" Oglum benim halimi görüyorsun , benim zamanim doldu, artik dunyaya fazlayim , bugun varim yarin yokum.iyi kötü cok şey gördüm yaşadım , Allahima şükürler olsun.Ama Kaan , o daha küçücük bir cocuk. Okuma yazmayi bile bilmez. Daha okula gidemeden , hayatinin en guzel anlari kabusa döndü.Biz cahiliz doktor, köylüyuz.Her soylenene inaniriz , cok hocaya gittik.Ama hicbiri derdimize care bulamadı.Sen okumussun , doktor olmussun. Allah rızası için bizim cok yanlislarimiz oldu ama Kaan bunların hicbirini haketmedi.Ne olur doktor , kurtar torunumu , yalvarırım sana kurtar onu. " diyerek aglamaya başladı.
Sizden büyük birilerinin karsinizda ağlaması gerçekten cok kötü ve pis bir duygu.
" Merak etme anacim " diyerek elini tuttum ve " Torunun bana emanet. " dedim. Elini öptükten sonra vedalaşıp dışarı ciktim. Kenan siseyi Serapa vermişti , kendi elinde ise kazma ve küregi tutuyordu. Arabaya doğru yürüyorduk , Kenan bizden 4-5 metre öndeydi.
Serap kulagima yaklaşıp kigib bir sesle " O kimlik neydi öyle ? " dedi gülerek." Bu ilk deneyimim olmuyor." dedim.
Arabayi Kenan sürüyordu , ben yaninda Serap ise arkadaydi. Saat gecenin ikisiydi. Yaklagib 45 dakika sonra bir sahil kenarina geldik. Arabayi park etti. Kuregi ve kazmayi alip yürümeye basladik. Yaklagib 15 dakika sonra toprakli bir yol vardi , yukarı dogru çıkıyordu. Oldukca dikti , zorlaniyorduk cikarken , kar bu durumu daha zorlu hale getiriyordu. Yokusun sonunda bir kale vardi. Kaleye girecegimizi söyledi. Arkadan dolandik , duvarin yarisi kırılmıştı ordan girdik.Hic bir yer gözükmüyordu. Telefonu cikararak fenerini yaktim.
Bizi bos ve oldukça geniş bir odaya zütürdü." Burası." dedi. Kazmayı alarak tam vurucaktim ki Kenan beni tutarak " Dur napiyosun ? " dedi bağırarak.
Anlamsizca ona baktim." Doktor sen bilimini yap ilimi bana bırak." dedi ve Serap'in elindeki şişeyi aldı.
Telefonu igib yapması icin yüksekte taslarin arasina gibistirdim. Sisenin kapağını açarak kazacagimiz yerin etrafina dokmeye başladı. Sisede ki su kirmiziydi.Bir insanin gecebilecegi kadar bosluk bıraktı. Yani tam bir daire cizdi fakat daireyi tamamlamadi. Siseyi kapatıp bize döndü ve
" Herkes bu bosluk bıraktığım yerden girip buradan cikacak." dedi. Olan bitaneni izlerken Kenan coktan kazmaya başlamıştı.
Neredeyse sabah olmustu , gun yavastan aydinlaniyordu. Kenan ile beraber sirayla kaziyorduk. Saatlerdir buradaydik sıkılmıştık fakat bir o kadar da heyecanliydik. Kenanin kazmayi kaldırarak kazdığı yere vurdu ve bir ses duyuldu. Kenan hemen bana döndü. Oturdugum yerden kalkarak Kenanin yanina koştum. Kenan kazmayı bir kenara fırlatıp eliyle eşelemeye basladi. Birkac dakika sonra bir bez parçası gözüktü. Kenan daha hızlı kazmaya başladı ve bezi çıkarıp bana uzattı. Bezi kaldirdim ve Kaan'in anlattığı cisimin aynısı karşımda duruyordu. Tuylerim ürpermisti. Kaan'in anlattigindan daha büyüleyici , daha guzeldi.
Serap " Bulduk. " dedi gülerek ve boynuma sarıldı.
Sanki gömü bulup zengin olmuşuz gibi sevinmiştik. Fakat Kaan'in anlattiginin aksine parlamiyordu. Fazla takmadim , beze tekrardan koyup cantama attım. Kazdigimiz yeri kapatarak geri döndük. Arabaya doğru giderken Kenan beni kolumdan çekerek
" Yigenimi kurtaricak misin doktor ? " dedi.
Elimi omzuna koyarak " Merak etme, onu iyileştirmek icin elimden gelen herşeyi yapacağım." dedim ve yürümeye başladım. Arkami döndüğüm de Kenan duruyordu.
" Gelmiyor musun ? " dedim.
" Denizi özlemişim doktor , biraz burada kalayım , siz gidin. " dedi.
Tokalastiktan sonra arabaya bindik." Son kez Fadime Hanımları görüp vedalasalim , sonra ayriliriz buradan." dedim.
" Olur." dedi.
Fadime Hanımlarin evine gelmiştik fakat igiblar yanmıyordu." Uyumuslardir belki rahatsız etmeyelim. " dedi Serap.
Birdaha ne zaman gorucektik ki onları , son bir kez gormek istedim.Hem belki karanlıkta oturuyolardir.Alt katin kapısı acikti , ittirerek içeri girdik. Telefonumun fenerini yakip merdivenleri ağır ağır çıktık.2. kata geldik , evin kapisida acikti. Tedirgin olmustuk. Yavasca kapiyi araladim eve adım atar atmaz sanki icimden birşey geçmişti , ruhum bedenimden cikar gibi oldu. Dengemi kaybedip elimle duvardan destek aldim.
Serap koluma girerek " iyi misin ? " dedi.
Fahriye ustunde beyaz bir elbise vardi. Saclari ip ince ve simsiyahti. Gozleri cok buyuk ve cevresi simsiyahtı. Gozleri ile aşağı bakiyordu.
" Fahriye , ne yaptin sen ? " diye bağırdım ağlayarak.
Serap kolumdan cekerek " Ramazan kendine gel , hemen gidelim buradan." dedi.
" Doktor!" dedi igrenc bir ses ile ve sonunu uzatmisti. Cok boguk cikmisti sesi.
" Gerçekten benden kurtulabilecegini mi sandin ? " dedi.
" Serap hala cekistiriyordu beni." Kimsin sen , ne istiyorsun , ne suçu vardı onun ? " diyerek ağlamaya başladım.
" Uyardım seni , uzak durmanı soyledim. Tanidiklarini öldürdüm durmadin , sevdiklerini öldürdüm durmadin. Durman icin evlatlarimi yolladim yine durmadin." dedi.
Evlatlarim derken Serap'a bakmisti. Serap'a donup baktım. Gozleri dolmuştu
" Ozur dilerim." dedi.
O igrenc ses " Aileni elinden aldım yine durmadin. Sirada ki sensin doktor." diyerek üstüme kosmaya başladı.
Elinde bir bıçak vardı. Geriye doğru çekildim , takilip düşmüştüm. Serap kapıyı kapattı. Fahriye kapıyı acmaya çalışıyordu. Onlar kapıyı tutmaya çalıştıkça ev sanki deprem oluyormuş gibi sallanmaya başladı.
Serap " Kaç Ramazan , arkana bakmadan kaç. " dedi
.Tum gücüyle kapıyı tutuyordu. Fahriye kapıyı duvarlari yumrukluyordu.Her yumrugunda yer yerinden oynuyordu." Sende mi onlardansin ? " dedim Serap'a ağlayarak.
Gucu tukeniyor gibiydi , gözünden yaş gelmeye başladı.Eli kayiyordu , " Daha fazla dayanamiyorum Ramazan , kaç. " dedi. Ayaga kalkarak geri geri yürümeye başladım.
Kapiyi açmıştı , Serap Fahriye'nin boğazından tutarak duvara vurdu.Ev öyle bir sallandi ki denge mi kaybetmiştim. Fahriye ile goz gozeydiler , Fahriye elinde ki bıçağı Serap'in karnına batırarak " Hain!" diye bağırdı.
Beynimde defalarca yankılandı o kelime , damarlarim patlamış gibi her yerim aciyordu.
Serap bana dönerek " Beni affet. " dedi.Tum gucumle kosmaya basladim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşanmış Korku Hikayeleri -2- (Gerçek)
HorreurYaşanmış Olayları konu alan 1. kitabımızın devamıdır.