Beni koridorda görür görmez " Ne oldu ? " diye sordu.
Arabaya doğru gittim , arkamdan geliyordu. Arabaya binip kontağı çalıştırdım. Serap cevap beklercesine bana bakıyordu.
" Kaan. Kaçmış. " dedim.
Gözlerini büyültüp , elini ağzına zütürerek " Ne! " diye bağırdı.
" Sen ciddi misin ? " dedi.
" Evet , gittiğim de polis oradaydı. Asistanım çağırmış. " dedim.
" Seni neden aramamış ? " diye sordu.
" Korkmuş sanırım , ona emanet etmiştim. " dedim.
" Ne zaman olmuş.Bu sabah mı ? " dedi.
" Sanırım. " dedim. Yola koyulmuştuk , olayı tamamıyla anlattım. Daha önce Serap'ın başına hiç gelmediğini , hiç kaçmadığını söyledi.
Kaan'ın akrabalarının yaşadığı şehre doğru gitmeye başladık , tabelaları takip ederek gitmeye çalışıyorduk.Bir benzinlikte durarak benzin aldık. Serap benzinliğin marketinden birşeyler almak istediğini söyledi , bende o esnada lavaboya gittim. Benzinliğin arkasında , küçük bir tuvaletti. işimi hallettikten sonra elimi ve yüzümü yıkadım.Aynaya baktığımda arkamda Kaan'ı gördüm. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. Yüzüme tekrar su çalarak hafifçe tokat attım " Kendine gel. " dedim.
Lavabodan çıkarak ödemeyi yaptım. Serap atıştırmalık birşeyler almıştı ; gofret, bisküvi,çikolata. Yolda giderken atıştırıyorduk. Yaklaşık üç veya dört saatlik yolculuğun ardından şehre girmiştik.
" Evi hatırlıyor musun ? " dedim.
" Hayır. " dedi.
" Nasıl bulacağız peki koskoca şehirde onları ? " dedim. " ilçeyi ve mahalleyi hatırlıyor musun ? " diye ekledim.
Serap gözlerini kısarak alnını kaşıdı ve " Sanırım , bir dakika... *** ilçesindeydi ve ... *** Mahallesiydi sanırım , evet orasıydı. " dedi.
Yaklaşık kırk beş dakika esnaflara sora sora ilçeye girmiştik.
Serap'ın söylediği mahalleye doğru gidiyorduk esnafların tarifi ile.Bir nalburun önünde durup camı indirdim ve " Selamun aleykum üstadım kolay gelsin. " dedim.
Adam çok içten bir şekilde " Ve aleykum selam kardeşim , buyur ? " dedi.
" *** mahallesi ne taraftaydı acaba ? " dedim.
Adam gülerek " Burası. " dedi.
" Gelmişiz. " dedi Serap. Serap'a dönerek
" Anneannesinin adı neydi ? " diye sordum." Fadime , Fadime Kılıççı. " dedi.
Adama dönerek " Fadime Kılıççı diye bir kadın oturuyormuş burada , nerede oturduğunu biliyor musunuz ? " diye sordum.Az önce ki güleryüzlü adam gitmiş yerine soğuk , sinirli bir adam gelmişti. Yüzünü ekşitmişti , huysuzlanmıştı fakat bir yandan da belli etmemeye çalışıyordu.
" Öyle biri yok burada. " diyerek oturduğu tabureyi alıp dükkanına geçti.
Kolay gelsin diyemeden gitmişti , aldırış etmeden devam ettik. ileride bir bakkala , oradan sonra bir manava , sonra ise bir saatçiye. Kimse nerede oturduğunu bilmiyordu hatta burada öyle birinin olmadığını söylüyordu.Şaşırmıştık." Taşındı mı acaba ? " diye sordum Serap'a.
" Taşınmış olsa bile tanırlardır , nereye gittiğini bilirlerdi. Esnaf bunlar sonuçta , yıllardır burada olan adamlar.Bir kaç yıl önce ki kadını mı tanımayacaklar. " dedi.
Doğru söylüyordu , anlam verememiştim." Ne yapacağız peki ? " dedim.
" Camiye gidelim , hocaya soralım. " dedi. Caminin minaresi gözüküyordu , o yöne doğru sürmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşanmış Korku Hikayeleri -2- (Gerçek)
TerrorYaşanmış Olayları konu alan 1. kitabımızın devamıdır.