23

308 24 5
                                    

Multimedia: Arda Güler

"Hey, selam."

"Selam."

Utangaç utangaç Ege'nin bulunduğu masaya oturduğumda dikkatlice ona baktım.

Uzun bir aradan sonra ilk karşılaştığımız günde kafasında beresi vardı. Şimdi ise olmayan saçlarını gizleme gereği pek duymuyordu. Zira şapkayı ters takması bunu açıkça belli ediyordu.

"İmay hayıflanmak gibi olmasın ama bir saat geç kaldın. Ayrıca seni bir araba bıraktı. Kimdi o?"

Elimdeki valizi masanın altına itip, saçımı geriye doğru attım.

Nereden başlasaydım? En iyisi konuya direkt girmekti.

"Kızlarla tartıştık biraz. Evden ayrıldım bende. Sonra topladım bütün eşyamı çıktım. Bir süre nasıl geleceğimi düşünürken yoldan Arda geçiyordu. O bırakmayı teklif etti. Bende kabul ettim."

Mimiklerini incelemeye başladım. En ufak bir değişiklik yoktu. Aksine, gülümsedi sonrasında.

"Arda, iyi bir çocuk. Anonimindi, değil mi?"

Başımı olumlu anlamda salladım. Üzülmüş müydü? Öyle olduysa bile bunu hiç belli etmiyordu.

"Ee ne sipariş edelim?"

O menüye bakarken bende önümde duran menüyü alıp göz gezdirdim.

"Sanırım hamburger ve limonata sipariş edeceğim. Sen?"

Ben kararımı verip ona döndüğümde onun hâlâ menüye bakıyor olduğunu gördüm.

"Ege, sen?"

İrkilmiş gibi başını kaldırdı aniden. "Efendim?"

"Sen diyorum, ne sipariş vereceksin?"

"Ha, seninkinin aynısından."

Ben garsona döndüğüm sırada o başını kollarının üstüne koymuştu. Ne oluyor Ege?

Siparişleri verdikten sonra ona döndüm. "Ege, ne bu halin? Bir şey mi oldu?"

Cevap vermiyordu. Kollarından tutup onu sarstığımda kendine gelebilmişti.

"İmay, başım dönüyor. Kendimi iyi hissetmiyorum."

Gözleri tekrar kapanmıştı. Pekâlâ sakin olmalıydım. Lanet olsun sakin olmalıydım!

"Yardım eder misiniz? Ambulansı arayın lütfen!"

Zar zor çıkan sesimle en azından kafedekilerin dikkatini çekebilmiştim.

"Ege, lütfen gözlerini aç. Lütfen..."

Başıma toplanan insanları hissedebiliyordum. Hepsi bir ağızdan bir şey diyordu ama hiçbirine odaklanamıyordum.

"Ambulansı çağırdık hanımefendi. Merak etmeyin."

Kimden geldiğini bilmediğim sesin sahibini onaylarcasına başımı salladım sadece.

Ağzımı açarsam hüngür hüngür ağlayacağımı biliyordum çünkü.

Hayır, İmay. Sakin olmalısın! Sakin.

Yüzüne düşen damlalarla ağladığımı yeni fark ediyordum. O kadar tuhaf bir his ki bu, bütün vücudum uyumuş gibiydi. Hiçbir şey hissetmiyordum ve kontrol bende değildi.

Sadece tek hükmettiğim yer düşüncelerimdi.

Ve Ege.

Lütfen, iyi ol.

Lütfen beni bırakma.

Lütfen...

🎑

Şok oldunuz dimi;)

Yine de Sever Misin Beni? | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin