Cama bir şeyin çarpma sesi geldi ve yerimden sıçradım. Kafamı cama doğru çevirdim. Ne olduğunu anlamaya çalışırken cama sert bir şeyin çarpması ile cam paramparça olmuştu. Cam kırılması ile çok yüksek seste bir alarmın çalışmaya başlamıştı. Dışarıdan değişik sesler geliyordu.
Camdan uzaklaştım ve masanın yanına oturdum. Korkudan ağlamaya başlamıştım bile. Jack'in neden telefon numarasını almak hiç aklıma gelmedi diye kendime kızıyordum.
Lütfen erken gel Jack..
Jack hala gelmemişti. Sürtünme sesleri geliyordu. Kafamı çevirdiğim zaman cama tırmanan birini gördüm. Daha doğrusu göz göze geldik. İçeri girip aşağıdakilere
"Küçük kardeşimi buldum" dedi ve bana yaklaşmaya başladı. "Senin ile mecazi anlamda kardeş değiliz, Benimle aynı kanı taşıyorsun sana zarar vermek istemiyorum, Korkmana gerek yok seni almaya geldik. Sen ve beni bu dünyaya getiren bilim insanları bizi geri çağırıyor. "
"Sana inanmıyorum ve ben burada kalıyorum artık hiç bir yere de gelmiyorum."
"Bizimle gelmeye mecbursun, eğer gelmezsen burada çok fazla kan dökülecek. Eğitmenin olan Jack ise ölecek bunu ister misin?
" Senin gücün ona yetmez o yüzden boş yapma. Birazdan gelecek ve sizi buradan yollayacak."
"Burada olduğumuzdan sadece bir kaç kişi haberdar. Neredeyse kimsenin haberi yok ve biz elli kişiyiz, o bir kaç kişinin gücü bize yetmez" Dedi ve bana doğru adım atmaya başladı. Bir kaç adımdan sonra yanıma yaklaşması ile göremediğim bir şeye çarpması ve canının yanması bir oldu.
bağırarak " Burada kalkan var kıza yaklaşamıyorum Jack'i buraya getirin." Aşağı kattan sesler gelmeye başladı ve kapı gürültülü bir şekilde açıldı. İçeri Beş kişi girdi ve Jack'i peşlerinden sürükleyip önümde diz çöktürdüler. Jack'in burnu kanıyordu. Çok bitkin gözüküyordu. Jack ile göz göze geldik. Kendimi oldukça çaresiz hissetmiştim.
"Koruyucu ailemi öldüren sizler miydiniz?" bu soruyu korkarak sormuştum çünkü Jack'in de ölmesinden korkuyordum.
"Akıllı kardeşim" dedi ve kahkaha attı. " Sadece kardeşimi almak istedim ve onlar buna müsaade etmedi, ölmeyi kendileri seçti." Dedi ve devam etti. " Eğer bizimle gelmezsen sevgili Jack'te ölecek.
"Eva şuan kalkanın içindesin sakın oradan kıpırdama. Bizi kurtarmaya geliyorlar." Dedi Jack ve demesi ile karnına sert bir yumruk attılar. Abim olduğunu söyleyen çocuk Jack'in boğazına bıçağı dayadı ve "kararını çabuk ver yoksa Jack'te koruyucu ailen gibi ölecek."
"Tamam sizinle geleceğim lütfen onu bırakın." dedim ve yanlarına doğru yürümeye başladım. Jack bana bağırıyordu bunu yapmamam için fakat onu dinlemedim.
"Sizinle geleceğim şimdi Jack'ten uzaklaşın." Kimse kıpırdamamıştı. Abim olduğunu söyleyen kişi yanındakilere bağırmış ve uzaklaşmamızı istemişti. Herkes bir kaç geri adım attı fakat o kıpırdamamıştı bile.
" Sende geri çekil." Sinirli bir şekilde elini Jack'in boğazından çekip geriye gitmişti. Jack'in yanında diz çöktüm.
Ağlayarak " İyi misin Jack. Özür dilerim bunların hepsi benim suçum." Kulağıma yaklaşıp sessiz bir şekilde " Daha deminki yerine git orada sana dokunamazlar görünmez bir çember var"dedi. cevap bile vermemiştim ve Jack'e sarılmıştım. Ayağa kalktım ve yanlarına gittim.
"Güzel tercih bende öyle düşünmüştüm" dedi ve elimden tutup beni aşağı sürüklercesine çekmeye başladı. Evden dışarı çıktık ve daha önce hiç görmediğim bir yoldan ilerlemeye başladık. İlerledikçe yerde kanlı bir şekilde yatan insanları gördüm. Umarım kimse ölmemiştir diye geçirdim içimden. Gizli bir kapı vardı ve oradan çıktık. Hızlı bir şekilde önümüze gelen arabaya bindirdiler beni.
Bana ne yapacaklarını bilmiyordum fakat korkuyordum. Abim olduğunu söyleyen çocuğa baktım. Doğruyu mu söylüyordu bilmiyordum fakat simalarımızın benzediği aşikardı. Yanıma oturmuştu. Arabayı öndeki çocuk hızlı bir şekilde kullanmaya başladı. Resmen kaçıyorduk. Sessiz sessiz ağlıyordum. Jack'in sadece burnu kanıyordu görünürde fakat düşününce bakışları bile değişmişti. Jack için endişelenmiştim.
"Jack, ona ne yaptınız çok kötü gözüküyordu."
"Sadece vücudunu birazcık uyuttuk diyelim,bir kaç saate düzelecek. Bize zorluk çıkartmasını istemedik."
"Peki bana ne yapacaksınız?"
"Hiçbir şey."
"Neden beni götürüyorsunuz o zaman" sesimi biraz yükseltmiştim.
"Abin olduğumu söylerken şaka yapmıyordum. Bunu öğrendiğimden beri seni arıyorum. Tam buldum derken seni kaybettim fakat geri buldum. Seni bir silah olarak kullanamayacakları ve vücudun fazla hassas olduğu için istemediler. Fakat ben senin gibi değilim güçlüyüm, fazla güçlüyüm Kendi canım ile tehdit ettim onları. Seni buraya getirmek için ne kadar uğraştığımı bilemezsin. Bilim insanları geleceğini kabul ettiler, tek şartları senin üzerinde biraz daha oynama yapacaklar. Seni güçlendirecekler. Bu zor ve maliyetli bir iş.
"Beni istediğin için sevdiğim insanlar öldü, öldürdünüz. Bizim bir anne babamız bile yok, kan bağımız olabilir fakat ben seni abim olarak kabul edemem. Beni indir oraya gitmek istemiyorum burada kalacağım."
"Senin için bu kadar uğraştım, hepsini çöpe mi atmamı istiyorsun. Bu asla olmayacak. Sen kabul etmesen de ben senin abinim ve buna alışacaksın. Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok aptal olma. Yanımda olmanı ve seni korumak istiyorum. Yakında büyük bir savaş çıkacak ölmeni istemiyorum Eva." Cevap vermemiştim aklım sadece Jack'teydi. Umarım beni geri almaya gelirdi. Çok zaman geçmemesine rağmen ona bağlanmıştım.
JACK'TEN
Kendimden utanıyordum. Evime girmişlerdi. Boşluğuma denk gelmişti ve bunu kullanmışlardı. Vücuduma farklı bir sıvı enjekte etmişlerdi. Sersemlemiştim kıpırdayacak halim yoktu. Ellerimi hiç hissetmiyordum neredeyse. Eva'yı götürmüşlerdi. Aptal Eva'ya oradan çıkmamasını söylemiştim. Onlar gittikten beş dakika sonra yardım gelmişti. Aradan bir kaç saat geçmesine rağmen hala kendime gelememiştim.
Başım dönüyordu. Yönetim kurulu olayı araştırıyordu. Kaleden çıkmamıza izin verilmiyordu kapıları büyü ile mühürlemişlerdi. Eva'yı gerçekten abisi kaçırdıysa savaşın söz konusu olmayacağını söylüyordu herkes. Ölü yoktu, sadece karşılarına çıkan kişileri ölümcül olmayan darbeler ile yaralamışlardı.
Aklımda sadece Eva vardı. Umarım onu kaçıran abisidir ve onu geri almak zorunda kalmam diye geçirdim içimden. Belki de gitmesi ikisi için de en iyisidir diye düşünmeden edemedim. Büyük bir sorumluluktan kurtulmuştum. Böyle düşünmeme rağmen kendimi huzursuz hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK
Teen Fiction"Daha çok küçüktü. Onu izlediğimden habersizdi. Kahin hiç yanılmazdı fakat bu sefer yanılmış olmalıydı. Benim gelecekte bu kıza aşık olmam imkansız. Her ne kadar hızlı büyüyor olsa bile bu kız benden çok küçük." Diye isyan ediyordu gelecekte her bir...