" Ben bir tane işkembe çorbası ile kuru fasulye alabilir miyim ? " dedim
" Tabi.
diyerek elindeki kağıda yazdı ve Serap Hanım'a döndü.
Serap Hanım " Mercimek çorbanız var mı ? " dedi.
" Evet. " dedi garson." Ben mercimek çorbası alıyım o zaman. " dedi." içecek birşeyler ister misiniz ? " dedi garson. ikimizde ayran istedik.
Garson gittikten sonra Serap " O esnaf neydi öyle ? " dedi.
" Olayları duymamış olmaları imkansiz , ben olsam bende aynı tepkiyi verirdim. " dedim." Ama onlar gibi geri çekilmek yerine en dibine kadar gidiyorsun. " dedi.
Bugün masamdaki dosyam geldi aklıma , çantamdan dosyayı çıkardım ve Serap'a uzattım." Bu ne ? " dedi." isimi tanıdın mı ? " dedim." Canan Bahadır. " dedi heceleyerek.
" Bu ... Bu ne demek oluyor ? " dedi. Garson siparişlerimizi getirmişti. Yemekleri masaya koyup gitmesini bekledim ardından " Kaan'ın annesini , Canan Bahadır'ı 1993 yılında tedavi ettim Serap. " dedim.
" Emin misin ? " dedi." Evet. " dedim." Neden daha önce söylemedin ? " dedi." Aklıma hiç gelmedi ki , 11 sene önceki hastam. Nereden bilebilirim ki ? " dedim. Dosyayı incelemeye devam ediyordu , " Nereden aldın bu dosyayı , arşivinden mi ? " dedi.Bir yandan çorbamı yudumlarken bir yandan da " Hayır , odamda ki masamın üstündeydi. " dedim.
" Nasıl ? " dedi şaşırarak." Bilmiyorum geldiğimde oradaydı. " dedim." Senden başka kimse girebilir mi odaya ? " dedi.
" Hayır anahtarı sadece bende var. " dedim." Şimdi anladın mı bu işi neden bu kadar sorguluyorum ? Neden bu kadar üstüne düşüyorum. " dedim.
Serap kekeleyerek " Ama. " dedi ve " Bu nasıl oluyor ? 11 sene önce annesini , şimdide kendisini tedavi ediyorsun. Tesadüflere inanırım fakat... Fakat bunun tesadüf olduğunu sanmıyorum. " dedi." Bende öyle düşünüyorum fakat bu aile ile nasıl bir bağım olabilir bunu bir türlü anlayamıyorum , bir türlü aklım almıyor. " dedim.
Yemeğimizi bitirip hesabı ödemeye gittim. Arabaya bindik ve tekrar camiye döndük. Mahalleli dağılıyordu , en arkadan ise hoca geliyordu.
Hoca yanımıza geldi ve Serap'a baktı tuhaf bir şekilde." Beraberiz hocam. " dedim. Bizi camiden iki veya üç dakika uzaklıkta ki çay bahçesine zütürdü ve üçer tane çay söyledi.
" Evet gençler , neyi merak ediyorsunuz ? " dedi hoca." Hocam , Fadime Kılıççı'yı bulmamız lazım , yerini söyleyebilir misiniz ? " dedim.
Hoca Serap'a bakarak " Sen bir kaç yıl önce de gelip Fadime Kıllıçı'nın yerini soran kız değil misin ? " dedi." Evet. " dedi Serap tebessüm ederek. Hoca çayından bir yudum alarak " Fadime Abla o olaylardan sonra , bu olayları anlatmama gerek yok siz benden daha iyi biliyodursunuz çünkü bu işin içinde olan sizsiniz , mahalleli ile çok tartıştı.Her gün kavga gürültü oluyordu. Geceleri sürekli bağırışmalar oluyordu evlerinde. Fadime Abla kızı ve oğlu ile kalırdı.Hem kendi aralarında hem de mahalleli ile kavga ederlerdi. Oğlu Kenan bir defasında mahalleden birine , bu olaydan dolayı , bıçak çekmiş.Çevrede ki vatandaşlar ayırmış.
Mahalleli en sonunda bunları burada istemediklerini , gitmelerini söylemiş. Bunlar direnince de Kenan'ı dövmüşler. Kılıççı ailesi de gitmek zorunda kalmış. Buradan yarım saat uzaklıkta ki boş bir arazide yapımı durmuş evler vardır. Onlardan birine taşındılar diye duydum , hangisi olduğunu bilmiyorum , hiçte uğramadım. " dedi." Ne tarafta hocam ? " diye sordum. Eliyle caddenin aşağısını göstererek " Bu caddeyi sonuna kadar takip edin , tren istasyonuna gelince alt geçitten karşıya geçin. Biraz daha ilerleyince bahsettiğim evleri görüceksinizdir. " dedi.Çayımı bitirerek " Bize müsade o zaman hocam. " dedim." Bu saatte mi gideceksiniz ? " dedi." Evet , zaten oldukça zaman kaybettik , bir an önce yola koyulalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşanmış Korku Hikayeleri -2- (Gerçek)
TerrorYaşanmış Olayları konu alan 1. kitabımızın devamıdır.