don't leave me

1.2K 118 40
                                    

Lütfen beğenmeyi ve güzel yorumlarınızı esirgemeyi unutmayın 🖤🖤🖤🖤. İyi okumalar 🥰.

Sabah uyandığında hala huzurunun kollarındaydı. Hiç kıpırdamadan sevdiğinin kusursuz suratını izledi. Biliyordu ufacık bir hareketinde uyanacağını, uykusu hassastı Jin'in. İnceledi sırayla, önce kaşlarına göz gezdirdi ardından gözlerine indirdi bakışlarını. Biri tek diğeri çift olan göz kapağına baktı bu nadir bir şeydi ve ona çok yakılıyordu. Taehyung'da da vardı gerçi ama şuan bunu önemseyemezdi. Bir an yaklaşıp öpmek istedi fakat kendini engellemeliydi, uyanırsa bir daha bu fırsatı bulamazdı.

Dudaklarına düştü bakışları. Üst dudağı alt dudağına göre daha kalın ve çıkıktı ve bu onu çoğu zaman seksi, yemek yerken ise sevimli gösteriyordu. Aklına gelen anılarla gülümsedi.

Kaç dakika sürdü bilmiyordu fakat kapının hızla açılmasıyla gözlerini kapadı sonra üstünde bir ağırlık hissetti.

Jin gelen sesle, hızla gözlerini araladı üstünde hissettiği ağırlığın kim olduğunu görmek için doğruldu. Taehyung'u görmesiyle gülümsedi. Tae söze atladı ''Günaydın hyung, yatağın çok rahattı'' diyerek göz kırptı. '' Ya ne demezsin. Ben de diyordum Tae gelsin de rahat rahat yatsın'' diyerek göz devirdi. Bu sırada seslerden yeni uyanmış gibi yapan Jungkook kollarını kaldırarak esnedi, '' Ne güzel bir uyandırma servisi'' diyerek yastığını Taehyung'un kafasına fırlattı.Gelen yastık darbesinden sıyrılıp ayağa kalktı Taehyung, ardından ekledi '' Kahvaltı için sizi bekliyoruz, ben iniyorum sizde gelin.'' diyerek kapıya yöneldi.

Gırgır şamata eşliğinde geçen bir kahvaltıdan sonra bulaşık için taş, kağıt, makas oynamaya karar verdiler. Sona kalan ikili yıkayacaktı. İlk elden Jin ve Yoongi kendilerine kurtararak masadan uzaklaştı. Sonrasında onlara Namjoon, Taehyung ve Hoseok katıldı. Geriye Jimin ve Jungkook kalmıştı.

İş başa düştüğünden ikisi de ayaklandı. Masanın üzerindeki tabakları tezgaha taşıdılar ardından biri sudan geçirirken diğeri makineye dizmeye başladı.

''Dün gece Jin hyung seninle mi uyudu '' dedi düşünceli bir halde duran Jimin. ''Evet, ben de fark etmedim gece gelmiş yatmış.'' dedi diğeri, oysaki külliyen yalandı. ''Garip'' diye mırıldandı Jimin. Kaşlarını çatıp sordu diğeri ''Neden garip olsun ki ? Sırf geçen seninle uyumadığı için kıskanıyorsun dimi hyung'' diyerek dil çıkardı.

Küçük atışmalar eşliğinde bulaşığın sonuna geldiler. Jimin koşarak içeri gitti ve kendini Jin'in kucağına attı ve ''Hyung, geçen gece benimle uyumamıştın ama dün gece bu tavşanla uyumuşsun'' diyerek suratını astı. Büyüğü onun bu hareketini komik bulmuş ve gülümsemişti.

İşte Jungkook'a o hisler geri gelmişti. Öfke. İçini deli gibi yakan kıskançlık.

O sırada en büyükleri cevapladı ''Özellikle gitmedim Jimin-ah, o kadar uykuluydum ki elimi attığım kapıyı açıp, yatağa kıvrıldım.''

Oysa onun bu sözleri bugün söylenen ilk yalan değildi.





Yeniden merhaba herkese. Sanırım bu hikayem diğer Taejin'den daha çok seviliyor ya da ben öyle hissediyorum :) Bunu daha yoğun duygularla yazıyorum yani yazarken öyle hissediyorum umarım beğenirsiniz ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz. Hepinizi çok seviyorum 🖤🖤🖤.

mellifluous 와   jinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin