♪♪♪♪♪♪
"aslında sokaklar anlatmaz yunho, sokakları dinlemek istersin ama onlar hiçbir şey söylemez.
ben dibe vurmuşum fakat ne hikmetse seni efsunlu olarak görmekten alıkoyamıyorum kendimi. senaryo gereği doğdum sanırım, senin hiç okumadığın.
hiç izlemediğin tiyatroydum belki de.senin yaptığınsa yanımda kalıp öldürmek, kendime dur diyemiyorum anlıyor musun? anlıyorum deme güzel meleğim. anlamıyorsun, en yakınına duyduğun aşkın seni yeyip bitirmesini anlayamazsın."
kalbim deli gibi atarken yunho'nun gözleri gözlerimdeydi.
gözümden akan yaşın aslında bir metafor olduğunu iyi biliyordu.
ellerimdeki kağıdı buruşturarak gülümsemeye çalıştım. söylediğim sözlerin çoğu kâğıtta yazılanlardan farklıydı ve gerçek duygularımdı.
"nasıl oldu?" diye sordum.
yunho elimdeki buruşmuş kağıdı aldı.
"böyle yazmıyor burada, radyo programına çıkınca böyle mi konuşacağım? hem sen nasıl onları kurguladın kafanda?""bizim de yeteneğimiz var."
yunho'nun yarın programı vardı ve programdan sonra bir törene katılacaktı. konuşmalarını sıralayacaktı ve ben de evde onu bekleyecektim.
"hongjoong tüylerimi diken diken ettin. söylediklerin nasıl o kadar etkileyebilir ki?" diye sorarken bazı şeyleri anlıyormuş gibi bir tavır takındı.
"sadece senin yazdıkların işte."
"benim yazdıklarım değil."
omuz silkip mutfağa doğru ilerleyip terleyen boynumu sildim, ellerim bumbuzdu ve ben terden su olmuştum.
"hey cüce kelebek gel buraya. provalarımız bitmedi."
"kendin uğraş yunho. yemek hazırlıyorum."
yunho'nun mutfağa doğru geldiğini hissetmiştim. adımlarını sertçe atardı o. biliyordum.
"bırak şunları." deyip buzdolanından aldığım plastik kutuları elimden almıştı.
"en yakınına aşık olmak derken? neyi kastettin?"
ağzımdan çıkan kelimelerin ne olduğunu yeni yeni fark ediyordum. bunu mu söylemiştim? cidden bunu nasıl söylemiştim ben?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sen güzide bir ahvaldin || hohong
Fanfictionkim hongjoong'un en yakın arkadaşı bir kitap yorumlayıcısıydı, kim hongjoong ise her gece radyoyu açıp en yakın arkadaşını ağlayarak dinlerdi. [bitti]