1: Lips Of An Angel

6.7K 337 268
                                    

Kimisi sırlarını kutular içinde, kimisi kilitli kapılar ardında saklardı. Kalbinin derinliklerinde saklayan da vardı, günahkar gözlerinde saklayan da. James'inki ise bu akşam köpüklerin arasındaydı. Akşam yemeğinden sonra Regulus'u çağırmıştı başkanlar banyosuna. Birlikte, havuzu andıran, devasa küvetin içinde oturuyorlardı. O kadar çok köpük vardı ki göz gözü görmüyordu ama onlar birbirlerini görebiliyorlardı.

James, Regulus'u belinden tutarak kucağına aldı. Regulus'un gözü kapıdaydı "Buraya kimseninde gelmeyeceğine emin misin?" James onu çenesinden tutarak, başını kendine doğru eğdi "Bana güven. Harita yanımda. Birinin bizi burada görmesi mümkün değil." Regulus gülümserken, olduğu yerde süzülerek, poposunu James'in kucağına yerleştirdi. Kafasını da omzuna koydu. James ona bakarken, eli sırtında yukarı aşağı dolaşıyordu "Yorgun musun?"

"Bugün antrenmanda Emma canımızı çıkardı." James onu çağırdığı için bir an kendini kötü hissetti "Çok yorgunsan, yatakhanelere dağılabiliriz." Regulus gözlerini açtı ve bakışlarını James'in üzerine kilitledi "Burada daha rahatım." Elini çocuğun yanağına koydu "Sen varsın, gereksiz kalabalık yok, sıcakta su da var." James ona yaklaşarak dudaklarını dudaklarına bastırdı, ardından küçük küçük öpücükler bıraktı.

Yeniden ona baktığında güldü "O gördüğüm pembe rengi mi?" eliyle Regulus'un yanaklarına işaret etti "Bir de sana ruhsuz vampir diyorlar." Regulus güldü "İnsanları çok da önemsememek gerek. Sana da hödük diyorlar, ona bakılırsa." James dudak büktü "Doğrusu, arkadaşlarının hakkımda böyle düşünmesi pek şaşırtmadı."

"Birlikte olduğumuzu bilmiyorlar ki. Bu onların genel yargısı. Bilseler daha çok hakaret ve takma ad ekleyecekler. Muhtemelen senin arkadaşların da benden hoşlanmayacaktır." James düşündü "Remus insanlar hakkında kötü konuşacak biri değil. Kötü yönlerini söyler ama isim takmaz. Peter ise... Ne bileyim, küçük Peter işte. Bir şey yapacak değil ya. Geriye kaldı Sirius. O da sana bir şey diyecek değil ya. Kardeşsiniz siz."

"Merak ediyorum, sahiden şapşal mısın yoksa numara mı yapıyorsun? Sirius ile birbirimizi yolda görsek öldüreceğimizi tüm okul biliyor. O benden hoşlanmıyor, ben de ondan." James yüzünü ekşitti "Kardeş olarak anlaşamayabilirsiniz ama benim erkek arkadaşım sıfatıyla karşılarına çıktığında, ne kadar dik kafalı olduğu umurumda değil, saygı duymak zorunda. Hem, yarın herkes bu ilişkiyi öğrenecek. Kimseden çekinmemize gerek yok."

Bundan sonra konuşmadılar. Regulus yeniden gözlerini kapattı, James de haritayı kontrol ettikten sonra Regulus'a sarıldı. Regulus uyuyakaldığında James onu korkutmadan uyandırdı "Artık yatakhanelere dağılalım. Uyukluyorsun." Regulus uykusunu fazla açmadan giyindi ve James'le birlikte başkanlar banyosundan çıktı. Ayrılmadan önce öpüştüler ve ikisi de yatakhanelerine doğru yol aldılar.

Please Don't Love Me It's a Waste | JegulusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin