şeyi yapıyorsun," dedim mızılayan küçük bir çocuk gibi.

Odama geçtiğimde kendimi yatağa attım. Baş ucumdaki prize uzanarak telefonumu şarja taktım. Birkaç saatlik uykuya ihtiyacım vardı. Fon perdeleri örttükten sonra yatağım iyice gölgelenmişti.

**

10 dakika arayla ötüp duran alarmımı kapattım. Bugün konuşulan mezuniyet gecesi için hazırlıklar yapılacaktı. Bu tür işler benlik değildi, ama Bekir ısrar ettiği için gitmek zorundaydım. Tabi, birde Alya'nın partiye gelip gelmeyeceğini öğrenmem lazımdı.

Gömleğimin düğmelerini iliklerken çalan telefonumu elime aldım. Bekir arıyordu. Açtım ve hoparlöre aldım.

"Kardeşim, geliyor musun okula?"

"Geliyorum,"

"Ben yoldayım, çabuk ol sende."

"Tamam," diyip kapattım.

Okula geldiğimde etraf boştu. Kantinin yanındaki bankta oturan Bekir'e baktım.

"Diğerleri nerede?"

"Tiyatro salonunda gösteri varmış, herkes orada. Benim de canım istemedi, gitmedim."

"Ha iyi," dedim mataramı çıkarıp yudumlarken.

"Nasıl öğreneceğiz Alya'nın partiye gelip gelmediğini?"

"Buldum," dedi birkaç dakika düşündükten sonra. Ne buldun dercesine kafamı salladım.

"12/D'nin sınıfına gidip görevli öğrenciymişiz gibi kimlerin mezuniyet gecesine geleceğini soracağız."

"Oğlum süper fikir lan,"

"Kankamın sevdiğinin kankası sevdiğimdir! Oğlum şu Beyza'yı da bana ayarlasana,"

"Alya ve kankasından söz ediyoruz, emin misin? Ayrıca oğlum hani sen Merve'ye aşıktın,"

"Emin değilim, Bekir'im. Ayrıca Merve falan ergen işleri kanka, bana Beyza gibi olgun insanlar lazım,"

"Sen şuna Merve bana yüz vermedi desene,"

"Ayıp ediyorsun,"

Güldüm. Fikir güzeldi ve bende bunu uygulayacak göz vardı. Hadi bismillah.

Birkaç ders geçtikten sonra 12/D sınıfına doğru ilerledik. Ben konuşacaktım, Bekir de gelecek öğrencileri yazacaktı.

Sınıfa girdiğimizde Beyza ve Alya panoya elindeki kağıtları asmakla meşguldü. Yüksek sesle bağırmam gerekiyordu, Alya'nın duyması için.

"Mezuniyet gecesine gelecek arkadaşlar, adınızı söyleyebilir misiniz lütfen?"

"Ama bizim isimlerimizi aldılar ki,"

"Ha?"

Bekir sırıtmaya başladı.

"Tamam öyleyse, yanlış anlaşılma olmuş. İyi dersler,"

Sınıftan kendimi hızlı bir şekilde attım. Baya rezil olmuştum yalnız.

"Şimdi nasıl öğreneceğiz lan?" Bekir'e baktım ve arkamdan gelen sesle irkildim. Alya mıydı o?

"Neyi öğrenmeniz gerekiyordu?"

"Beyza,, Beyza'nın partiye gelip gelmeyeceğini. Bizim Bekir, Beyza'ya platonik de."

Alya kısa bir gülüş attı. "Bana neden hiç bahsetmedin Bekir?"

"Kanka Beyza sonuçta senin kankan, nasıl bahsedeyim?"

Kanka mı? Hm.

"Ya olur mu öyle şey? O zaman çıkışta birşeyler yapalım. Biraz halsiz olduğumdan izinliyim bugün,"

"Tamamdır," dedi Bekir. Alya, Bekir'in kulağına birşeyler fısıldadığında Bekir kahkaha atmaya başladı. Neydi bu samimiyet? Onların gülüşmesine daha fazla tahammül edemeyip sınıfa geçtim.

"Alya ile konuştuğumuz şeyi merak ediyorsun, değil mi? Bu akşam Alya, teyzesinin evlerinde kalıyormuş ve teyzesi de evde değilmiş. Hem evde olsa bile teyzesi birşey demezmiş. Yani bu akşam ayarlıyoruz ve geceliyoruz."

"Beni davet etmedi," dedim kafamı kaldırmadan. "Senin gelip gelemeyeceğini bile sordu. Hala ne davetinden bahsediyorsun kardeşim?"

"Tamam, öyleyse."

"Tabuları falan alayım mı?" dedim. "Yok, Alya almış oyunları falan,"

"İyi, tamam." dedim. Alya ile daha yakın olabilmem için bir fırsattı bu.

Olabildiğimce hızlı bölüm atmaya çalışacağım, okuyup bölüm beklememeniz için. Garanti 50 bölüm👌Daha sonrasında olaylar nasıl gelişir, bilmiyorum. Seviyorum sizleri, sağlıcakla.

Bu arada bir gün buralar değerlenecek, hissediyorum.

GÖKYÜZÜNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin