[LOG] 26

533 50 15
                                    

y/n: yine sessiz bir yerde hissederek okumanızı tavsiye ettiğim bir bölüm. yukarıdaki müziği de ileride yazdığım yerde dinleyebilirsiniz.

Yavaşça arkama yaslandım. Diğer video dosyalarına bakarken boğazımdaki acıyı yutkunmaya çalıştım. Bütün videoları hemen bugün şimdi izleyip Jungkook'a gitmeliydim. Ona bir an önce kavuşmalı ve sıkıca, sımsıkıca sarılmalıydım.

Derin bir iç çekip gözlerimi yavaşça kapattım ve bütün bunlar için geç kalmamış olmayı dileyerek bir sonraki videoyu açtım..

Dışarıdaydı.

Buranın hastanenin bahçesi olduğunu düşünerek yeniden Jungkook'a odaklandım. Yanından geçen insanlara aldırmadan bana bakıyordu.

"Bugün sana ilk videoyu göndereli bir hafta oldu ve bu sana gönderdiğim dördüncü video.." diyip sustu.

Alnımı ovalarken iç çektim. Bu videoları daha önce görmüş olmalıydım ama o kadar aptaldım ki eski mailimi arada bir kontrol etmek aklımın ucundan bile geçmemişti.

Jungkook'u bu halde göreceğim aklıma gelmemişti. Bilemezdim..

Yoğun bir pişmanlık dalgasıyla beraber gözlerim yeniden dolmaya başlamıştı. Gözleri o kadar yorgun bakıyordu ki içinde yaşadığı acıyı bana yansıtmamak için büyük bir çaba gösteriyor gibiydi.

"Sana bu halimi göstermekten nefret ediyorum ama buradaki bir arkadaşım sana iyilik yaptığımı söyledi. Umarım yanılmıyordur."

Jungkook gülünce ben de birden güldüm. Delirdiğimi hissediyordum, bir yandan ağlıyor bir yandan gülüyordum, "Yanılmıyor, hayır arkadaşın yanılmıyor." dedim yanağımdaki yaşları silerken.

"Aslında bu videomu dün gönderecektim, geçen yıl bu zamanlar aklıma gelmişti. Beraber bungalovun kenarındaki göldeyken havai fişek gösterisine denk gelmiştik, hatırlıyor musun? O zamanı düşünce aklıma geldin.."

Başımı yavaşça avucuma yasladım ve o günü hatırladım, "Nasıl unutabilirim ki?" dedim fısıldayarak, "..seni öpmek istediğim o günü nasıl unutabilirim?"

Jungkook sanki söylediklerimi duymuş gibi gülümsedi ve soğuktan ürpererek boynunu içine çekti, "Seni çok özledim."

Bu ani itirafıyla kalbime bir acı saplanmıştı. Elimi kalbimin üstüne koydum, sanki orada olmaması gereken kocaman bir boşluk vardı.

"Seni çok özledim ve..aslında..ahh bunun olacağını tahmin etmeliydim." Yüzündeki gülümseme kaybolurken başını eğdi ve devam etti, "..maillerime cevap vermiyorsun. Senden bir cevap beklememeliyim ama bekliyorum işte."

Yeniden göz göze geldiğimizde gözlerinin dolduğunun dolduğunu fark ettim. İkimiz de iyi değildik.

"Belli ki hayatına devam ediyorsun ve bu beni mutlu ediyor ama yine de..ben sanırım bencil adamın tekiyim."

"Hayır değilsin!" diye bağırdım kendimi tutamayarak, "..eğer bencil olsaydın beni düşünerek hayatını bırakıp gitmezdin." Söylediklerimin ona ulaşmayacağını bilsem de kalbinde hissetmesini istiyordum. Şu an ancak bu kadarını yapabilirdim.

Bir kez daha göz göze geldiğimizde zorla gülümsemekten yanağının seğridiğini fark ettim, "Önceki videolarda da söylediğim gibi odam pek iyi bir yerde olmadığı için gün doğumlarını göremiyorum. bu da beni çok sinirli biri yapıyor.." dedi ve güldü, "..umarım benim için birkaç fotoğraf çekersin ha? Olmaz mı?"

Cevap vermek için dudaklarımı araladım ama çıkan tek ses acı içindeki inlemem olmuştu. Ben Jungkook'un Amerika'da keyifli bir hayat sürdüğünü düşünürken o, en sevdiği manzara olan gün doğumlarından bile mahrum kalmıştı.

[✓] survive » jungriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin