#18 Ciddili Bölümler Serisi/Son Bölüm (part 1)

127 14 11
                                    

"Virginia intihar etmiş!"
Johanna koştura koştura geldiği için nefes nefese ve hayretler içindeydi. Slyvia da öylece anlamsızca arkadaşına bakıyordu.

"Ne?"
"Nehire atlamış."

Slyvia şaşkınlıktan birşey diyemiyorken üzgünce Fyodor'a bakıyordu o sırada. Fyodor'un yüzünde ise sinsi bir gülümseme vardı.

"Virginia'dan kurtulduğumuza  göre planı etkin hale getirebiliriz." dedi ve hala acısını yaşayan Johanna'ya baktı. Kızın gözleri tümden umutsuzdu. Fyodor'un ne demek istediğini anlamıştı. Virginia olsa bu planı durdururdu ve ya karşı tarafa yardım edebilme potansiyeli  vardı. Ondan kurtulmak istemişti bu yüzden... Ama illada böyle bir kurtulma olmak zorunda değildi...

Johanna yere bakarak cevap verdi.
"Anlaşıldı."

Johanna daha fazla burada durmak istemediği için mazeret belirtmeden arkasını döndü. Kapıdan çıkarken merakı onu en sonunda yendi ve arkasını dönerek son bir cesaretle atıldı.

"Madem onun ölmesini istiyordunuz, neden intihar etmesini sağladınız? Onun yerine direkt kendiniz ortadan kaldırabilirdiniz!"

Sorduğu soruya birkaç saniye cevap gelmeyince, onun yerine Fyodor'un boş bakışlarını görünce bir an pişman oldu Johanna. Yutkundu ve cevabı bekledi. En sonunda gelmişti.

"Eğer onu kendim öldürseydim Mieko'nun bana karşı olan kini artacaktı ve ani bir saldırıyla karşılaşacaktım. Ayrıca pekte acı çekemeyecekti... Nede olsa şuan kendi yüzünden intihar ettiğini biliyor. Bu onu kahretmeye yeter bile. Şimdi bana ulaşması için 1 haftası var. Acıdan kendine gelemez. Bizde o arada planımızı ortaya koyarız."

Johanna cevabını almıştı. Fyodor sinema izlemeye meraklıydı. Slyvia ise sessizce arkadaşının ölümüne üzülüyordu.

"Gerçekten, bu yaşam bizi ölüme götüren yoldan başka birşey değil. Yalnızca herkesin yolu farklı. Kiminin ki dikenlerle dolu, kimininki ise çiçeklerle..." diye mırıldandı Slyvia. En içten sesiyle.

~3 Gün Sonra~

Mieko umutsuzca karşısında kalan boş kadehlere bakıyordu. Muhtemelen gece gene kendi başına içip içip ağlamış olmalıydı ki bunların hiçbirini hatırlamıyordu. Hatırladığı en son şey arkadaşının cansız bedeniydi. Çaresizlikle yüzünü elleriyle kapattı.

"Keşke onun yerine ben ölseydim..."

Bacaklarını dizlerine çekerek kendini dış dünyadan ayırmışken, birden kapının hızla açılmasıyla yavaşça başını kaldırıp baktı gelen kişiye. Chuuya idi. Elinde poşetlerle gelmişti. Mieko'nun gene ağladığını görünce sıkıntıyla iç çekti ve poşetleri kenara bırakarak onun yanına çömeldi. Mieko sessizce ağlıyorken çenesinden tutarak kafasını dikleştirdi ve kendi gözlerine bakmasını sağladı. Mieko anlam veremediği yaşlı gözlerle bakıyordu 6-7 cm  karşısında duran Chuuya'ya. Chuuya ise son derece ciddiydi.

"Kendine zarar verip durma. Tamam kaybın büyük ama böyle giderse kendini de kaybedeceksin! Onun yerine yaşam amacını intikama ada!"

Mieko Chuuya'yı dinliyordu. Sözleri ona ninni gibi geliyordu çünkü şuan. Garip bir gülümseme ile karşılık verdi ona. Sonrasında sızmış olacak ki birden Chuuya'nın kucağına düştü ve kendini kaybetti. Chuuya kucağında uyuklayan kıza sevgiyle baktı ve yavaşça yanağını okşadı kızın.

BSD; Karanlığın Dünyası!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin