Evden çıkmış tüm gucumle kosuyordum. Cisim hala bende mı diye cantami kontrol ettim. Duruyordu.Alt gecit merdivenlerini zıplayarak indim.
Arabaya kostum , arabanin üstünde " Rabbin benim çamur , benden kacamazsin , ben her yerdeyim. " yaziyordu. Kirmizi birşey ile yazılmıştı , kandi bu.Anahtarlari cikartip acmaya calistim.
Surekli etrafima bakiyordum. Arabaya bindim , kontağı ceviriyorum calismiyordu. Tekrar çevirdim , yine çalışmadı.Bir yandan etrafima bakiyordum. Arkami döndüğümde Kenan alt gecitten gecip eve doğru gidiyordu. Araba çalışmıştı , tum gücümle gaza bastim.
Atlatamamistim hala , yarim saat geçmesine rağmen hala etrafıma bakiyordum. Hatta arabanın içini kontrol ediyordum. iyice paranoyak olmuştum.Yol kenarına çektim arabayı , arabadan çıkıp çalılıklara doğru gidip kustum. Daha fazla tutamamistim. Sogukkanli olmaya calisiyordum.
Surekli kendime sakin ol diyordum.Bir dal sigara yaktim. Cantamdan telefon rehberini cikardim.S harfine geldim ve Prof. Dr. Sadık Çelik hocamın numarasını tusladim.
" Merhaba hocam günaydın. " dedim.
" Merhaba , kimsiniz numaranızı taniyamadim ? " dedi.
" Benim hocam Ramazan Serhatli , 1992 yılında *** üniversitesinde ki öğrenciniz. " dedim.
" Ramazan sen misin ? Nasılsın , ne yapıyorsun ? " dedi gülerek."
Bir konu hakkında sizden yardım almam gerekiyor hocam , acaba bugün musaitseniz görüşebilir miyiz ? " diye sordum."
Tabi üniversiteye geciyorum şuan 1 den sonra musaitim. " dedi."
Tamam hocam geliyorum. " dedim."
*** üniversitesinin az ilerisinde bir çay bahçesi vardı hatırladın mı ? " dedi.
" Evet hocam hatırladım. " dedim."
Orada buluşalım. " dedi , "
Tamam hocam görüşürüz." dedim ve sigaramı atarak arabaya binip yola koyuldum.
Birkaç saatlik yolum vardi , bir benzinlige gecerek benzin ve atıştırmalık birşeyler aldım. Tansiyonum düşmüştü iyice birşeyler yemek iyi gelebilirdi diye düşündüm. Odemeyi yapip arabama binerek devam ettim yola. Saat sabah 10 sulariydi.
Şehre giriş yapmıştım , aradan uzun süre geçmişti , cevredekilere sorarak bulmuştum hocanin bahsettiği çay bahçesini.Bir masaya oturarak çay istedim. Cayimi içerken olanları düşünmeye basladim. Serapin onlardan olma ihtimali hic aklimin ucundan gecmedi. Ama madem onlardandi neden oda bu kabusları görmeye başlamıştı.
Bunun tek aciklamasi olabilirdi. Serap önce Kaan'in icinde ki her neyse onunla anlasma yaptı. isteyerek veya istemeyerek bunu asla bilemezdim. Daha sonra ise pişman olup onlardan ayrılmayı düşündü. Fahriyenin " Hain ! " diye haykırışı bunu kanıtlıyordu.
Sonra ise kabuslari başladı. Tabi bunlar sadece bir teoriydi. Gercekligini asla ogrenemeyecektim. Daha sonra bunlara dayanamayip Kaan'i gönderip bunlardan kurtulacagini düşündü.
Ki kurtuldu da fakat ben onu tekrar bu işin icine soktum. Belki bende Kaandan uzaklaşarak kurtulabilirdim fakat 10 yasindaki bir çocuğu öylece birakamazdim hele ki tum ailesine soz vermişken. Belki de ondan uzaklaşarakta kurtulamazdim , belkide benimkisi bu kadar basit değildi.
Sadık Hoca çay bahçesine girmis etrafa bakiyordu , beni ariyordu.
Ayaga kalkarak el salladım. Beni görüp yanıma geldi. Tokalasip sarıldıktan sonra masaya buyur ettim. Garsona el uzatarak bir tane çay istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşanmış Korku Hikayeleri -2- (Gerçek)
HorrorYaşanmış Olayları konu alan 1. kitabımızın devamıdır.