2.Bölüm

1.1K 92 10
                                    

7 Ağustos

Kai ve Sehun, arabanın incelenmesini izliyordu. En az 6 kişi arabayı inceliyordu.

Biri işe yarar kanıtları topluyor, biri fotoğraf çekiyor, iki kişi içerden ve iki kişide dışardan arabayı araştırıyordu.

Araba, ormanın içinde, hatta en ortasında, küçük bir kulübe tarzı bir evin önünde bulunmuştu.

Elbette ki Sehun, Kai ve Kyungsoo evin içini incelemiş ve bir şey bulamamışlardı. Evin yıllardır kullanılmadığı belliydi.

Kyungsoo arabanın içinden çıkıp, Kai ve Sehun'a doğru geldi.

"İşte cep telefonu ve cüzdanı."

"Şükürler olsun!" Sehun sonunda elde tutulur bir kanıt bulunduğu için sevinçten bayılacaktı.

Sehun ve Kai hızlıca eldiven giyip telefon ve cüzdanı kurcalamaya başladı.

"Cüzdanda para ve kartlar dışında bir şey yok." Kai umutsuzca söyledi. "Yinede kredi kartı harcamalarını kontrol etmeni istiyorum Soo."

"Sanırım ben bir şey buldum." 

Kai ve Kyungsoo Sehun'a dikkatlice bakmaya başladılar.

"Bir numara, sürekli aranmış. Özellikle geceleri. Mesaj yok büyük ihtimalle silinmiş." Sehun Kyungsoo'ya baktı. "Çok dikkatli araştırılmasını istiyorum Soo, Lütfen."

Kyungsoo, cüzdanı ve telefonu kanıt torbasına koyup tekrardan işine döndü.

"Sabaha kadar bekleyecek miyiz?"  Sehun sordu.

"Eve gidebilirsin Sehun, beni biliyorsun tek uyumayı sevmiyorum ve sevgilim sabaha kadar çalışacaksa bende onu bekleyeceğim."

Sehun, Kai'nin bu aşık haline kusuyormuş gibi yapıp güldü.

***
Sehun eve geldiğinde, kapısının kilidinin sökük olduğunu gördü.

Hemen belinden silahını aldı ve güvenlik kilidini açarak hazır etti. Cebinden aynı zamanda el fenerini de çıkarttı ama ışığı açmadı.

Yavaşça kapıyı itti, silahını içeri yöneltti. Silah sağ elinde, el feneri ise sol elinde. Sol eli ise silah tutan elinin altında destekti ve her an ışığı açmak için hazırolda idi.

Bir süre kapıda, içeride birinin varlığına ait ses duymak için bekledi.

Herhangi bir nefes sesi bile yeterdi. Kulaklarını iyice açtı ama hayır, hiç ses yoktu.

Salona doğru giden holde, çok dikkatli adımlar atarak içeri süzüldü. Salona varmadan önce bir kapı vardı, yatak odasının kapısı.

Kapı aralıklı, böyle bıraktığını hatırlıyordu ama içerideki kişi dikkat çekmemek için yine bu şekilde bırakabilirdi.

Hızlıca içeri girdi ve kapının arkasına nişan aldı ve aynı zamanda el fenerinide açmıştı. Kapının arkası boştu. Odasının diğer yerlerini incelemeye başladı.

Silahını bir an bile elinden bırakmıyordu. Görünüşte hiç kimse yoktu.

Gözü dolabına takıldı. Olabilir miydi? Neden olmasın.

Dolabına yürüdü ışığı başka yöne doğru tutuyordu.

Yine hızlıca dolabını açtı ve içeride kıyafetlerinden başka bir şey yoktu.

Koltuk gıcırdama sesi duydu.

Hemen salona doğru hızlı ve sessiz adımlar attı.

Işığını kapatmayı unutmamıştı.

Salona girdiğinde koltuğunda oturan biri vardı. Karanlıkta, açık olmayan televizyona bakıyordu.

Kendinden emin bir şeklide konuştu Sehun "ellerini yukarı kaldır, hemen!"

Kafa ona doğru döndü.

"Sana ellerini hemen yukarı kaldır dedim! Yoksa ateş ederim!"

"Sonunda geldin" adam ayağa kalktı.

Ses Sehun'a tanıdık gelmişti. Hemde çok fazla.

"Seni bekliyordum Sehun."

Sehun ışığı açtı. Gelen anı ışıkla karşısındaki gözlerini kamaştırdı.

"Luhan?"

Bir Katile Aşığım // HunHan (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin