12.Bölüm

666 67 7
                                    

Doktorun peşinden hemşirelerde odaya girmeye başlayınca Kai, Sehun'u odadan zar zor çıkardı.

Sehun'un yüz ifadesinden ne hissettiği ne düşündüğü anlaşılmıyordu.

Kai onu odadan çıkartıp bir yere oturttuğundan beri, hipnoz olmuş gibi yere bakıyordu.

Konuşmuyor, tepki vermiyor, Kai'yi bile duymuyordu sanki.

"Kardeşim onun yüzünden mi öldü Kai?"

Kai ne cevap vereceğini bilmez bir şekilde baktı. Evet? Hayır? Belki? Bilmiyorum? Ne diyecekti?

"Kardeşim neden onun yüzünden öldü Kai?"

Kai yine ne cevap vereceğini bilmez bir şekildeyken Sehun gözlerini yerden kaldırıp kapıya dikti.

Kai daha ne olduğunu anlamadan Sehun çoktan kalkıp içeri tekrar girmişti bile.

"Kardeşim neden senin yüzünden öldü!"

"Buraya girmen yasak derhal çık dışarı!" Doktor ne kadar önlemeye çalışsada Sehun onu duymuyordu.

Kai hızlıca peşinden gidip onu tutmaya çalışsada Sehun direniyor ve Yixing'e gitmeye çalışıyordu.

"NEDEN ÖLMESİNE İZİN VERDİN!"

Doktor ve Kai zar zor onu odadan çıkarmaya çalışıyordu.

"NEDEN! NEDEN YAPTIN BUNU!!" Sehun bütün hastaneyi inletecek şekilde bağırıyordu. Sanki boğazları patlayacak gibiydi.

Zor olsa da odadan çıkarmayı başardılar. Doktor hemen kapıyı kapattı. Sehun kapının önünde çöküp kapıyı yumruklarken bir yandan ağlıyor bir yandan da neden diye bağırmaya devam ediyordu.

Herkes toplanmış Sehun'a bakıyordu. Kai Sehun'u kaldırmayı denedi, ilkte başarısız oldu. Daha sonra yardıma gelen bir güvenlikle kaldırmayı başardılar.

Hastane dışına çıktıklarında Sehun bayılacak gibiydi. Kai'ye, gidip neden yaptığını öğrenmesi için yalvarıyordu.

Güvenliğinde yardımıyla Sehun'u arabaya bindirmeyi başardılar.

Kai güvenliğe hızlıca teşekkür edip arabaya bindi.

Sehun'u bu halde Luhan'ın yanına götüremezdi. Kendi evine gitmeye başladı.

Sehun hala yalvarıyordu.

Sehun'a dönüp baktığında gözlerini kan çanağı gibiydi. Ağlamaya devam ediyordu.

Eve geldiklerinde Sehun'u sırtına alıp binaya yöneldi. Asansöre bindiginde Sehun'u köşeye oturttu ve çıkacağı kata basıp Kyungsoo'yu onu karşılaması için aradı.

Asansör açıldığında Kyungsoo'yu bekler halde gördü.

Hemen Sehun'u tuttu ve kaldırmaya yardımcı oldu. Kai bir yandan Kyungsoo bir yandan tutup kaldırdı.

"Lütfen ben gelene kadar ona iyi bak olur mu?"

"Sen nereye?"

"Halletmem gereken bir iş var."

Kai arabaya bindiğinde ilk iş olarak Chen'i aradı.

"Bana şuan Minseok'un yerini tespit edebilir misin?"

"Tabiki fakat sen bana neler olduğunu açıklayabilir misin?"

Kai gelen soruyla vücudu ateşe atılmış gibi hissetti "Nasıl yani?"

"Hastanede olanlar?"

"Sen nereden biliyorsun?"

"Sizin ardınızdan Kris'te gitmiş. Gelip bana sordu Sehun'un kardeşini. Hiçbir şey bilmediğimi söyledim. Ama o bu işin peşini bırakmayacak gibi duruyor."

Kai derin bir nefes aldı. Bu adam onların sonuydu. "Minseok'un olduğu yerde buluşalım mı?"

"Tamamdır, yerini sana mesaj olarak atıyorum."

Kai gelen adresi navigasyona yazarak yola koyuldu. Yaklaşık 25 dakikalık bir yoldu fakat ona 25 saat gibi gelmişti.

Adrese vardığında Chen'in arabasını gördü. Kai arabayı düzgünce yerleştirince, Chen arabaya bindi.

"Dinliyorum."

Kai her şeyi anlatmaya başlayınca Chen, hiçbir tepki vermeden, lafını bölmeden dinledi. Kai anlatmayı bitirince, Chen bütün her şeyi hazmediyormuş gibi bir süre sessiz kaldı.

"Kris kuyunuzu kazacak." Kris, Kris, Kris.. baş belası..

Kai arabadan inince Chen'de peşinden indi. Yüksek apartmanın 8. katında yaşıyordu.

Daireye geldiklerinde bir kaç kez zile bastı. Biraz beklemenin ardından kapıyı açtı. Uykudan uyandığı her halinden belliydi.

"Ne istiyorsunuz? Evime kadar gelmişsiniz?"

"Buraya polis kimliğimle gelmedim. İçeri girebilir miyim?" Kai son derece sakinlikle konuştu.

Minseok Kai'yi baştan aşağı süzdükten sonra Chen'e baktı. "Peki o?"

"Oda aynı şekilde."

Minseok kapıyı iyice açıp içeri aldı ikiliyi. Kai kapının yanındaki masaya sırayla silahını, kelepçesini, rozetini ve telefonunu bıraktı. Chen'de onunla birlikte her şeyini bıraktı.

Minseok iyice durumdan şüphelenmeye başlamıştı ve uykusu açılmıştı.

Kai kollarını açarak, "Güvenmiyorsan ara." Dedi

Minseok başını iki yana sallayıp gerek olmadığını söyledi.

Minseok önde diğerleri arkada salona geçtiler. Kai duvarda ki saate bakınca gece bir olduğunu gördü. Biraz mahçup olmuştu.

"İçecek bir şey alır mısınız?"

"Hayır, sadece konuşmak istiyorum."

Minseok dinliyorum tarzında bir baş işareti yapınca Kai konuşmaya devam etti.

"Öncelikle, Sehun'u nereden tanıyorsun?"

Bu soru Minseok'u gülümsetmişti. O gülüşün ardından Kai tekrar devam etti. "Bak, polis olarak karşında oturmuyorum. İşler yolundan çıktı ve bir şekilde Sehun'a bağlandı. Söyleyeceğin tek bir kelime bile emniyete bildirilmeyecek. Sadece Sehun için burdayım. Bana her şeyi anlatmalısın."

Minseok derin bir iç çekti. "Aslında Sehun'dan nefret ediyorum."

Kai sabırla devam etmesini bekledi. "Tekrardan her şeyi hatırladığını da biliyorum ama merak etme, Luhan'a henüz söylemedim.  Açıkçası onun söylemesini bekliyorum."

"Madem öyle, Luhan ile gerçekten kuzen misin?"

"Hayır." Minseok koltukta iyice yayıldı. "Luhan yıllar önce ona kuzen olduğumuzu söyledi, başka bir şey bilmesini istemiyordu."

Kai'nin kafası allak bullak olmuştu.

"Biz kardeşiz." Kardeş? Sanırım, Kai'nin şaşkınlığı yüzünden okunuyordu ki Minseok ona güldü.

"Ailemin durumu, Luhan doğduğunda şimdiki kadar iyi değilmiş. Batma eşiğindeymişiz. Bende iki yaşındaydım. O yüzden başka aileye evlatlık verildi. Yavaş yavaş durum düzelmeye başlayınca, Luhan daha iyi yaşasın diye aileye her ay para yardımı yapılmış. Kardeşim olduğunu 10 yaşındayken öğrendim. Onu bulduğumda Sehun ortalıkta yoktu. Sonradan girdi hayatına. Luhan ona, bana bağlandığından daha çok bağlandı. O çocuğu hiçbir zaman sevmedim."

Kıskanç bir abi.. Kai durumu yavaş yavaş anlamaya başlıyordu sanki.

"Peki ya Yixing? Onunla nasıl bir bağın var?"

Minseok acıyla gülümsedi. "Bu soruyu cevaplamam için öncelikle başka bir soru sormalısın."

Başka soru? Kai o başka soruyu düşünürken Chen araya girdi. "Luhan neden ortadan kayboldu?"

"Bingo!" Minseok gülümsedi. Mutlu olduğu için değildi tabiki bu gülüş. Acısını daha iyi saklayabilmek içindi. "Neden Luhan ortadan kayboldu biliyor musun Kai?"

Kai kafasını iki yana salladı.

"Çünkü talihsiz çocuk oydu."

Bir Katile Aşığım // HunHan (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin