Düz ve bomboş bir ovaya götürdü bizi uzunca bir yürüyüşün ardından. Akşam ezanı çoktan okunmuştu. Etrafımız tamamen açıktı , hiçbirşey yoktu. Hoca Kaan'ı elinden tutarak yere oturttu. Karşısına ise Kenan'ı.Onların tam ortasına bir taş koydu ve onun üstüne ise cisimi. Cisim parlıyordu.Az önceki adamların hepsi hocaymış. Toplamda 40 tane hoca vardı. Hüseyin hoca dışında 40 hoca Kenan ve Kaan'ın etrafında yuvarlak oluşturdu.
Hüseyin Hoca ise Kenan ve Kaan'ın başındaydı. Etraftaki hocaların hepsinin elinde yaklaşık bir metrelik ipler vardı. Sadık Hoca ve ben uzaktan izliyorduk. Hüseyin hoca güçlü ve içten bir ses ile
" Bismillahirrahmanirrahim. " dedi ve hocalardan bir tanesi bir dua okumaya başladı.
Yaklaşık on veya on beş dakika sürdü , ardından yanında ki hoca okumaya başladı.O da duasını bitirdiğinde ellerinde ki ipleri bağlamaya başladılar. Ardından onun yanında ki bir dua okudu ve oda yanında ki ile bağlamaya başladı.40 hoca sırayla dualar okudu ve sırasıyla elindeki ipleri bağladı. ipleri bağladıktan sonra Hüseyin hoca tekrardan besmele çekerek arapça dualar okumaya başladı. Kaan titriyordu fakat Kenan sürekli onu güldürmeye çalışıyordu. Hüseyin hoca cisimin arkasını açarak içinde ki kağıdı ve saçı cisimin üstüne koydu ardından ise yaktı. Sanki bir soba yakmışçasına alev aldı yaktığı şeyler. Neredeyse bir metre boyutunda yüksekliği vardı ateşin. Hüseyin hoca yine arapça dualar okumaya devam etti.Çok sakin olan yerde birden bire çok şiddetli bir rüzgar esmeye başladı. Hocalar ellerinde ki ipleri tutmaya çalışıyordu. Hocaların arkasında , ipin gerisinde hareketlenmeler vardı.
Gölgeler sanki içeri girmeye çalışıyorlardı fakat başaramıyorlardı. Hocaların hepsi ipi tüm güçleriyle tutarken bir yandan ise hala içlerinden dualar okumaya devam ediyordu.
Ve bir ses duyuldu , Kaan'ın ağzından " Ne istiyorsunuz ? " diye.
" Sen kimsin ? " dedi Hüseyin hoca.
" Ben senin rabbinim. " dedi.
Fakat o ilk sefer ki cesareti , alaycılığı yoktu. Gölgelerin içeri girememesi onu güçsüz kılıyordu. Fakat onun ile beraber hocaların da gücü tükeniyordu.
" Rahat bırakın evlatlarımı. " dedi Kaan.
Sesi hala korkunç ve oldukça kalındı."Bu adem oğlunun ruhunu serbest bırak." dedi Hüseyin Hoca.
Kaan , " Bu yıllar önce yapılmış bir anlaşma.Biz ademoğulları gibi sözlerimize ihanet etmeyiz. " dedi
." Bozmanı istiyoruz bu anlaşmayı , karşılığında sana bir can adayacağız , tıpkı anlaşmayı yaparken olduğu gibi. " dedi
.Az önce ki gölgeler birden duraksamışlardı fakat hala oradaydılar.
C*nler mala mülke değer veren varlıklar değillerdi. Onların tek amacı ve gayesi insanları yoldan çıkartıp cehenneme sürüklemek.Hal böyle olunca bu kadar ilimli bir hocayı bu kadar büyük günaha sokmayıda kabul etmişti.
Hüseyin hoca belinden bir bıçak çıkardı ve Kaan'ın eline verdi.
Kaan tutmak istemiyordu.Bir kaç dua okudu Hüseyin hoca ve Kaan'a da okuttu. Kaan'a bıçağı dayısına sokmasını söyledi fakat Kaan yapmadı. Ağlıyordu , hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Kenan sürekli yap diyordu fakat elinde ki bıçağı yere attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşanmış Korku Hikayeleri -2- (Gerçek)
TerrorYaşanmış Olayları konu alan 1. kitabımızın devamıdır.