♪♪♪
♪♪♪
kuşların kafeslerde adam eğlendirdiği zamanda doğdum, on yaşıma kadar her oyuna koştum. yirmilere doğru iyice duruldum. duruldum da duruşunu değiştirmedim.
hep bir şeyler istediler benden, rızam olmayan şeyler hissettirmeye çalıştılar. aileme, beni böyle acımasızca savuran kadere sövdüm durdum.
annem için yanlış bir çocuktum, babam içinse yanlışlanmaya değmeyecek olandım.sokakta oynadığım bir kız arkadaşım vardı küçükken. annesi ona çilekli bir toka almıştı. çok kıskanmıştım, annesinin ona hediye almasını değil de o tokanın kıza çok yakışmasını kıskanmıştım. o kız da çocuk kalbiyle anlamış olacak ki bana o tokanın tekini vermişti. çıtçıtını saçıma takarak gülümsedi.
"hiç çilek tokası takan bir erkek görmemiştim. çok güzel oldun hongjoong."gülümsemesinde alay yoktu, hem bana güzelsin de demişti. ben de o kız çocuğu gibi güzeldim artık. yalan yoktu söylediklerinde çünkü biz çocuktuk, şendik. hürlüğün ne olduğunu bilmeyen hürlerdik. büyüdükçe tutsaklaştırdı bizi insanların kendi kendine çıkardığı yasalar, küflenmiş normlar. bizi insanlar dört duvar arasında yalnız hissettirmişti. bizler insanların esiri olmuştuk artık.
o çilekli tokayla gidiyordum eve, koşturuyordum. bana bakanlar sanki tokama bakıyormuş gibi geliyordu. çok heyecanlanıyordum, tokama dokunuyordum. sonunda varmıştım ruhumun güneş göremeyeceği o eve. annenin karşısına geçip yeni ve tek tokamı göstermiştim.
"arkadaşım verdi bak. çok güzelim değil mi anne?" sesimde öyle bir heyecan vardı ki. bunun kırılmasını hiç kimse istemezdi ama tahmin edeceğiniz üzere bu paramparça oldu.
güzelliğin bedenin içindeki o incecik ruhta olduğunu bilmiyordu annem, hiçbir zaman da bilemedi.
"yeni yeni işler mi çıkarıyorsun hongjoong? o tokanın ne gereği vardı?" sesi öyle sert çıkmıştı ki. böyle hayal etmemiştim. annemin saçımı okşayacağını düşünmüştüm. hatta yeni tokalar bile alacaktı bana."saçlarımız güzel gözüksün diye takıyoruz." demiştim kısık sesimle.
"böyle şeyleri kızların taktığını bilmiyor musun?" deyip tokamı sertçe almıştı saçımdan. saçım acımıştı ama beni en çok acıtan ilk ve tek tokamın benden alınmasıydı. o tokanın nerede olduğunu hâlâ bilmiyorum.
abimin yere tükürmesi, anneme yardım etmeyişi, temiz olmayışı, kaba davranması sorun değildi ama benim toka takmam sorundu.
neden?
varsın bütün duygularım doğaya ihanetle suçlansın.
bu saatten sonra
bana ne!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sen güzide bir ahvaldin || hohong
Fanfictionkim hongjoong'un en yakın arkadaşı bir kitap yorumlayıcısıydı, kim hongjoong ise her gece radyoyu açıp en yakın arkadaşını ağlayarak dinlerdi. [bitti]