[LOG] 10

721 59 2
                                    

Ben Jeon Jungkook'a gerçekten de aşık olmuştum.

....................................

"Jaehyun beni mezuniyet balosuna çağırdı."

"Gerçekten mi?! Sooyoung çok sevindim!..ama biraz erken değil mi?"

"Ah..öyle gibi..yine de erken sorması iyi oldu, elbise seçmek için tonla zamanım var."

"Haklısın."

"Peki ya sen? Yugyeom'dan ses yok mu?"

"Eh? Yugyeom mu-"

"Saklamaya çalışma! O gün seni öptüğünü gördüm."

"Ne?! H-hangi gün?! Y-yani yok öyle bir şey..y-yani.."

"Yani?"

"Ş-şey..aa..Sooyoung..şuna baksana. Sence bizi dinliyor mu?"

"Ne? Kim? Ha! Yerimie..sanmıyorum."

"Yerim! Yerim~KİM YERİM!!"

Adımı duyunca korkuyla sıçradım. Chaeyoung'un kolları beni sakinleştirmek için sıkıca tutarken Sooyoung'un yüzünde kocaman bir endişe vardı,

"Yerim, iyi olduğuna emin misin? Bugün kaçıncı dalışın?"

Sakince gülümsedim, "İyiyim. Biraz başım ağrıyor."

Chaeyoung kaşlarını çattı, "Başın tatilden döndüğümüz günden beri ağrıyor. Bence artık bir doktora görünmelisin."

"Önemli bir şey değildir."

"Bir aydır her gün başının ağrıdığını söylüyorsun. Eğer bir kez daha bunu duyacak olursam seni doktora kendim götürürüm. Sürükleyerek!"

Kafamı salladım, yalan söylüyordum. Arkadaşlarımı boş yere endişelendiriyordum ama onlara neden daldığımın açıklamasını yapamaz, Jungkook'u her görüşümde tekleyen kalbimi anlatamazdım. Her sabah, Jungkook'un sınıfa girişini beklediğimi, gelmediği günlerde ise kalbimin nasıl kırıldığını açıklayamazdım.

Bu yüzden de gülümsemeye devam ettim, "Benim için endişelenmeyin. Eee neyden bahsediyordunuz?"

"Jaehyun beni baloya davet etti."

"Ahh çok sevindim Sooyoung!" dedim ellerini tutarak. O kadar mutluydu ki mutluluğu gözlerine yansıyordu.

Sooyoung'un bakışları benden sınıfın kapısına doğru çevrilince başımı o tarafa çevirdim. Tam da o anda Jungkook'la göz göze gelince hemen gözlerimi kaçırarak önüme döndüm.

Tatilden döndüğüm günden beri ikimiz de sessizdik. Aramıza anlam veremediğim bir mesafe girmişti. O gün göl kenarında konuştuğumuz şeyleri isteyerek anlatmadığını biliyordum. Bu yüzden, ondan duyduklarımı kimseye anlatmamıştım, kendime bile..

Belki de bu anlamsız uzaklığın sebebi buydu. Bana değil, kendine bir ceza veriyordu. Evet, kesinlikle ceza verdiğini düşünüyordum.

Bakışlarımı önümden yavaşça kaldırırken Chaeyoung'un bana baktığını fark ettim. Bana ne olduğunu sorarcasına bir bakış atsa da sadece gülümsedim ve masadaki kitaplarımı düzeltmeye başladım.

Okul çıkışında her zamanki gibi kafeye gittim ve Seungwan'ın çıkışından sonra kasanın başına geçtim. Sınava az kalmıştı, bu yüzden de her aralığı değerlendirmek zorundaydım. Siparişleri aldıktan sonra Hoseok'a söylüyor sonra da aradaki boşlukta birkaç soru çözmeye çalışıyordum.

Hava karardıktan birkaç saat içinde kafe rahatlamaya başlamıştı. Testin son sorusunu da çözdükten sonra kitabı kapattım. Kasanın başında uzun taburede boş boş oturuyordum.

[✓] survive » jungriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin