Gecikme için herkesten özür dilerim. Üniversitede ikinci yılım, ders seçmelerde bir sıkıntı oldu ve eve çıktım ortalık çok karışık. İyi okumalar umarım beğenirsiniz 🖤🖤.
Sorularım var. Kafam karışık. Tepkilerimi kontrol edemiyorum. Karnıma ağrılar giriyor. Bazen ağlamak istiyorum, bazen deli gibi gülmek. Peki tüm bunların bir sebebi var mıydı?
Jin Hyung. Tüm bu karışıklığımın, hissettiğim hislerin sebebi, hepsi onun yüzündendi. Kalbim, aklım her şeyim onunla doluydu. Ama o yoktu.
O günden sonra Jin'i asla tek bulamadım. Provalarımız bitince hemen gidiyordu. Kendini stüdyoya kitliyordu ve şarkı yazdığını söyleyip kimseyi almıyordu. Her gece uyumadan odasını kontrol etsem de asla orada olmuyordu. Yemek yediğimizde yanımıza geliyor, azıcık yiyip gidiyordu. Bu kadar olay tesadüf olamazdı değil mi ?
Benden açık açık kaçtığını düşündüm. Ama diğerleri de durumun farkına varınca onlara da bir şey söylemedi. Sadece bu aralar yalnız kalması gerekiyormuş, bunu da Namjoon hyung'a söyledi.
Yine onunla konuşamadığım bir gecede düşüncelere boğuldum. Uyuyamadığımı fark edince aşağı inip ilaç almaya karar verdim. Merdivenlerden inerken kapıdan sesler gelmeye başladı, biri kapıyı zorluyordu. İlk başta ürksem de, kapı deliğinden bakmaya karar verdim.
Bu Jin hyungdu. Hemen kapıyı açıp içeriye aldım ve o an farkettim ki leş gibi içki kokuyordu. Sessiz olması için hiç konuşmadım, çünkü diğerleri uyanabilirdi. Onu kendi odama çıkarttım. Onun odasına gitsek Yoongi hyung uyanıp hesap sorabilirdi.
Odama çıkar çıkmaz banyoya soktum. Güzelce ılık suya attım. Ayılması lazımdı sonuçta. Sonra bornozlayıp yatağıma oturttum. Zaten uyuyacak gibiydi. Normalde sarhoş olunca çok konuşurdu ama bugün çok sessizdi.
Sessizce Jin hyungun odasına girdim. Oradan kıyafetlerini aldım ve çıktım. Ona kendiminkileri verirdim ama biraz küçük gelirdi ve ben şuan onun rahat etmesini istiyordum.
Önce üstüne tişörtü geçirdim ardından bornozu hiç çıkarmadan altına iç çamaşını geçirdim. Bunun için daha sonra azar yiyeceğim kesin ama önemli değildi. Islaktı öyle yatamazdı. Bornozu çıkarıp pijamanın altını da giydirdikten sonra elimdekileri bırakıp yanına uzandım o da uyuyor gibiydi.
Yaşadıklarımı düşününce rüyadan halliceydi ama gerçekti. Kendi kendime sırıttığımı farkettiğim de elimi ağzıma götürüp yüzümü düzeltmeye çalıştım. Sonra yaptığıma daha çok güldüm. Aniden belimde hissettiğim bir el ile sıyrıldım düşüncelerden. Jin elini belime atmıştı. Sonra beni kendine çekti ve çenesini kafama dayadı. O an hissettiğim rahatlık tarif edilemezdi. Aynı zamanda içimde oluşan gıdıklanma hissi, karnımda kelebekler uçuyor deyimi bu olsa gerek.
Ben de kendimi bu güzel uykunun kollarına bıraktım.Sabah ilk uyanan Jungkook olmuştu. Şans gerçekten onun yanındaydı çünkü hyungu hala yanında uyuyordu. Göğsünde yatıyordu sevdiği adamın, şuan başka bir şey isteyemezdi. Kafasını yavaşça kaldırarak yüzüne baktı. Asla yaşını göstermeyen yakışıklı bir suratı vardı. Göz kapaklarının bir çift diğeri tekti. Dudakları kalındı. Aşık olduğu surata ezberlercesine tekrar tekrar baktı.
Sonra kafasını usulca yerine koydu. Sıra kalp atışlarındaydı. Sakince atan ritmi dinledi. Hayatının arka plan şarkısı şu ritim olmalıydı. Öyle yaşayabilirdi.
Sonra kafasının altındaki bedenin kıpırdandığını hissetti. Hemen gözlerini kapadı. Kalp ritmi değişmişti bedenin, uyandığını anlamıştı.
Üstünde hissettiği ağırlıkla uyanan Jin önce üstündekine baktı. Ardından bulunduğu mekan göz gezdirdi. Dün geceyi hatırlamak için çabaladı ama nafile, başaramadı. Küçüğüne baktı uyuyor gibiydi. Elini Jin'in beline atmış kafası göğüsünde uyuyordu.
Kalkmaya karar verdi. İlk küçüğünün elini aldı ve belinden çekti.
Onun kalkacağına anlayan Jungkook anında kapalı olan gözlerini açtı. Jin buna şaşırdı, çünkü uyuduğunu sanıyordu. Ardından küçüğünün ağzından tek kelime döküldü.''Hesaplaşacağız.''
Buna şaşıran Jin tekrarladı. ''Hesaplaşmak mı? ''.Hellö bölüm sonuna geldik sizi 373737382 gün beklettiğim için çok özür dilerim. Umarım beğenir ve keyifle okursunuz. 🖤🖤🖤🖤.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mellifluous 와 jinkook
Fiksi PenggemarSevgi gerçekten böyle bir duygu muydu ? Sıcak, kavurucu, can acıtıcı. Sevmek bu muydu? Her zaman böyle miydi? İyi hissettirmeyecek miydi? 'Kabul' dedi. Sevmeye devam etti.