Bir Katile Aşığım // HunHan (Tamamlandı.)

24.Bölüm Part 2

Sehun Kai'nin söylediği şeyle beraber donup kalmıştı. Arkada nefes nefese konuşan Chanyeol'un sesinide duymuştu.

Kendisine doğru gelen memurları görünce hemen arabaya bindi. Memurlar onu gösterip koşuşturuyordu. Hızla arabayı çalıştırıp çıkışa doğru sürmeye başladı. Sakin olmaya çalışıyordu.

Dikiz aynasında memurların silah çektiğini görünce hızlandı. Önündeki bariyeri hızla geçip kırdı. Peşinden sirenlerin çaldığını duyuyordu.

Ateş seslerini duyunca reflesk olarak öne doğru eğildi. Bu şekilde Luhan'ın yanına gidemezdi.

Yolda biraz kovalamaca oynadıktan sonra tekradan ateş sesi duymasıyla birlikte arabada dengesini kaybetmişti.

Kafasını kaldırdığında bir lamba direğine çarptığını gördü, arabasından dumanlar çıkıyordu. Doğrulmaya çalıştığında omzundan vurulduğunu anladı.

Etrafına insan kalabalığı gelirken, silahını kontrol edip arabadan indi. Polisler arabaya yaklaşırken o hiç arkasına bakmadan yürümeye devam etti.

Gördüğü ilk araya döndü ve ilerlemeye devam etti. Bir yere saklanması gerektiğini biliyordu.

Küçük bir pansiyon ilişti gözüne, adımlarını hızlandırıp girdi. Adam ona garip şekilde bakıyordu.

"Su.. ve havlu alabilir miyim?"  Boğazı oldukça kurumuştu ve kanamasını durdurmak için tampon yapması gerekiyordu.

Adamı beklerken telefonunu aldı ve Minseok'a bulunduğu yerin adını verip acil durum olduğunu belirtti.

Telefonundan hattını çıkarıp parçaladı ve telefonuyla beraber çöpe attı.

Nihayet adam geldiğinde suyu tek seferde içti. Havluyu hızla alıp omzuna tapmon yapmaya başladı.

Yaklaşık ızdırap dolu 10 dakika geçmişti. Resepsiyondaki adam konuşmaya korkuyor gibi duruyordu. Siyah bir araba yaklaştı binanın önüne.

Bir adam hızla inip Sehun'un yanına geldi ve saygıyla eğildi.

Sehun kim olduklarını bilmiyordu ama Minseok'un gönderdiğini biliyordu. Adamı takip ederek arabaya bindi.

****

Kris odaya girdiğinde tek yaptığı şey fotoğrafları masaya koymaktı. Daha sonra diğer polis memurları hızlıca Kai'yi ve Chanyeol'u tutuklamıştı.

Sorgu odasına giderken aynı zamanda Kyungsoo ve Chen'in de tutuklandığını gördü.

Hepsi ayrı ayrı sorgulanacaktı.

Chanyeol ve Chen'in sorgusu kısa sürmüştü. Çünkü Chanyeol işte daha yeniydi, onu kandırdıklarını düşünüyorlardı. Chen ise Chanyeol gibi aynı şeyleri söylemişti ve kanıt bulamadıkları için Chen'i rahat bırakmışlardı.

Chen asla arkasında kanıt bırakmazdı.

Kris yumruklarını masaya geçirmişti. Bunun normal bir insanı korkutması gerekiyordu ama karşısındaki Kai idi, sıradan biri değil.

"Sehun nerede?" Burnundan soluyordu.

"Bilmiyorum." Kai gayet rahattı. Öyle olmak zorundaydı.

"İkinizin yakınlığını biliyorum Kai. Bana yalan söyleme, nereye gittiğini biliyorsun!"

Kai onun yüzüne alayla baktı. "Yakınız diye sıçtığı boka kadar her şeyini bilecek değilim ya. Nereden bileyim nereye gitti!"

Kris Kai'ye yumruk atmaya yeltenmişti ki Kai o yumruğu havada tuttu. "Karşında kim olduğuna dikkat et Kris." Kai'nin gözlerinden alev çıkıyordu adeta. "Ben Kim Jongin'im. Bu numaraların bana sökmez."