Buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyorum.Sadece lavabodan çıkıp gördüklerimden sonra koşmaya başlamıştım.Kulupten çıkıp gözyaşlarım çeşme misali akarken sadece koştum.Sahile vardığımda bir banka çöktüm.Sakinleşmeye çalıştım.Ama bir türlü olmuyordu.Aksine hıçkıra hıçkıra ağlıyordum bu sefer.Ayağa kalkıp kayalıklara doğru yürüdüm ve avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.
- Senden nefret ediyorum seni lanet olası,seni sevdiğim için kendimden de.Artık benim canımı yakamayacaksın duydun mu beni?Üzemeyeceksin.Buna izin vermeyeceğim. diyerek olduğum yere çöktüm.Hala ağlarken Allah kahretsin ki hala seviyorum diye fısıldadım.Hâlâ....
Omzuma dokunan bir el ile olduğum yerden sıçradım.Dönüp baktığımda bu kişinin Mete olduğunu gördüm.Şu sümüklü halimle görmek isteyeceğim son kişiydi.Ayağa kalkıp yürümeye başladım.Mete arkamdan gelip kolumdan çekip en yakın banka oturttu.O mavi gözler beni delip geçiyordu.Ben hıçkıra hıçkıra ağlarken başımı omzuna koydum.'Nolur bana öyle bakma.Ne olduğunu sorma.Sadece böyle kalalım,böyle..' dedim.O ayağa kalktı ve bana elini uzattı.
-Hadi gel,kafanı dağıtacak seni bu ruh halinden kurtaracak bir şeyler yapalım.
+Nasıl yani bana ne olduğunu sormayacak mısın ?
-Hayır ne zaman istersen anlatırsın.Seni bunun için zorlamayacağım.Sadece seni bu ruh halinden kurtarmak istiyorum.Kabul ediyor musun ? dedi göz kırparak.
Bu biraz da olsa gülümsememi sağlamıştı.'Tamam bunu nasıl yapacaksın merak ediyorum dedim ve eline vurdum.
Yürümeye başladık.Yola yaklaştığımızda bir taksi çevirdi.Taksinin arka camına başımı yasladığımda gözlerimi kapattım.Uyumaya çalışıyordum ama cama vuran başımla bu pek mümkün olmuyordu."Aah hadi ama filmlerde hiç de böyle olmuyor" diye söylendim.Yanımdan bir kahkaha sesi yükseldi.Mete'ye ters bir bakış atıp onu inmekle tehdit ettikten sonra başımı geriye yasladım.
"İstersen omzuma yaslanabilirsin her kız rahat olduğunu söylerdi"diye bana pis bi sırıtış gönderdi."Bay ego yığını,istemez ben böyle rahatım" dedikten sonra dil çıkardım.Hayır daha biraz önceki yaşadıklarım yetmezmiş gibi bir de Mete'yle uğraşıyordum.Ama cidden bu koltukta ne rahatsızdı canım.Ama inat ettim onun kemik torbası omzuna yatmayacaktım.Aferin kızım işte böyle diyerek kendimi alkışladım içten içe.Artık şu yolculuğun bir an önce bitmesini dilerken taksi durdu.
Taksiden inerken abime haber vermediğim ve onun beni merak edebileceği aklıma geldi.Bir günde ne çok şey yaşamıştım.Bir insanın en mutlu günü aynı zamanda en kötü günü olabilir mi ?Oluyormuş gerçekten.Bu düşünceleri beynimin en dip köşesine kakalarken Mete'ye abimi sordum."Haberi var merak etme sen şimdi bunları düşünme" diyerek kolunu omzuma attı.Kolunu alıp kendi vücuduna çarptırırken pis bi bakış attım. Mete de bana serseri bir bakış attı.(gerçekten bu kadar harika mı gülüyordun???)İstifimi bozmadan yürümeye devam ettim.Geldiğimiz yeri görünce kaşlarımı çattım."Burası da neresi böyle ??"