Sabah uyandığımda vücudumun üzerinde duran ayak ve iğrenç ötesi kokan kokusu uyanmama sebep olan iki neden olabilirdi. Öğrenci evinde miyiz lan?
"Oğlum az uyuyan insana saygı be!"
"Bağırma lan kulağımın dibinde,"
"İnan ayaklarının pis kokusundan daha iyi bir uyandırma şeklidir,"
"Dünden beri aynı çorabı giyiyoruz kardeşim, ne yapalım yani?"
Doğru düzgün uyanamayan ve bir gözü hala kapalı olan Bekir'e baktım. Ne diyordu lan bu? Üzerindeki battaniyeyi kendinden kurtarıp üzerime doğru fırlattı. "Hay ben senin!"
"Ben gidiyorum kardeşim, sende Furkan ile burayı toplar gelirsin. Haydi eyvallah,"
"Lan nereye?"
"Ağa halledersiniz siz,"
"Lan o değil,"
Furkan suratıma boş boş bakınca konuşmaya devam ettim. "Pantolonun nerede mal?"
"Has****"
"Küfür etme, kızlar duyacak oğlum."
"Lan kızların duyması mı daha vahim, yoksa benim buradan pantolonsuz çıkmam mı?"
"Dua et kızlar odaya dalmadı kanka,"
"Gençler hadi kahvaltı!"
Mutfaktan Alya'nın sesi duyuluyordu. Furkan ile beraber sırıtmaya başladık. "Lan bırakın gülmeyi de pantolonumu bulalım,"
Kahkaha attım. "Kanka özel aramacıları getirsek bile bulamazlar. Kim bilir nereye çıkardın? O yüzden sende bizimle beraber topluyorsun buraları,"
"Menfaatçi şerefsiz!"
Yastığı aldığım gibi Bekir'in suratına fırlattım. "Şerefsiz senin kendindir!"
"Yastık savaşı yapak mı la?" dedi Furkan, tişörtünü kafasından geçirirken. "He kanka yapalım da, Alya da bizi de yastık yapsın,"
"Hadi oğlum oyalanmayıp çıkalım. Kızlar bekliyor lan,"
"Lan benim pantolonumu bulmadan hiçbir yere gidemezsiniz!"
"Al lan kokoşmuş!"
Yerde duran kırışmış pantolonunu yüzüne doğru attım. Yüzüne gelmeden tutup baktı. "Kim yatmış lan bu pantolonun üzerine?"
"Kusura bak kanka ama benim altımdan çıktı," dedi Furkan. Kahkaha atmaya başladık. "Çak!" diye elimi uzattım. Ellerimizi birbirlerine hızlıca çarpıştırınca Bekir, küfürlerini üzerimize savurmaya başladı. Öğrenci evlerinin temsili bir gününü sergiliyoruz şuan.
"Sucuklu yumurta mı dedi?"
Bekir kapıya kulağını dayarken, aynı zamanda pantolonunu çekiyordu.
"Sucuklu yumurtan olayım, ekmeğine koy ye beni Barış'ımm!"
"İyice sapıttı bu çocuk," dedi Furkan gülerken. "Mal mısın oğlum? Git Beyza'ya söyle onları," dedim. "Beyza'ya daha romantik şeyler söylüyorum kanka, çaktırma."
"Beyler bayanlardan daha çok bekletiyorsunuz," dedi, kapının ötesinden biri. Bekir pantolonunu nihayet giyebildiğinde, kendimi odadan dışarıya atmıştım.
Kahvaltı tabaklarının servislerini hazırlayan Alya'nın yanına doğru gittim. Çeşitli şeyler hazırlamışlardı. Beyza da omlet yapıyordu. "Günaydın," dedim tebessüm ederek. Alya döndükten sonra "günaydın," dedi. Hepimiz masaya oturduğumuzda cansız ve bitmiş gözüküyorduk. Kimimiz uykusunu tam alamamıştı, kimimiz ise hala uyuyorduk. Beyza sürdüğü reçelli dilimi Alya'ya uzatırken Bekir konuşmaya başladı.
"Ne kankalar var be, bizimkiler de pantolon davası yapıyor."
Furkan ile beraber kahkaha atmaya başlamıştık. "Ha hakikatten neydi o pantolon davası?" diye sordu Beyza. "Siz bizim kapımızı mı dinlediniz?" dedim kaşlarımı çatarak. Alya, Beyza'yı cimciklediğinde her şey ortaya çıkmıştı. Kızlar bizi dinlemişti.
Kadın milleti siz çok fenasınız ha.
*
Kahvaltıyı yaptıktan sonra önümde duran servis tabağını Alya'ya uzatmıştım. Beyza da yaptığı çikolatalı pastasından herkese dilimliyordu. "Ee ne yapıyoruz mezuniyet işini?" diye sordu Bekir, pastasından bir çatal alırken. "Gidiyoruz tabii ki!" diye yükseldi Beyza. Gidiyor muyduk? Gidiyorduk.
"Biz Barış ile dans edeceğiz," dedi Furkan. Gülmeye başladım. "Sen benim ayağıma basarsın kesin de hadi neyse,"
"Aşk olsun,"
"Oo karşınızda Furkan - Barış çifti!" dedi ve gülmeye başladı Alya.
Bekir telefonunu çıkarıp romantik bir fon müziği açtığında Furkan ile ayağa kalkıp dans etmeye başladık. Güzeldik güzel, bırak saplar düşünsün. :d
Biz dans ederken Furkan genelde ayağıma basıyordu. Alya bunu fark ediyor ve gülüyordu, bende ona göz kırpıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNDE
Teen Fiction"gökyüzü nerede?" "gök senin yüzünde." • kaldırılıp tekrar yayınlanmıştır.