Lütfen beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🖤🖤. Sizleri çok seviyorum 😘.
Saatler süren dans provalarından herhangi biriydi. Herkes soluk soluğa ve terliydi. Biten şarkı eşliğinde kendilerini oldukları yerlere attılar. Tabii bu enerjisi asla bitmeyen Jimin, Jungkook ve Taehyung için pek geçeli sayılmazdı. Bu üçlü asla yorulmuyordu. Onlara bakıp derin bir soluk alan Seokjin sağında duran su şişesine uzandı. Aldığı büyük yudumun ardından kapağını kapatıcaktı ki, su şişesinin elinden gitmesiyle kafasını kaldırdı. Taehyung suyuna ortak çıkmıştı. Omuz silkti bu hep olan bir şeydi zaten. Ardından aynaya baktı gözleri Jungkook'la buluştu. Jimin'le beraber saçma saçma hareketler yapıyorlardı. Hafif bir tebessüm oluştu dudaklarında.
Üyeler yorgunluğun ardından yavaş yavaş toplanmaya başladılar. Akşam yemeğine gitmek için mekan düşünüyorlardı. Herkesin farklı bir fikri vardı.
Geçen dakikalar ardından ortak bir yer bulup hazırlanmak için odalara dağılmışlardı. Seokjin odalarında ki duşu ilk Yoongi'nin kullanması için öncelik vermişti. Bu sırada biraz kestirebilirdi. Aklına gelen planla gülümserken bir şeyi unutmuştu. Yoongi çok hızlı duş alırdı. Hatta su sesinin kesilmesi bunu onaylamıştı bile. Hızlı ayağa kalkıp tişörtünü çıkardı. Yoongi çıkar çıkmaz kendini banyoya attı, elindeki tişörtünüde kirliye. Sonrası ılık su ve rahatlama hissi...
Salona ilk inen Yoongi oldu. Hızlı duşu sayesinde diğerleri gelene kadar kestirebilirdi. Seokjin'e duş sırası için minnettardı. İkinci inen kişi Jungkook oldu. Üstüne giydiklerini çok düşünmeyen biri olduğu için eline geçeni giyip inmişti. Namjoon ve Seokjin aynı anda indiler. Aşağı inen herkes sırayla bir yere oturuyor ve eline telefonu alıp oyalanmaya başlıyordu biri hariç o uyukluyordu.
Oturanlar artık kaderlerini biliyordu. Bu değişmeyen sıralamada en son inenler belliydi. Jimin, Taehyung ve Hoseok. Aralarında Hoseok diğerlerine nazaran daha iyi denebilirdi. En azından ikisinden daha hızlıydı.
Herkes toplanmıştı. Yattığı yerden '' Sonunda'' diye bağırarak kalktı Yoongi. Bu hareket yeni inen Jimin ve Tae'yi ürkütsede çokta üstünde durmadılar. Her zamanki Yoongi'ydi işte.
Kimin arabasıyla gidileceğini hızlıca karar verip, arabalara doğru ilerlediler. Jin, Jimin, Tae, Kook hepsi beraber gidecekti, sürücü Jin eşliğinde. Namjoon, Hoseok ve Yoongi'de beraber gideceklerdi, sürücü Hoseok eşliğinde.
Jin sürücü koltuğuna geçtiğinde yan koltuk için hala dışarda tartışan ikiliye göz gezdirdi. Jungkook ve Jimin her zaman aynı olaydı. İkiside birbirini itip duruyordu. Gerçekten komikti ama diğerleri gitmişti ve zamanları yoktu. Camı açıp seslendi Jin ''Eğer hemen karar vermesseniz yemeği buraya sipariş edersiniz çünkü ben gidiyorum''.
Bunu duyan ikili hızlıca birbirine baktı ve Jungkook beklenmedik bir hamleyle kendini ön koltuğa atıverdi. Jimin'e de arka koltuk kalmıştı işte. Tabii gidene kadar rahat battı ve Jungkook' un saçını çekiştirip durdu.
Restorana vardıklarında diğerleri çoktan gelmiş ve sipariş vermişlerdi. Gelip giden tabaklar ve içki şişeleri eşliğinde herkes çok eğleniyordu ve birileri içkiyi fazla kaçırmıştı. Bunlardan biri kesinlikle Jungkook'du. Zaten normalden fazla konuşmaya başlaması bunu belli ediyordu. Ve korkusuzca davranıyordu. Bakışlarını sevdiği insana kitliyor onun farketmesinden korkmuyordu. Kafası fazlasıyla iyiydi.
Aniden ayağa kalktı Jungkook ve kimse ne olduğunu anlamadan koşmaya başladı. İçlerinden en ayık ve alkole en dayanıklı olan Jin ayaklandı, diğerlerine kendisinin gideceğini söyleyip tuvalete doğru ilerledi. İçerden gelen öğürme sesleriyle hangi kabinde olduğunu tahmin etmek zor değildi. Kapıyı aralayıp yere çöken küçüğünün suratını tutup kendine çevirdi. Kesinlikle kendinde değildi.
Kucaklayıp tezgaha oturttu. Eline dolduruğu suyla ağzını çalkalaması için zorladı. Kendinde olmayan ilk başta dirensede gözlerini aralayıp kendisine yardım eden kişiye baktı. Sevdiği insan şuan onun kusmuklu ağzını temizliyordu. Aslında bunun gerçek olup olmadığını anlayamadı. Rüya olabilir çünkü hyungu onun her zaman rüyalarında olurdu. Buna aldırış etmeden güldü. Rüyada olsa çok güzeldi. Gözünü tekrar kapattı.
Yüzünde hissettiği ıslaklıkla tekrar açtı hala burdaydı sevdiği. Kollarını kaldırıp sarıldı kocaman, havada duran bacaklarını sardı ona.
Jin bu sırada hissetiği sıcaklıkla duraksadı küçüğünün yüzünü ıslattığı peçetelerle silmeye çalışıyordu en son ne ara bu hale gelmişlerdi. Boynunda hissettiği dudaklarla irkildi. Çünkü küçüğü anlaşılmayacak ses tonuyla mırıldanıp boynunu öpmüştü ardından kendine iyice yer açıp uyumaya başlamıştı.
Jin tuhaf bir şekilde sinirlendiğini hissetti. Aklından geçen düşünceler belliydi. Küçüğü kimi görüyordu ki rüyasında kendisine bu denli sarılıp öpmüştü.
Ve kendisi neden bu duruma sinirlenmişti ?
Karşınızda yazdığım en uzun bölüm :) Umarım beğenirsiniz. Beğenip yorum yapan herkese teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyorum 🖤🖤.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mellifluous 와 jinkook
FanfictionSevgi gerçekten böyle bir duygu muydu ? Sıcak, kavurucu, can acıtıcı. Sevmek bu muydu? Her zaman böyle miydi? İyi hissettirmeyecek miydi? 'Kabul' dedi. Sevmeye devam etti.